SON UMUT

536 25 0
                                    

Yaklaşık on beş dakikadır Ateş'in kucağındaydım koşarak geldiğimizde yarım saat olan yol şimdi bir saatte varamamıştık.Koşarken çamurun farkında değildik.Şimdi dönerken ise yolu baya uzatmak zorunda kalmıştık.

Ateş'in hâlla beni bırakmamasını düşünürsek cidden güçlüydü ama bir yerdende yorulmaması imkansızdı.Büyük ihtimalle saklıyordu.

Bacağımda ki elli bacağımı bir anda sıkınca kafamı boynundan kaldırdım bu aramızdaki mesafeyi en aza indirdi.Bu yakınlık ikimizin arasındaki çekimden dolayı ikimizide kassa da aldırmamaya çalıştım.

Ateş yürüdüğü için sallanıyordum ve bu neredeyse dudaklarımızın birleşmesine neden olacaktı ki son anda kendimi geri çekerek kurtuldum.

Bu yakınlık bedenimi kasarken bu hissi hiç sevmemiştim Ateş'in kucağından acilen inmeliydim ama nasıl??

Kısık çıkan sessimle "Ateş indir beni lütfen"dedim.Olanlardan sonra biraz suyuna gitmem gerekiyordu.Yoksa zarar görecek olan ben olurdum.

Ateş cevap dahi vermeden ilerlemeye devam etti.En azından bir cevap verebilirdi değil mi ? Öküz.

"Ateş bundan sonrasını yürüyerek gelebilirim"dedim tekrar şansımı deniyerek ama nafileydi cevap dahi vermiyordu.Bunun aksine beni daha çok göğsüne bastırmıştı.Nefesim dudağına çarparken zor duruyor gibiydi.Belkide biraz daha bu yönle uğraşırsam bırakabilirdi beni.

Yavaşça dudağımı yanlışıkla olmuş gibi yanağına sürtüm.Kendini biraz geri çekse de hâlla çok yakınımdaydı.Ona yaklaşıp nefesimi biraz daha boynuna doğru hafifçe üfledim.Bu hareketim onu biraz daha kassmıştı.Bunu çene kasları ve bedenime sarılı olan kolarından anlamıştım.Beni biraz daha aşağıya çekip yüzünden uzaklaşmamı sağladı.

Biraz daha zorlarsam  bırakacağına emindim.Omzuna kafamı bıraktım.Nefesim boynuna çarparken kasılabileceği kadar kasıldı."Rahat dur Zeynep"dedi kasılmış bir tonda bu bille devam etmem için beni tahrik etmeye yetmişti.Biraz bekledim.O sırada boynuna çarpan nefesim onu zorluyordu.Şimdi son darbeyi vurma zamanı gelmişti.Boynuna küçük öpücükler bırakmaya başladım.Aynı anda işaret parmağımı da köprücük kemiğinin üzerinde gezdirince Ateş olduğu yerde dona kaldı benden böyle bir şey beklemiyordu.Bana aldırmamaya çalışarak  bir kaç adım daha atmıştı ki boynunu emmeye başladığımda bir anda beni indirdi.Belime çarpan sert şey canımı acıtırken Ateş bir adımda dibimde bitti."Oyun mu istiyorsun bebeğim ? Ama uyarıyorum benim oyunlarım canını yakar "dediğinde dudaklarıma bakıyordu.

Ben bir taşın üştünde olmama rağmen bir kaç santim kısaydım ondan.Nefesi dudaklarımı yalayıp geçiyordu. Amacım bu değildi.Sadece beni yere indirsin istemiştim.Konuşsam dudaklarımız bir birine değecek diye konuşamıyordum da.Ateş iyice koyulaşan gözleri ödümü koparmaya yetmişti.

Gögsüne ellerimi koyup itmeye çalışsam da yerinden bille kıpırdamadı.Aksine çırpınışlarım onun hoşuna gitmişti.

Gözlerim Büşra'yı arasada Ateş'in cüssesinden başka hiç bir yer gözükmüyordu.Son kez şansımı tekrar deneyip Ateş'i tüm gücümle itim bu bir işe yaramadığı gibi Ateş'in dudaklarıma yapışmasına neden olmuştu.

Ellini saçlarıma atmak istemiş olmalı ki şalıma elini attı.Şalım açılacak korkusuyla Ateş'in elini tutup çektim.Elini çekmeme izin verse de diğer elini belime koyup iyice kendine yaklaştırdı.Dudaklarımdaki baskı iyice sert bir hâl alırken oksijenim tükenmişti ve oksijen takviyesine ihtiyacım vardı.

Elerimi Ateş'in bileğinden çekip gögsüne koydum.Tüm gücümle itmeye çalıştım.Bu işe yaramazken Ateş'i kızdımış olmalı ki ellerimi  eliyle tutup kafamın üstüne bırakırken benden ayrılmak zorunda kalmıştı.Hızlı hızlı nefes alışverişimle beraber kalbim de patlıyacakmış gibi çok hızlı atıyordu.

Ateş kendime gelmemi sakince bekliyordu. Bu adam hiç mi nefesiz kalmıyordu.Elerim hâlla kafamın üstünde ağaçta sabit tutulurken kafamı kaldırıp Ateş'in gözlerinin içine nefretle baktım.Benim aksime gülen gözlerle kulağıma yaklaştı.Yanagıma değen nefesi ürpermeme neden oluyordu.

"Ne o oyun oynamaktan vaz mı geçtin bebeğim"dedi eğlenen bir sesle pislik herif ne olacak? Cevap vermeyip ellerimi çekmeye çalıştım.Ağaca sürtünen elim acısa da aldırmadım ne kadar çırpınsam da nafileydi."Allah belanı versin senin bırak beni pislik herif"diye çıkıştım.

Ateş ellerimi bırakıp bir adım geriledi ve kahkaha attı. Kahakaha atışının güzeliği ona bakakalmamı sağlasa da hemen kendime gelip gözlerimi üzerinden çektim.

Adi herif bileklerimi ovarken bir yandan da içimden Ateş 'e beddualarımı sıralıyordum.Bileklerim çizilmişti.Beyaz tenim yüzünden aşırı kızarmış gözüken bileklerimi kazağımın kollarını çekip sadece parmaklarım kalacak şekilde bıraktım.Bu hareketi çok yaptığım için genelde kazaklarımın kolları uzun olurdu.

Ateş hâlla jeyifle beni izliyordu bu sinirlenmeme ve gözlerimin dolmasına neden olmuştu ellerim titrerken kafamı yan tarafa çevirdim.Bir araba geliyordu.Ateş zaten yorulmuştu daha fazla koşabileceğini sanmıyordum.

Büşra ve Sibel'i sonra dönüp kurtarabilirdim ama en acil olan benim kurtulmamdı şu an.

Ateş koluma uzanınca ona dogru bir adım attıp bacağımı özel bölgesine hızla geçirdim.Ateş inleyip iki büklüm olurken koşmaya başladım.Son umuduma doğru depar atarak koşuyordum.Ateş kendini toparlayıp peşimden koşmaya başlamıştı bille

"Zeynep dur yoksa sana yapacaklarımı tahmin etmeye hayal dünyan bille yetmez."diye boş tehtitlerini savururken hızlandım son umuduma avazım çıktığı kadar bağırarak kendimi fark etirmeye çalıştım."Hey  dur lütfen yardım et lütfen dur."diye bağırdım.

VOTE ATMAYI UNUTMAYIN!!

TAKINTILI PİSKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin