Acı bazıları normal bir şekilde ağlayarak dindirir acılarını göz yaşlarının ardından gelen baş agrısı ve yorgunluk onların vücüdundan acıyı çıkarma şekilleridir.
Ama bazıları bu kadar şanslı değildir.Onları dinleyecek anlayacak kimseleri yoktur göz yaşlarına üzülen yada dünyayı yakarım değen yoktur.Bunun aksine göz yaşlarına gülenler vardır etrafında 'durduk yere ağlama başımıza bir şey gelecek 'değen bencil insanlar vardır etrafında.Onların göz yaşlarını değilde kendilerini düşünürler.Ne yaşadığını bilmeden yorum yaparlar.
Kim ne derse desin bence bu Dünya da korkulacak tek şey bencil insanlardır.İnsanların iyi veya kötü diye ayrılması saçma zaten kimse her zaman iyi ya da her zaman kötü olması imkansızdır.Çünkü birni mutlu ederken diğerini ağlatan bir Dünya dayız.
İnsanları ikiye ayıracak olursak benciliği ön planda tutan ve tutmayan olarak ikiye ayrılabilir.
Sorgular gözlerle Ateş'e baktım ne anlamam gerekiyordu??Bu salak Muhammed bir kaç sene beklememişse Büşra neden Ateş'ten nefret ediyor??Ateş'in devam etmesini istiyordum.Ne olduğunu anlatmasını istiyordum.Ama söylemiyordu suratı sıkıntıllı bir hal alırken neler olduğunu düşünmek daha çok korkutuyordu."Ateş sizinle ne alaka anlat lütfen"dedim.Kafamdaki korkunç sahneler korkutuyordu beni benim kafam daha kötü şeyler üretmeden anlatmalıydı.Bagırmak istiyordum ^ne oldu? anlat^ demek istiyordum.Ama boğazıma bir yumru oturmuştu.Konuşmak ayakta durmak dahi zor geliyordu.Ateş'in söyleyebileceği şeylerin ihtimali korkutuyordu beni.Ateş devam ederken gözlerime bakıyordu.Beni iyi tanıyordu yada şu an buna onun ihtiyacı vardı.Hangisi bilmiyorum ama ikiside işime gelmişti."Büşra ile Özgür için berdel istiyorlar."dediginde afaladım ne diyor bu??Bu devirde berdel mi kalmıştı Allah aşkına ya.Kahkaha atınca Ateş bana sarıldı.Beni tqnıyormuydu tesadüff eserimiydi bilmiyorum ama sarılması kahkahalarla bastırdığım hıçkırıklarım göz yaşlarımın eşliğinde döküldüler.
"Ateş kim verdi bu emri ??"dedim.Bedeni kaskatı kesilirken kalbi daha yavaş atmaya başladı.
"Ben"dediğinde sesi kulağımda yankılandı.Hayır genemi salak zeynep daha keç defa güvenme diyecem bak gene aynısı oldu.Gene biri daha ihanet etti sana bir de gelmiş burada bana sevgi gösterileri yapıyor.Hepsi yalandı.Tek gerçek Ateş'in benimle oyuncağı gibi oynadığıydı.
Bunları düşünürken beynim kolarım her an patlayacakmış gibi hissetim onun teması deli ediyordu beni.Göğsüne yumruklarımı yerleştirdim sadece kolarını indirdi ama bir adım bille gerilememişti.Alanın daraldığını hissetim.Duvarlar üzerime üzerime geliyordu.Ateş'e bakınca hemen dibimdeydi nefes almamı o engeliyordu.Göğsüne daha sert darbelerle vururken yerinden oynamadı bunun gerine garip sesler çıkartıyordu ama ses çok uzaktan geliyordu.Elerimi tutmaya çalışırken daha çok boğulduğumu hissetim.Elerjmi boğazıma geçirip boynumdaki nefes almamı engeleyen şeyi tutup çekmek istedim ama başaramadım.Ateş'in endişeli yüzü karşımdaydı ve elerimi çekmeye çalışıyordu.Garip sesler çıkartırken sanki çok uzaktaydı.Hemen dibimde nefesimi kesen o değilmiş gibi sesi çok uzaktan geliyordu.Sonunda gözlerimin önüne bir karanlık gelince her zaman yaptığım gibi ona sığınmadqn öce Sibel'in odaya girişini gördüm.Çok korkmuştu.Onunda sesi uçurumdan aşağı sesleniyor gibiydi.Bunlar neden düzgün konuşmuyor hem Sibel beni boğan Ateş pisliğine neden yardım ediyor?.Neden oda ellerimi çekiyor??Neden kurtulmama yardım etmemişti? diye düşünürken karanlığa bıraktım kendimi...
Gözlerimi açtığımda halla bizim odadaydım.Koltuktan doğrulmaya çalışırken baş ucumda oturan Ateş ayaklanıp yanıma gelmişti.Yardım etmek için hamle yaptıgında elimi havaya kaldırıp onu durdurdum.Sadece kalkışımı izliyordu.Bedenim kasılmaktan acıma modduna geçerken kendimi oturur pozisyona almak bille canımı acıtıyordu.Tam belimi duvara yaslamıştım ki elerimdeki yetki eksikliğinden yanlışıkla parmağımı ters çevirmiştim.Acıyla agzımdan bir inleme çıkınca Ateş'in elerini karnımın iki yanında hissetim itmeye çalışsamda izin vermeden beni hafif yukarı kaldırdı.ne zaman geldiğini fark etmediğim Sibel bir yastığı duvarla arama koyarken Ateş beni yastığa yaslqcak şekilde bırakıp üzerimdeki battaniyeyi düzeltti.Sadece onu izlemekle yetindim çünkü gerçekten sanki vücudumda ki hareket yetkisini kaybetmiş gibiydim.
İşi bitince Ateş'ten gözlerimi çekip yere sabitledim.En son ne olduğunu hatırlayînca ufak çaplı bir kriz geçirdiğimi anladım.Ama halla bedenimdeki değişikliği anlamıyordum.Neden hareketlerimde çok zorlanıyordum?Bunları düşünürken bir kadın içeri girip odadaki masanın üzerindeki tıbbi eşyaları topladı ve çıktı.Bunlar olup biterken hiç birimizden ses çıkmıyordu.Ateş hemen sobanın yanındaki binderlerde otururken Sibel ise kadını geçirmek için gitmişti.Büyük ihtimalle o kadın doktordu ve bedenimdeki uyuşuklukta onun saptığı sakinleştiricilerdendi.Boğazımın kuruduğunu hissedince su almak için uzandım.Bardağa zar zor yetişmişken bir el bardağı alıp sürahiden su doldurup ağzıma doğru yaklaştırırken Ateş olduğunu elindeki alyanstan anlamıştım.Suyu bana yaklaştırırken elimi kaldırıp bardağı hafif ittirdim.
"Îstemez!!"dedim. Ateş'in sinirden soluduğu nefeslerin sesini duyabiliyordum.Bardağı sartçe masayq vuruşuda sinirlendiğini kanıtlar nitelikteydi.
VOTE ATMAYI UNUTMAYIN