İyi Okumalar
🎶 Sezen Aksu - Kıran Kırana
Anneler için çocuklar kaç yaşında olursa olsun onların gözlerinde hep küçüktür. Yaşları kaç olursa olsun onlar için endişelenmekten kendisini alamaz. Çocuklarına bir şey olduğunda hissederlerdi. Aralarındaki bağ ilk tohumla başlardı. Anne karnına yerleşen bebek ile derin bir bağ başlardı. Ve o derin bağ sonsuza kadar sürerdi.
Ayla Hanımda yüreğindeki sıkıntıyla hissetmişti. Bir şey olmuştu. Su içmek için aldığı bardak elinden kayıp düşmüştü. Öylece ansızın. Bir şey olmuştu bunu biliyordu. Yüreği sıkışıp sıkışıp duruyordu. Nefes almak bir iğnenin batması gibiydi. Gittikçe daha derine batıyordu.
Suzan, annesinin halini görünce anlayamadı. Annesi birden bire dur kalmıştı. Koluna yavaşça dokundu.
"Anne iyi misin?" Zaten sabahtan beri ablasından bir haber almaya çalışıyorlardı. Aile Nehir'in ortadan kaybolduğunu öğrenince kötü olmuştu. Suzan kendisini suçlamayı seçmişti her zamanki gibi.
Ablasının kaybolduğunu eve gelen Karahan ile öğrenmişlerdi. Yağmurdan dolayı baştan aşağı ıslanmış ve bitik bir adam vardı. Adam çökmüştü. Sanki yıllar geçmiş yaşlanmış gibiydi. Haraptı. O an anladı Suzan. Karahan'ın ablasını ne kadar çok sevdiğini.
Fakat ablası yoktu. Herkes kafayı yiyecekti. Arabasının yolun ortasında öylece durması annesini kahretmişti. Ablası kaçırılmıştı. Fakat kimdi bu?
Bir süre geçti. Karahan'a gelen haber ile herkes şaşkına döndü. Ablasını, abisi kaçırmıştı. Suzan, abisine daha ne kadar şaşırabilirdi bilmiyordu. Kendilerini bu kadar perişan etmesi nedendi.
Karahan duyduğu haber ile gitmiş. Arkasından da babası ile Birol gitmişti. Şimdi ise annesiyle beraber ablasından haber bekliyorlardı.
"Suzan..." Ayla Hanım bir yaprak gibi titriyordu. Yüreğindeki acı bir kor gibiydi. Allah'ım ne olur diye içinden yalvarıyordu. Neye yalvardığını bilmeden.
Suzan, annesinin ayakta duramayacağını anlayınca koluna girip hemen arkasındaki sandalyeye oturttu.
"Anne...anne" Ayla hanımın gözleri dolmuştu. Annesinin dolan gözlerini görünce daha da kaşları çatıldı.
"Bir şey oldu."
"Ne?" Suzan hiçbir şey anlamıyordu.
"Hissediyorum Suzan... bir şey oldu." Ve o an Sidar gelmişti. Yüzü kireç gibiydi. İkisi de Sidar'a odaklanmıştı. Ayla hanım duymak istediğinden pek emin değildi.
"Sidar."Ayla hanım yavaşça ayaklanıp Sidar'a doğru yürüdü.
"Hanımım..." Sidar böyle bir haberi vermemek için elinden geleni yapardı fakat olan olmuştu. Engelleyememişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI
General Fiction"Bir anda bir nefes söner miydi? Alınan kararlar, verilen sözler ne kadar da mahvedebilir bir hayatı. Yaptığınız seçimlerin bedelini her daim ödersiniz, zira sıra bendeydi. Peki ben nasıl bir bedel ödeyecektim?" Nehir ARMAN & Karahan EVLİYAOĞLU...