BEKLEMEK

566 27 12
                                    

Ateş çantam ile odaya girince dizlerimde tepsiyi yanımdaki komidine bıraktım.Yemeklerin yarısına gelmiştim daha ama önce şu vicdanımı susturmalıydım.Ayağı kalkıp çantama ellimi uzattım.Ateş çantamı biraz geri çekerek benden uzaklaştırdı.Yüzüne baktım."Eğer birini aramayı planlıyorsan..."dediginde kafamı hayır anlamında salladım.Öküz işte benim vicdanından ne diye ortaya çıkıyorsa böyle biri için vicdan yapabilecek tek mahlukatım ama neyse son olacak bu.

Uzatığı çantamı alıp yatağın üstüne oturdum.Çantamı karıştırıp Ateş'in bana morluklarım için verdiği kremi çıkardım.Ateş hâlla başımda dikilirken görünce çantamı yana bırakıp kalktım.Ellinden tutup yatağı yanına çekiştirdim.İtiraz etmeden geldi.Yatağın yanında ayakta dikilirken sabır çekip gögsüne ellerimi koyup ittim onu.Boşluguna gelmiş olmalı ki yatağa düştü.Yanına oturup ellini tutunca pis pis sırıttığını fark ettim."Neye gülüyorsun??"dedim o sırada merhemin kapağını açarken.Sırıtması genişlerken ellime aldığım kreme baktı."Yaran da dermanında ben olacam diyorsun"dedi sorumu es geçerek."İlk ve son kere bundan ilerisini bekleme benden eğer bir dahası olursa tüm derini ateşe veririm."dedim kararan gözlerimi gözlerine dikerek."Yaparsın biliyorum."dedi düşüncelli bir halde.Az önceki sorumu yenileyerek"Niye güldün az önce??"dedim.İnadım inattır niye gülüyorsa bundan sonra gülmesin diye yapmıyacaktım onu,yeter bende melek değilim sonuçta maddem onlar benim mutlu olmama izin vermiyor bu saaten sonra onlarda mutlu olamayacaklar.

"Bir ay sonra seni o yatağı itenin ben olacağım geldi de ona güldüm."

Sırıtması büyürken öfke saçan gözlerimi gamzelerine diktim.İçim cayır cayır öfkeyle yanıyordu.Dudaklarından dökülen cümle ile eline narince sürdüğüm meltemin olduğu yere bastırdım.

"Senden nefret ediyorum.Öyle bir gece asla olmiyacak "diye tısladım.Kafasını eğip anlını anlıma dayadı."Daha bir kaç saat önce yap diyen sen değil miydin?"dediginde sinirden gözlerimin dolmuştu.

"Ben onu o anlamda söylemedim."dedim bal gibide o anlamda söylemiştim sinirlenince kelime hazinem boşalıyordu işte.Allah kahretsin ya.

Gözlerini gözlerime dikti."O gece benim altımdayken bir şey demene gerek kalmıyacak karıcım"dediginde ne cevap vereceğimi bulamıyorum sinirden zangır zangır titrerken tek bildiğim cevabı verdim.Ayağı kalkıp işaret parmağımla kapıyı gösterdim.
"DEFOL,DEFOL GİT"diye bağırdım.Gözlerimden yaşlar firar ederken. Yapabildiğim tek şey uzaklaşmaktı böyle anlarda ama benim buradan çıkmama asla izin vermeyeceğini bildiğim için onu kovuyordum.Suratıma baktı göz yaşlarıma sonra usulca ayağı kalkıp karşıma geçti. Gözlerine dik dik baktım ama gitmedi.Ellini kaldırıp baş parmağı ile sağ gözümün altındaki yaşı usulca sildi.

"Git lütfen git attık "dedim.Kimsenin beni ağlarken bu kadar zayıfken görmesini istemiyordum .Gözlerimin içine yalvarır gibi baktı.Sonra omuzlarımdan tutup kendine çekti.Kafam gögsüyle birleşirken kokusunu almamak için tutum nefesimi tabi bu bir kaç saniye sürmüştü.Cigerlerime dolan yağmur kokusu çok güzeldi.Ateş'in kokusu yağmur kokusuna benziyordu ilk başta hafif sıgara kokusu ardından yavaş yavaş yağmaya başlayan yağmurun kokusu gibiydi kokusu.Kokusu beni mayıştırırken onu itmek için ellerimi gögsüne koymak üzereyken söyledikleri bir anlık şoka uğramamak neden oldu.

"Bırakamam güzelim bırakırsam ailenden olduğu gibi benden de gidersin daha bana gelmemişken gidemezsin benden izin veremem."dedi sesi otoriter çıkmasına karşın içimde bir yerlere dokunmuştu.Ateş bunu yapmaya bayılıyordu tek kelimesiyle içimdeki çocuğu mutluluğa boğuyordu.İzin veremezdim buna ben o çocuğu kimsenin göremeyeceği duvarların arkasına saklamıştım.Öldüremedigim için saklamışım ki buda kolay olmamıştı.Bu uğurda çok canım yanmıştı ve sırf kadınları kandırmayı iyi bilen bir adam için o dönemi tekrar tekrar yaşayamazdım.Benim zayıf yanım olduğunu bille bille söylemişti bunları oysaki içimdeki öfkeyi harlamıştı.

"Gelmeyen bir insan gidemez ama sen bu yaptığınla kendine yeni bir düşman edindin.Sana asla gelmediğim gibi şimdi senin canın yansın diye yaşıyacam anladın mı? Her gün canımı yaktıgın gibi yaksın Allah da senin canını "dedim omuzlarından ittim onu ama bir halta yaradıgı yoktu.Ateş'in tepkileride sanki bunu bekliyordum der gibiydi.Hiç bir şekilde hareket etmedi.Elleri belimdeyken omuzlarıma doğru çıktı.Oradan kollarımı okşayarak geçti ve en sonunda bileklerimden tuttu.Gözlerim öfke ile yanarken Ateş gözlerimin içine baktı.Baktı diyorum çünkü her hangi bir duygu yoktu o gözlerde iki adımda etrafımda dönüp arkamı yatağa çevirince tekrar kelepçeleyeceğini anladım.

Çekip kurtardım ellerimi "Kendim yaparım"dedim aksi bir sesle yatağa oturup elerimi kelepçeye takıp kapatım kellepçeleri kafamı ondan tarafa çevirmedim ama burada oldugunu ve üzerimdeki bakışlarını hissedebiliyordum.

Yanımda duran tepsiye baktım. Sırf o pisligi görmemek için her yere bakabilirdim şu an.Bu nefretim ondan çok kendimeydi yaşadıgım onca acıyı tek cümlesiyle unuturmasına izin veriyordum.Bunu kendimden çok günlerce aglamaktan şişen gözlerime her Allah'ın günü agrıyan kalbime ve en çokta içimdeki çocuga yapamazdım.Onu hapsettim diyorum çünkü o orada bu insanlarda uzakta güvende kendi kendine eglenmeyi gene insanlar yüzünden ögrenmişti.Bu yüzden olmazdı.

Şu ana kadar tamam dedikçe rahat bırakırdı insanlar beni bu yüzden hep tamam demiştim.En azından pis pençelerini üzerimden çekiyorladı.Şimdi o pençeleri benim çıkarmam gerekiyordu. Sırf içimdeki çocuga zarar gelmesin diye yapmalıydım bunu.Yaşadıklarımı agladıktan sonra gelen o baş ağrısını ardından gelen yorgunluğu hepsini tekrar tekrar gözlerimin önüne getirdim bunlar beni hırslandırabilecek tek şeydi.

Ben düşüncelerimde kaybolurken kapı açılma sesi ile irkildim.Gözlerim hızla kapıyı buldu.Şu an far görmüş tavşan gibi odadan ne zaman çıktıgını bille bilmedigim Ateş'e bakıyordum.Hemen kendimi toplayıp bakışlarıma soguklugu indirdim.Elinden gelen ses ile eline bakınca baya uzun iki demir zincir sarmalı elindeydi.Baya ağır gözüken demir zincirlere baktım.Sadece baktım çünkü gene ne yapacak diye düşünürsem korkmak gibi bir zayıflık göstergesi ortaya çıkabilirdi.Ateş ellerindeki zincir sarmallarını arkama bırakınca gözlerimi yukarı kaldırıp gözlerinin içine baktım.

O gözlerde hiçlik gördüm gerçekten sadece boş bir şeye bakar gibi bakıyordu.Aynı bakışı sergiliyor olmam içindeki olayları gizledigini anlamama yetmişti.Ateş ellerini bileğimdeki bilekliğe atınca gözlerim fark etmeden de olsa ellime degen parmaklarıyla birleşti.Bu his beni igrendirmeliydi ama iğrenmedim.İçimdeki fırtınayı anlamaya çalışmayı bırakıp ellerimi açmasını izledim.

Bileklerimi açınca yatakta düzelip ayaklarımı yataktan sarkıttım.Gözlerim bileklerimdeyken "O zincirlerle ne yapacaksın beni mi döveceksin??"dedim alayla ardından bir kahkaha patlatım.Gözlerimiz kesişince bana gene içinde hiç bir duygu olmayan siyah harelerini sunarken suratımda ki sırıtış hiç silinmedi.Dövecek miydi buyrun dövsün ama öldüremezse başına alacağı bella çok büyüktü.Acı çektigim her salisenin hesabını mislliyle alırdım.

Halla sadece ayakta dikildiğini görünce ayağı kalktım pek bir fark olmamıştı gene boynumu kaldırmak zorunda kalmıştım ama en azından kölle gibi bekliyormuşum hissinden kurtulmuştum.

"Haddi ne yapacaksan yap sonra da defol git sıkıldım senin gibi bir pisliği görmekten"dedim.Beklemek verebileceği en büyük ceza buydu galiba ne olacagını bilmeden beklemek bu çok acı verirdi insana bin bıçak darbesi yüz demir darbesinden daha korkutucuydu. Çünkü kendi korkularını canlandırırdı.Hazırlıksız yakalandırırdı.Korku öyle bir hisstir ki zamandan beslenir bekledikçe büyür İnsan bin bir türlü şeye dayanır ama sadece ne olacagını bilmeden beklemek delli eder insanı.Bir ateş gibi düştügü yeri kavurur artacak bir odun buldumu büyütür kendini...

VOTE ATMAYI UNUTMAYIN!!!!

Sınavlar dolayısıyla geciklemer oluyor bekletigim için üzgünüm ve anlayışınız için teşekkür ederim.🤗🤗🤗

TAKINTILI PİSKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin