iyi okumalar💖 bölümle ilgili düşüncelerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum🦋
~
merak ediyorum, şu an ister miydin beni?
Doktor ve hemşire odaya girdiğinde oturduğum yerden kalktım. "Öncelikle geçmiş olsun. Nasıl oldu?" Genelde bu tarz yaralanmalarda önce ifade alınması gerekiyordu. O yüzden biraz gerilmiştim çünkü kavga olduğu ortaya çıkarsa iş karakolluk olurdu. İş karakolluk olursa da her şey daha da boklaşacaktı.
Taehyung bana ben Taehyung'a bakıyordum. Yolda giderken ayağım takıldı düştüm diyecek hali yoktu. Çocuk bile inanmazdı bu yalana. Sonuçta büyük bir adamın ayağı yere takılıp düşüp kafası yarılmazdı üstüne kaşı ve dudağı da aynı anda patlamazdı. Doktor bizim birbirimize baktığımızı ve benim telaşlı halimi görünce şüphelenmeye başladı. "Açıklayacak mısınız?" Taehyung'un kafasına baktığımda çok olmasa da kanamaya devam ediyordu. Bir an önce ifadesini verip pansuman yapılması gerekiyordu. Taehyung hafifçe gülümseyip doktora döndü.
"Karım yaptı." deyip beni işaret etti.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ne saçmalıyorsun der gibi Taehyung'a bakış atarken o ise bakışlarımı umursamadan yalanına devam etti. "Zor bir dönemden geçiyor kendisi, alttan almaya çalışıyorum... Ufak bi tartışma çıkmıştı aramızda. Merdivenden itti, kaşım ve dudağım öyle patladı. Dur dedim yapma hayatım. Konuşarak halledebiliriz. Yok. Dinlemedi. Mutfaktan aldı bardağı kırdı kafamda." Hemşire dehşete düşmüş bakışlarını bir ben de bir Taehyung'ta gezdirirken o sırada doktor da Taehyung'un dediklerini tutanak tutuyordu.
"Sonra tabii pişman oldu yanıma gelip özür diledi." Elini belime götürüp beni yanına çekti. "Biz zaten karımla birbirimizi çok seviyoruz. Ben de affettim." Elimi belimdeki eline götürüp çekiştirdim. "Yaa, öyle işte doktor bey. Kocam beni ben onu çok severiz birbirimizi." dedikten sonra kaşlarımı çatıp Taehyung'a baktım. Benim aksime sırıtıyordu.
"Anlaşıldı..." Doktor bey Taehyung'un kafasına bakıp yaranın durumunu inceledi. "Çok derin değil ama pansuman yapılması gerek." Reçeteye birkaç tane ağrı kesici olduğunu düşündüğüm ilaç yazdıktan sonra hemşireye gerekli talimatları verip gülümseyerek "Geçmiş olsun... Daha sakin bir evlilik diliyorum, mutluluklar." dedi ve odadan çıktı.
Hemşire de pansuman yapıp yaraları temizledikten sonra odadan çıkınca ben de doğrulup Taehyung'un kolundan tuttum. "Yürüyebiliyorum. Ama tabi sen tutmak istiyorsan topallayabilirim."
Kollarımı önümde birleştirip yürümeye öyle devam ettim. "Tamam tamam. Hadi gir koluma da beraber yürüyelim. Karıcım." Taehyung yanıma gelip sendelediğinde düşecek sanıp koluna girdim. "Bak düşüyordum." Gerçekten dalga geçiyordu. "Düşseydin keşke. Karıcımmış. Göstericem ben sana karıyı." Yine de kolunu bırakmadan arabaya kadar yürümesine yardım ettim.
"Evin nerede?" Emniyet kemerimi bağlarken telefonum çaldı. Arayan Lisa'ydı. "Efendim?" Arabayı çalıştırıp sürmeye başladım. "Müsait misin Jen?" diye sorduğunda "Şu an arabaya kullanıyorum eve geçince ben seni arayacağım." dedim. "Tamam tamam, unutma ama." Taehyung "Lisa mı o?" diye seslenince elimle "Sus." işareti yaptım. "Aa, kimin sesiydi o ya, çok tanıdık." Şu an Lisa'ya açıklama yapacak durumda değildim. "Ben seni arayacağım." deyip telefonu suratına kapattım.
"Evin nerede? Seni bırakacağım." Kırmızı ışıkta durduğumuzda "Yanımda." diye cevap verdi Taehyung.
Hiç sırası değildi. Gerçekten ne yapmaya çalışıyordu anlamış değildim. Zaten her şey çok hızlı gelişiyordu ve ben ayak uyduramıyordum. "En yakın otele bırakırım o zaman." Söylediğini umursamadan yeşil ışık yandığında ilerlemeye devam ettim.