11.Bölüm

37.1K 1.9K 335
                                    

Emre'den;

Elimi kesmiştim ve korkuyordum.

Kandan ölesiye korkuyorum.

Kanda bakamam, dokunamam hatta kokusuna bile tahammül edemem.

Ellerim kan içindeydi. Başım dönüyor midem bulanıyordu.

O kadar kötü haldeydimki güneşin geldiğini yeni farketmiştim.

Etrafa parfüm sıkmıştı. Ve kanın kokusunu gayet rahat bir şekilde bastırmıştı.

Onun iyi biri olduğuna şuan andan itibaren inanıyordum.

Kimse daha önce böyle yapmamıştı.

Elime pansuman yapmıştı.

Neden iyi davranıyordu bunca şeye rağmen?

Neden?

Pansumanımı yaptıktan sonra rengi atmıştı. Ufaktan titremeye başlamıştı.

Yüzüne bakamıyordum. Kendimden utanıyordum.

Ben utanılacak bi insandım.

Hızla mutfaktan çıktı sonrasında.

Mutfaktan çıktıktan sonra aradan 5 dakika bile geçmeden emir abimin bağırışını duydum.

"Güneş..."

Güneşe birşey olmamıştı değilmi?

Burakla hızla mutfaktan çıktık.

Fakat hiç beklemediğimiz bir görüntü ile karşılaştık.

Güneş yerde boğazını tutuyordu...Ve  gözlerinden yaşlar geliyordu...

Korkuyordum...

Ona birşey olmasın...

Lütfen Allahım nolur ona birşey olmasın...

Emir abi hızla yanına koşup güneşi kucağına aldı.

Hızla kapıdan çıkıp arabaya doğru koştu.

Arkasından baka kaldık.

Hiçbirsey yapamadık.

Burak hızla kolumdan tutup "yürü peşlerinden gidiyoruz" dedi.

Bende ona uyup koşmaya başladık.

Burağın arabasına binip hızla emirin arabasını takip ettik.

Bizim hastanemizin önünde durduğunda hızla aşağı indik.

Emir güneşi sedyeye yatırmış doktorlara bağırıyordu.

Doktorlar güneşi acil servise alırken korkudan tir tir titriyordum.

20 dakika sonra annemler de gelmişti.

Annem ağlıyordu babam ise annemi sakinleştirmeye çalışıyordu.

Abi tayfası duvara yaslanmış boş gözlerle yere bakıyordu.

Can da köşeye tek başına oturmuş ağlıyordu.

Can sana noluyor amk?

Kardeşiydi amk doğru.

15 dakika beklememizin sonucunda nihayet doktor çıkmıştı.

Can koşarak doktorun karşısına dikildi.

"Nolmuş ablama, söylesene noldu!?"

Dedi bağırarak.

"Sakin olun lütfen güneş hanım astım ilacını zamanında içmemiş ve bundan dolayı nefessiz kalmış. Bu da bünyesine oldukça zorladı. O yüzden baygınlık geçirdi. Yarın taburcu edeceğiz. Bir kişinin refakatçi olarak kalması gerekmekte. Siz aranızda birini refakatçi seçin hastanın başında 1 saatten fazla durmayın. Refakatçi hariç." Dedi doktor.

Bir dakika.

Astım ilacımı dedi o?.

Astımı mı vardı?

Benim yüzümden olmuştu. Benim için o kadar koşmuştu ve nefessiz kalmıştı.

Ben iğrenç bir insandım.

"Astım ilacı derken?" Dedi emir abim.

Hayır aga malmısın?

Bildiğin astım ilacı işte amk.

"Güneş hanımın astım hastalığı var"

"Anladım teşekkür ederiz şimdi girebilirmiyiz yanına?"

"Tabiki ama 1 saat durmanız gerekmekte iyi günler." Deyip doktor yanımızdan ayrıldı.

Büyük ihtimalle yanında annem kalacaktı.

Ama banane ben kalacaktım.

Can'ı ilk baştan eliyorum.

O asla kalamaz.

Neden kalsın ki küçük daha, hem güneş istemez.

Hepimiz güneşin odasına doluşmuştuk.

Ağzında nefes almak için konan bi alet vardı adını bilmiyorum.

Doktor değilim aga, bence bilmeme de gerek yok.

Bu günlük bu kadar.

Çok çok özür dilerim.
Bu ara pek yazmaya vaktim olmuyor.

Yazmaya çalışıyorum.

Umarım beğenirsiniz.

9 oy gelsin atcam zbxbnxvxjxv

Hep demek istemişimdir.

Şaka şaka yazınca direk atarım.

ÜVEY MİYİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin