KORKU (6.Bölüm)

3.4K 105 6
                                    

Nehir, ağlamaktan yorulmuş, göz yaşları durmuştu. Saatlerce çöktüğü yerde oturuyordu. Karanlık bastırmış, manzara gözlerinin önüne serilmişti. Mardin, ayaklarının altındaydı. Peki Mardin derdine çare olacak mıydı? Aklından çıkmayan evlilik meselesi içini kemiriyordu. Yapmak zorunda olmak zoruna gidiyordu. Elinden bir şey gelmediği için kendine sinirliydi. Göz göre göre evlenmeyi kabul etmişti. Bir de bunu ailesine söylemesi vardı. 

"Of of." Saate baktığında ailesi şu an merak içindedir diye tahmin etti. Ayağa kalkmaya çalıştı. İlk başta kalkamadı. Ayakları uyuşmuş isyan ediyordu. Yavaş yavaş kalkmaya çalıştı. Sonunda başarmış, ayaktaydı. Kendine gelmek için zaman tanıdı. Daha sonra derin nefes alıp verip, arabaya geçti. Sakin kalmalıydı sakin. 

Karahan nereye gittiğini bilmeden sürüyordu. Daha sonra kafasını dağıttığı yere gitmeye karar verdi. Sağ sapaktan girip, mekana ilerledi. Nihayet mekan gözükmüştü. Arabayı park edip, arabadan çıktı. Yüreğindeki ağırlıkla beraber mekana girdi. Her zaman oturduğu yere geçti. 

"Hoş mu geldin delikanlı?" Karahan sese dönmüştü. Kendisiyle konuşan mekanın sahibi Hayri bey. Ama Karahan onu abisi gibi görürdü. "Pek hoş geldim sayılmaz." Hayri bey hiçbir şey demden rakıyı bardağa koyup Karahan'a verdi. Karahan verilen bardağı aldı ve bir yudum aldı. Bu gece sadece bu gece unutmak istiyordu. Radyodan çalan türküyle, içebildiği kadar içti. "Aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor."

Nehir konağa gelmişti. Konağın kapısından içeriye girmek için birazcık cesaret istiyordu. Eninde sonunda girip o tepkiyi görecekti. Kapıyı açıp girdi. Ve endişeli gözlerle bakan babasını gördü. 

"Kızım neredesin sen?" Nihat ağa hızlıca Nehir'e sarıldı. Nehir'i arayıp ulaşamadığında endişelenmişti. Ayla hanım, Nehir'i görmesiyle rahatlamıştı. Hep diken üstündeydi. Onlara bir şey olacak diye hep korku içindeydi. "Özür dilerim baba." Nehir ailesini endişelendirdiği için üzüldü. Suzan'da ablasını merak etmiş annesiyle ona bakıyordu. "Baba konuşmamız gerekiyor." Nihat ağa kızının durağan sesini hiç beğenmemişti. "Tamam salona geçelim." Nehir tamam anlamında başını sallayıp salona girdi, arkasından da diğerleri girdi.

 Hepsi oturmuş Nehir'in diyeceklerini bekliyordu. Ayla hanım dikkatle kızına baktı. Nehir derin nefes aldı. Kafasında söyleyeceklerini topladı. "Anne, baba." Nihat ağa kızına odaklanmıştı. "Evet kızım." Nehir ne olacaksa olsun diye başladı. "Ben... Karahan Evliyaoğluyla evleneceğim." Birden lafa girmişti.

Nihat ağa ve Ayla hanım şaşkınlıkla kızlarına bakıyordu. Evlenmek mi? "Kızım sen ne diyorsun?" Ayla hanım hayretle konuştu. "Anne bu evlilik olacak." Nihat ağa kaşlarını çattı. "Nehir olmaz." "Baba evlenmek zorundayım. Sizi ancak böyle koruyabilirim." Ayla hanım hiddetle ayağa kalktı. "Zorunda falan değilsin. Gideriz buralardan bulamazlar." Nehir annesinin bu çabasına ümitsizce baktı. 

"Anne nereye gidersek gidelim bizi rahat bırakmazlar. Töreleri  bilmiyormuşsun gibi konuşma. Evlenerek kan davasını durdurabilirim. Böylece abimi, sizleri korurum." S

uzan sözü ele aldı. "Abla bu olanların bedelini sen ödemek zorunda değilsin. Bunların hepsi benim yüzümden. Beni, Evliyaoğlularına verin öldürsünler." Nehir telaşla ayaklandı. "Suzan sen nasıl konuşuyorsun. Ölmek falan yok. Ben sadece ailemi korumak için evleneceğim gerisi benim umurumda değil." 

Suzan ağlamaya başladı. "Abla ben olmayınca herkes kurtulacak." Ayla hanım, Suzan'a sarıldı. "Annem böyle şeyler deme." Nehir son kez konuştu. "Suzan hiçbir şey senin suçun değil. Suçlu varsa o da abimdir. Son kararım evleneceğim. Kaderimiz böyleymiş ne yapalım." Nehir üzgün sesle düşüncelerini dile getirdi. Odasına çıkmak içim salondan çıktı. Yavaşça odaya girdi sonra kendini yatağa bıraktı. 

SIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin