ATEŞ (2.bölüm)

5.1K 153 14
                                    

 Nehir acıyla kapattığı gözlerini geri açtı. Ve karşısındaki manzaraya baktı. Cihan, Suzan'ın kucağında öylece yatmış duruyordu. Uzaktan uykuya dalmış gibiydi. Zar zor ayaklarını hareket ettirdi. Her adımında bir şey kopuyordu. Bütün bu olanların rüya olmasını istedi. Ama ne yazık ki Suzan'ın yanına vardığında gerçek , acı bir şekilde yüzüne  çarpmıştı. Cihan Evliyaoğlu ölmüştü. Abisi katil olmuştu. Abisine baktığında ise hala aynı yerinde öylece durduğunu görmüştü. 

Etraf o kadar sessizdi ki. Sanki gelecek olan kıyametin habercisiydi. Nehir dayanamayıp Suzan'ın yanına çöktü. 

"Ablam." Titrek bir sesle Suzan'a seslendi ama geri cevap alamadı. Suzan, Cihan'a sıkı sıkı tutunmuş sadece susuyordu. Nehir gözlerinden gelen yaşları engelleyemedi, akmalarına izin  verdi. Yüzündeki acıyla tekrar abisine baktı, abisi de ona. Konuşmasalar bile gözler anlatıyordu. Nehir "neden yaptın" diye bakıyordu. Kadir ise hiçlikle bakıyordu. Öldürmüştü peki sonra ne olacaktı, onu hiç düşünmemişti. 

Kadir'in düşünmesine gerek kalmadan siren sesleri etrafa yayılmıştı. Polisler çevredekilerin ihbarını alıp yola çıkmıştı. Kadir siren sesini algılayınca telaşa kapıldı. Nehir ise ne yapacağını bilemiyordu. Bir yerde abisi bir yerde kız kardeşi arafta sıkışıp kalmıştı.

 Kadir, hapise giremem diye düşündü. Aklına tek çare kaçmak geldi. Silahı beline koyup geldiği arabaya bindi. Nehir, abisinin ne yapmaya çalıştığını anlamıştı, durdurmak istedi kalktı ama yapamadı. Kadir gözlerine bakmış, olduğu yerde kalmasını kalmıştı. Kadir arabayı çalıştırmış yol almıştı. Nehir, abisi nereye kaçarsa kaçsın yakalanacağını biliyordu. Ya polisler tarafından ya da Evliyaoğlular tarafından.  

Polisler arabadan inmiş onların yanına gelmişti. Gördükleri manzara pek de iç açıcı değildi. Arkasından ambulans gelmişti. Ambulanstakiler yanına geldiklerinde iş işten geçtiğini görmüştü. Yine de yerde yatan Cihan'ı almak zorundaydılar. Görevli Suzan'ın yanına eğilip onu çekmek istedi. Ama Suzan da hiç belirti yoktu. Nehir bu sefer devreye girmeye çalıştı.

 "Suzan hadi bırak gitsin." Suzan hayır anlamında başını salladı daha sıkı sarıldı. "Suzan... Cihan ...gitmeli artık. Nehir kesik kesik söyledi. Onun da canı yanıyordu. Suzan ablasına ağlayan gözlerle baktı tekrar hayır anlamında başını salladı. Nehir'in başka çaresi kalmamıştı. Suzan'ın kollarından tuttu. "Hadi Suzan." Suzan direndikçe direndi. Nehir ise ağlayarak tekrar denedi. 

Bu sefer onu Cihan'dan alabilmişti. Görevliler Cihan'ı almışlar ceset torbasına koymuştu. Suzan çırpındıkça çarpındı hıçkırarak ağladı. Cihan'ı araca bindirmişlerdi ve yola koyulmuşlardı. Suzan ambulansın peşinden koşmaya başladı ama bir yerden sonra yere çöktü. Nehir koşarak yanına gelmişti. "Abla." Suzan'ın konuşmasıyla ona döndü. "Cihan gitti abla, Cihan gitti." Nehir'in göz yaşları ip gibi akıyordu. "Gitti ablam, gitti."  Suzan olanlara daha fazla dayanmayıp kendini karanlığa bıraktı. 

 Evliyaoğlu konağında herkes uykusunda huzur içinde yatarken bir anda kapının hızlıca , acı acı çalmasıyla uyandı. Hacer hemen avluya inmiş kapıyı açtığında ise karşısında polisleri görmüştü. Mehmet ve Dicle hızlıca merdivenlerden inmiş. Arkasından da Karahan ile Azat takip etmişti. Karahan polisleri gördüğünde kaşlarını çattı. Dicle hanımın içine acı peydahlandı. Bir şey olmuştu hem de çok can yakıcı. Polisler izinle içeriye girmişti. 

 "Hayırdır Salim?" Mehmet ağa polis olan Salim'i sever tanırdı.  " Mehmet ağa..." Salim böyle bir haberi nasıl vereceğini kara kara düşündü. Dicle hanım anlamış gibi elini kalbine götürdü. Karahan aklına düşen şeyin olmaması İçin dua ediyordu. 

SIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin