SUZAN SUZİ (13.BÖLÜM)

3K 81 3
                                    

🎶İncesaz - Suzan Suzi 


 Nehir, bir yandan arabayı sürüp bir yandan da Birol'a ulaşmaya çalışıyordu. Fakat her seferinde o telefon açılmıyordu. Sinirle elindeki telefonu yan koltuğa attı. Kardeşleri nerede olabilir diye düşündü. Düşünmekten başı çatlayacaktı. Bir eliyle alnını ovdu. Kardeşlerini bulmadan rahat edemeyecekti. 

 İki saattir bakmadığı yer kalmamıştı. Arabayı kenara çekmiş. Başını direksiyona yaslamıştı. 

"Neredesiniz nerede?" diye fısıldadı. Kendisi için önemli yerleri tekrar gözden geçirmeye çalıştı. Sonra birden orası aklına geldi. Nasıl da aklına gelmemişti. Annesinin teyzesinden kalan bağ evi. Kardeşler oraya gitmeye bayılırdı. Geçen yıllarda pek gidememişlerdi. Arabayı hızlıca çalıştırıp geldiği yolu geri dönmeye başladı. Birol ile Suzan orada olmasını diliyordu. Eğer orada da değillerse ne yapardı bilmiyordu. 

 Diğer yandan Karahan her şeyden habersiz duşunu almaktaydı. Fakat bir anda sertçe çalınan kapıyla irkildi. Kaşları kendiliğinden çatıldı. Kimdi bu yana yakıla kapıyı çalan. Ve Nehir nerede ki kapıya bakmıyordu. 

"Ağam." Korumalardan birinin sesini duyunca daha çatıldı kaşları. Üzerine hızlıca giyip banyodan çıktı. Etrafa göz attığında Nehir'den iz bulamadı. Kapıyı açmak için hızlıca gitti. Sertçe kapıyı açtı. Koruma iki adım geriye gitmişti. 

"Ne oluyor, ne bu hadsizlik?" Karahan sert bir şekilde dile getirmişti. Koruma ise başını eğmişti. 

"Ağam...Nehir hanımım, arabanızı alıp gitti." 

 Karahan, Nehir'in gittiğini duyunca kötü olmuştu. Yüreğine bir şey oturmuş nefes alması zorlaşıyordu. Ne demek Nehir gitmişti. Deli olacaktı şimdi. 

"Ne demek gitti lan?" Karahan, korumanın üzerine yürümüştü. 

"Siz bostan korkuluğu musunuz ha. Ben niye sizi oraya dikiyorum oğlum." Karahan, artık bağırıyordu. Hıncını çıkarmak istercesine korumaya yükleniyordu. 

"Gitmesini niye engellemediniz, öylece baktınız mı?" Karahan'ın sesine konağın ahalisi odalarından çıkmıştı. Gördükleri kadar Karahan bir ateş olmuş bir yerleri yakmaya başlayacaktı. 

 "Ağam çok telaşlıydı. Ağamın haberi var mı dedim; bir şey demedi. Gaza bastı gitti." 

"Beceriksizler sizi. Yıkıl karşımdan." Koruma aceleyle geldiği yolu geri dönmüştü. 

 Karahan, Nehir'in böyle bir şeyi yapması için mutlaka mantıklı bir açıklaması olduğuna inanıyordu. Durduk yere bir şey yapmazdı. Sakin kalmalıydı. 

Odasından telefonu alıp Nehir'i aramaya koyuldu. Ne yazık ki telefon açılmadı. 

"Aç şu telefonu NEHİR." 

"Oğlum ne oluyor?" Mehmet ağa, çabucak sormuştu. Karahan da bilmiyordu ki neler olduğunu. Ne diyecekti ki. Gitmiş dese. Kaçtı mı diyecekler. Ve bunun sonucu da ölüme kadar gidecekti. Bu topraklarda törelerden kaçanın sonu ölüm olurdu. 

 Karahan derin bir nefes alıp verdikten sonra babasına döndü. Yalan söylemeyi sevmezdi. Ne de olsa yalanlar elbet bir gün ayağınıza dolanırdı. 

"Bilmiyorum baba gerçekten bilmiyorum." Mehmet ağa aldığı cevapla gözlerini yumdu. Umarım aklından geçenler değildir. 

"Kaçmış mı?" Alaycı bir şekilde sormuştu. Zeliha'nın sorusuyla ortalık daha gerilmişti. Karahan yeniden öfkelenmişti. 

SIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin