Araba çalışınca Ateş'e baktım tam ona söyliyecekken bundan vazgeçtim.Son umudum dediğim adama hitaben "Lütfen arabayı çalıştırmayın. Küzenlerim buradaydı onları?? görmediniz mi onlar bizimle gelmiyor mu??"dedim hıçkırıklarımın arasından sessim oldukça bittik çıkmıştı. Gözlerimdeki yaşlar durmadan akmaya devam ediyordu durduramıyordum.Dikiz aynasından adama baktım Ateş pisliğine bakıyordu.Ondan komut bekliyor gibiydi.Ateş'in sırtı ona dönütü.Ateş sessiz kalarak sadece bana bakıyordu.Adam konuşmaya başlayınca ona baktım. Zaten şu an arabada Ateş dışında her yere bakıyordum."Yenge onlar Baran beyin arabasıyla önden gittiler."dedi.Yenge demesi sinirlerimi bozmuştu.Sibel ve Büşra'nın beni bırakıp gitmesi sinirlerimi bozmuştu. Ateş'in gözlerini üzerimde hissetmek sinirlerimi bozuyordu bu aralar her şey sinirlerimi bozuyordu.Paltolonumu görmek bille sinirlerimi bozar halle gelmişti."Peki kiyafetlerim onları almaya gidemezmiyiz??"dedim.Tabiki de Ateş pisliğine değil son umudum dediğim şerefsize sormuştum.Tamam şöförde o pisliğin köpeğiydi ama Ateş kadar degildi.Onun kadar değildi nefretim.Gözlerini hiç benden tarafa çevirmemişti bindiğinden beri ya vicdanından korkuyordu yada Ateş ten. Aman banane ikisininde canı ceheneme beni ilgilendirmiyorlar."Yenge bir çanta hemen koltuğun altında onun içinde gerekli kıyafetler olması lazım"dediğinde sinirle koltuğun altına ellimi attım ve siyah sırt çantasını alıp içini açtım.en üstteki siyah hırkayı çıkartım.Bu hırka benim değildi üstelik ettiketi bille halla üstünde duruyordu."Bunlar benim değil "dedim Ateş sessini etmezken şöför "Yenge abim aldı onları senin onlar "dediğinde süresi dolmuş bomba gibi patladım."Bana sakın bir daha yenge deme ve ben kendi kıyafetlerimi istiyorum bunları da size ait hiç bir şeyi de istemiyorum."diye ciyaklayıp çantayı Ateş'in yanına fırlattım."Yenge sen onlarla şimdilik idare et bizim çocuklar sonra sana kıyafetlerini getirir "dediğinde artık bedenimin kontrolünü kaybetmiştim."Şimdi istiyorum."deyip koltuğun üstünden kendimi sarkıtıp direksyonu tutup çevirmeye çalıştım.Adam kontrolü kaybederken Ateş'in ellerini bellimde hissetim ve bir anda arkaya geri çekildim.Koltukta dizlerimin üstünde otururken Ateş'in gözlerinin içine baktım korkuyla "Yeter dur "dediğinde bedenimdeki ellerden mi yoksa bağırdığı için mi bilemem gözlerim dolmuştu.Elerinin üstüne ellerimi koyup ellerini ittirdim.Karşı koltuğa oturup bacaklarımı kendime çektim.O sırada karnıma baskı uygulandığında telefonla kullaklığımı hatırladım şu an en ihtiyacım olan şeydiler.Hemen cebimden çıkartıp kulaklığı taktım ve Emre Aydın'dan Sen Beni Unutamazsın şarkısını açtım telefonumu yanıma koyup dizlerimi kendime çekip sarıldım. Gözlerimdeki yaşlara engel olamazken titrememede aynı şekilde engel olamıyordum.Sonra baş ağrısı ve derin bir karanlık Kulağımda Emre Aydın'nın sesiyle uyuyakaldımıştım.Bu hisse bayılıyordum bana en iyi gelen şeylerden biriydi.
...Kolumda birinin temasını hiissedince irkildim.Gözlerimi açtığımda o pisliği gördüm.Reflex olarak elerini ittirip gerileyip korkuyla gözlerine baktım.Yavaştan sinirlendiğini hissetsemde elimde olan bir şey değildi.Korkuyordum bu adamdan hemde delicesine. Ateş sakince dururken etrafa baktım.Araba durmuştu. Kapısı açıkken kapının arkasında Ateş'in en ihtişamlı haliyle evi duruyordu.Ateş bir süre olayı anlamamı bekledikten sonra elini tekrar belime doğru atınca ellini ittirip hızla indim arabadan.Nefretim o kadar büyüktü ki korkumu bille ezip geçmişti.Şimdi ben bille kendimden korkarken Allah Ateş'e yardım etsin demekten başka hiç bir şey gelmiyordu ellimden.O pislik ne olursa olsun bana dokunmaya kalkmıştı benim için tacizci oruspu çocuklarından farkı yoktu artık.Sinirlenmiştim ama sadece ona değildi bu sinirim.Kendime de sinirlenmiştim.Beni manipülle ediyordu ve ben ona izin veriyordum.Yok beni anlamış yok anlamamış salak kafam bu yaşına kadar anlamadılar bu yaşından sonrada birilerinin seni anlamasını bekleme. Sinirden adımlarımı yere vura vura ilerlerken Ateş hızla önüme geçti.Kafamı kaldırıp yüzüne bakmadan yanımdan geçip onun zindanına doğru yürüyordum ki kolumu tutunca kafamı kaldırıp nefretle baktım yüzüne "Korkma kaçmıyorum şu Allah'ın bellası evine giriyorum.Hoş sen korkmazsın demi nasıl olsa beni burda tutabileceğin bir erkekliğin var."dedim sinirden kudururken.Bir bağırsa sinirden hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdim.Son söylediğime sinirlendiği belli olsada ayaklarıma bakınca bende kafamı eğip ayaklarıma baktım beyaz çoraplarım artık bambaşka renklere bürünmüşken tek ayağımdaki terlikle berbat halle gelmişti.Bu bakış 'bu haldemi yürüyeceksin 'bakışı olarak yorumlasam da söz konusu bu benim hayatımsa 'sen bu ayaklarla arabamı mahfettin birde evimimi mahvedeceksin'bakışından ileri gidemiyordu.
"Korkma kirletmem evini burada bir yerlerde..."demişken ilerideki bahçe hortumunu görünce kolumu elinden kurtarıp oraya doğru ilerledim.Baş kısmındaki anahtarı çevirirken ayaklarıma tuttum.Bir anda ayağımda hisstiğim ağrı ile çığlık atmak üzereyken kendimi tutum.Tanzikli suydu ama çorabımda değdiği noktayı tertemiz yapmıştı. Sinirden tüm ayağımı bunla temizleyebilirdim.Canım yanarken dudaklarımı birbirine bastırdım bu adam karşımdayken aciz duruma düşemezdim.Gözlerimden yaşlar firar etmeye başlayınca Ateş ellerimin arasından hızla çektiği hortumu kapatıp bir kenara fırlatırken ben daha bir şey diyemeden omzuna attı beni.Evet yanlış anlamadınız un çuvalı gibi beline atmıştı beni bacaklarımı tutarken beynimin ters dönmesine az kalmıştı. Beline vurmaya takatim kalmamıştı halbuki yeni uyanmıştım ben enerjim olması gerekti ama sanki iki gündür uyumamışım gibi uykum geliyordu.Ateş'in omzunda ilerlerken sinirden göz yaşlarım gözlerimi delmek istercesine akıyordu.
VOTE ATMAYI UNUTMAYIN YORUM YAPARSANIZDA SEVİNİRİM