Neden ben?

329 12 2
                                    

Bazı insanlar vardır ki hayatımıza girdikleri an kendimizi tanıyamaz oluruz . Neyi neden yaptığımızı sorgulamaya fırsat bulamadan bir savaşın içinde buluruz kendimi beynimiz ve kalbimiz arasında olan bu savaş da benliğimiz zarar görür onların arasında halbuki her iki tarafında istediği aynı şeydir .Mutlu olmak ama kalp mutsuz olsada sever beyin ise değersiz hissettiği yerde durmak istemez.

Yemekten sonra sofraya yardım etmeye çalışsam da izin vermemiştiler .Ateş'in bu kadar katı kuralar koyması garibime gitmişti. İçeriye geçip oturdum.Neden bu kadar erken hazırlanmıştım ki uykum vardı benim. Koltukta otururken bacaklarımı kendime çekip kollarımı bacaklarıma sardım anlını dizlerimle birleştirince uyku iyice bastırmıştı reddetmedim uyumak istedim. Gözlerimi kapattım ama aklıma dolan düşünceler gene rahat bırakmamıştı beni.Buraya geldiğimden beri belki de ilk defa düşüncelerimi bu kadar rahat kullanabiliyorum.İlk aklıma gelen şey okuldu ben burada iken okul başlamıştı ara tatil için geldiğim şehirde tıkılıp kalmıştım. Sahi biz Diyarbakır da mıydık ki??Aklıma Murat düştü o nerede nasıldı?? Ateş ile beraberdim onu aldatıyordum ben Murat 'ı seviyordum ve Ateş bilmiyorum yaptıklarından sonra sadece nefret edebiliyorum ondan o araba da söylediklerini düşündüm artık bitmeliydi .Yoksa kendimi andınızın Ateş'in yatağında bulacaktım...

Kolumdaki temasla yerimden sıçradım.

Ateş 'i karşımda görünce içimde nedensiz bir burkulma oldu. Ateş öyle bakıyordu ki canım yanmıştı. Özlem miydi ? Bu adını koyamadığı ifade Ateş'in tamamını kaplamıştı. Onun için içim acısada aklıma yaptıkları doluşunca "gerçekten mi bu kadar aptal olamazsın onun yaptıklarından sonra ona acıyamazsın"diyen iç sesime hak vermiştim. Sonuna kadar haklıydı ama duygularımı hallâ kontrol etmekte zorlanıyordum.

"Uyumak istiyorsan yatabilirsin daha sonra da gidebiliriz " dedi. Eğer gitmezsek sorularımı cevaplamazsın ve benim en çok cevaplara ihtiyacım vardı şu an .Kafamı iki yana salladım.

"Uykum yok sadece sen gelmeyince sıkıntıdan uykuya dalmışım"dedim külliyen yalan uyumakta zorlansam da deli gibi uykum vardı.

"Tamam o zaman çıkalım "dedi. Fazla sakindi bir şeylerin farkına vardığı belliydi. Gözlerindeki nefretten mi bilinmez suyuma gitmeye çalışıyordu. Uykum olunca aşırı sinirli olduğumu bildiğine eminim. Bu işini daha da zorlaştırıyordu.

Ayaklarımı yere indirip  ilerledim. Dışarı çıkmazken tuvalete gidip yüzümü kontrol edip üzerimi düzeltim. Kapının önüne gelince ayakkabılarımı ve çantamı alıp çıktım. Ateş arabasının sağ kapısına kalçasını dayamış beni bekliyordu. Yanına gidince kapıyı açıp binmemi bekledi. Yolla çıktığımızda ikimizden de ses çıkmıyordu.Nereye gittiğimizi bilmiyordum. Zaten mekanın da benim için bir önemi yoktu. Sadece Ateş'e soracağım soruları toparlamaya çalışıyordum.
Ateş 'in bakışlarını üzerimde hissetsem de ondan tarafa hiç bakmadım. Ancak fark ettiğim bir şey vardı ki biz Diyarbakır da değildik buralar hiç tanıdık gelmiyordu. Bir iskelenin başında durunca Diyarbakır da olmadığımız kesinleşmişti. Ateş inince beklemeden ben de indim. Arabanın önünde yan yana gelince elimi tutmak istemiş olmalı ki elini uzatıp sonra sanırım verdiği sözü tutup elini yumruk yaptı . Eli yanına düşerken yavaşça yürümeye başladı ona yetişmem için özellikle yavaş yürüyordu. Yanında ilerlerken gemilerin yanından geçiyorduk.
Yolumuzun üstündeki adam Ateş'e selam verdi. Ateş ise sadece " Gidebilirsin " dedi. Adamın üstündeki formadan anladığım kadarıyla kaptandı. Adam yanımızdan uzaklaşırken Ateş 'in bakışlarını üzerimde hissetim. Önden geçmemi istediğini anlayınca yürümeye başladım ancak ayağımda ki topuklular zorluk çıkartıyordu. Düşmemek için sıkıca tutundum. Tam gemiye bir ayağımı atmıştım ki dengemi kaybettim. Ben denize düşmeyi beklerken belimdeki temasla Ateş'in kolları arasındaydım . Öyle yakındık ki şu an Ateş'in gözleri bir anlık dudaklarıma kaydı. Yutkundu. Adem elmasının hareketini izlerken havalandım. Ateş beni kucağına almıştı. Zorlanmadan gemiye çıkıp beni siyah döşemeli koltuklardan birine bıraktı. Geçen bu süre Ateş'in sabrını zorluyordu usulca ayrıldı benden. Uzaklaşmasını beklerken ayaklarıma yönelip ayakkabılarımı çıkardı. " Burada bunlara ihtiyacın olmıyacak " dediğinde anlamaz gözlerle ona baktım. Ne olduğunu anlamasam da kurcalamadım. Ateş geminin iskele tarafına gidip iskeleye bağlayan halatı çözülmeye başladı. Ayağı kalmadan " Yardım edebileceğim bir şey var mı ?" diye sordum amacım nezaket falan değildi. Bir an önce konuşmak istiyordum. Eğer ona yardım edersem daha çabuk konuşmaya başlayabilirdik.
Ateş bana kısa bir bakış attıp tekrar işine döndü.
Bir süre sonra geminin ön tarafına gitti dümeni çevirirken yanına gittim. " Kulanmak ister misin?" diye sordu. Canım sıkıldığı için balıklama atladım bu teklife yanına gidip dümeni tuttum. İki eli dümendeyken dümenle arasında kalmıştım. Elimin üstüne elini koyup dümeni çevirerek kıyıdan uzaklaştırdı bizi. Yakınlığı rahatsız ederken derin bir nefes aldı.

TAKINTILI PİSKOPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin