Sabah uyandığımda Sibel yanımda otururken görmeyi beklemiyordum.Gözlerim biraz daha netleşince telefonda biriyle konuştuğunu gördüm.Suratındaki gülümsemeyi görünce kiminle konuştuğunu anlamıştım. Yataktan doğrulunca uyandığımı fark edip bana döndü.Gözlerindeki hüzün yerini korurken "Günaydın"dediginde cevap veremeyecek kadar kendimde değildim.Sadece kafamı sallamakla yetinip onu izlemeye devam ettim.Baran ile konuştuğunu her halinden anladığım için sorma gereksinimi duymadım dizlerinin üstünde tutuğu telefon görüntülü konuştuğunu gösteriyordu.Bir süre daha boş gözlerle onu izledikten sonra yataktan kalkıyordum ki tiz bir kadın sesi kulaklarıma ulaşınca kaskatı kesildim kadın "Aşkım bırak artık şu telefonu kiminle konuşuyorsun??"dedikten sonra şen bir kahkaha atınca arkamı dönüp Sibel'e baktım bu sesin Sibel den çıkması imkansızdı ki suratındaki şaşkınlık öfke en çokta ihanete ugramış bir kadının göz yaşı da bunu dogruluyordu.
Baran konuşmaya başlamıştı ki Sibel telefonu kapatıp bir yana fırlattı. Hıçkırarak ağlayan Sibel'e şaşkınlıkla bakarken ğözünden akan yaşlar için Baran 'ı buna pişman edecem diye yemin ettim içimden.Baran 'a içimden küfürler ederken Sibel'in yanına gidip sarıldım ona bana sarılırken Baran'a saydırıyordu.
"Zeynep ben o...onu çok sevdim be...be...beni..."hıçkıklarının arasından konuşurken bunun ona daha fazla acı verdiğini görüyordum.Daha fazla konuşup canını yakmasın diye tekrar sarıldım. Onun acı çektiğini görmek Baran'a daha çok kinlenmeme sebep oluyordu.Elimde olsa şu an bir kaşık suda boğardım onu.Sibel'in tek bir damlası için ona yaşatacaklarımı izlesin.Eskiden belki bir şey yapamazdım.Ama şimdi canım pahasına ona gününü gösterecektim.Sibel konuşunca düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm."Zeynep se...sen de Baran'ı gördün seviyordu degil mi ben aptal gibi kandım ona ama se...sen de seviyor dedin.."hıçkıklarının arasından zor konuşan kıza baktım.Ne dediğini anlamıştım.Genellikle bizimkilerin arrasında insqn sağrafı olan bendim birini gördügümde hal ve hhareketinden ne oldugunu sevip sevmedigini gayet iyi anlardım. Ama Baran tüm dengeyi bozmuştu.
"Güzellim çok iyi rol yapıyordu ikimizide kandıracak kadar iyi rol yapıyormuş."dedigimde bu dedigim onu daha çok yıkmıştı."Zeynep be...ben özür dilerim çok öz...ür dilerim."dediginde gene dün akşama döndügümüzü anlamıştım. Sahi neydi bu özür dileme mevzusu ne için özür diliyordu.Ben kendi içimde sorularla savaş verirken Sibel 'in konuşması her şeyi anlamama yardımcı oldu.
"Zeynep ben dün akşam senin bagırmanı duydum ama Baran bana güven dedi.Be... ben ona inandım onun sana zarar vermiyecegini söyledi. Çok özür dilerim."dediginde şok oldum.Baran 'a olan öfkem arşa çıkmıştı yakalasam bir avuç suda Ateş ile Baran'ı bogacaktım.İkisindende haddinden fazla nefret hissediyorum.Pislikler kendi pisliklerinde bogulsunlar.. içimden beddualar ederken Sibel aglamaya devam etti benden bir cevap bekliyordu.Ama ne söyliyecegimi bilmiyordum.Onun ihanetide vardı işin içinde ama onun kızaran gözlerine bakınca ona kızmak gelmiyordu içimden...
Sibel'e bir süre daha agladıktan sonra sessizleşti.Her kadın göz yaşlarından sonra hafif baş agrısı ve hafif uykulu gozlere rağmen içinde bir şeyler kopar ve bazı kararlar alır.Bazen içindeki acıya odaklandıgı için fark etmez ama bir adam için ne kadar aglarsa biraz daha ondan kopar.Bazı kadınlar için tek bir gece aglaması bazı kadınlqr içinse yıllarca dökülen göz yaşlarının sonunda ama her türlü vazgeçer
"Bir kadının yapacağı şeyi sadece ertelebilirsiniz ama asla vazgeçiremezsiniz "
Annemlerin evde olmadığını anlamak çok zor degildi.Sibel aglamaktan yorgun düşünce bir bardak su ve pretty verdikten sonra üstünü örtüm ve yatması için onu rahatsız etmeden fazla yatakları alıp çıktım odadan yatak dolabına yerleştirdim yatakları Sibel'i bir süre rahat bırakmalıydım.Rahat bırakmak darken ondan uzaklaşmaktan bahsetmiyorum çogu insan "Beni rahat bırakın "cümlesini yanlış qnlar ve onu tamamen yanlız bırakırdı. Ama aslında onun ihtiyacı olan yanında onun sessizligine ortak olmanız ve onun acısınıda sessizligi gibi onunla paylaşmalısınız.Bazen atıgımız sessiz çıglıklar boğazımızda dügümlenirken sadece biraz şefkat isteriz hiç konuşmadan bu şefkatı verebilecek insan cidden size değer veren insandır ama malesef ki her insan böyle birine sahip olmuyor.Bizimkilerin yoklugundan yararlanıp mutfaga gidip yemek yaptım.Yaklaşık 3 saatın sonunda yemekler hazır olunca yemekleri tepsiye hazırlayıp Sibel'in yanına gittim.Onu uyandırdım sessizce yameye konulunca ona eşlik ettim.Zaten bu aralar benimde konuşacak halim kalmamıştı.Ben herkezten darbe yerken beni toplayan tek kişi Sibel ama oda şu an bittik durumda oldugu için her zamanki gibi kendi yaralarımı kendim sarmam gerekiyordu.Sibel konuşmamata kararlıyken sessizligi hiç bozmadım yemegimiz bittince mutfaga gidip bulaşıkları yıkadım.İşim bittip mutfaktan çıkarken telefonum çaldı.Gün içinde açmama rağmen ısrarla arayan ateş oldugunu görünce reddedip cebime koydum telefonumu ve Sibel 'in yanına gittim.Odanın kapısını açıp içeri girince Sibel sessizligi bozmaya karar vermiş olmalı ki "Annenlerle bu evde nasıl kalacaksın onlardan köşe bucak kaçarken nasıl olacak??"dediginde haklı oldugu için canım daha çok sıkıldı.Onlarlarla yüzleşmek için biraz güç toplamam gerekiyordu ancak bu süre içinde yemek ,su en önemlisi tuvalet ihtiyacımı nasıl karşılayacağımı bilmiyordum.Sibel yüzüme bakarken çagresizliğimi görmüş olacak ki
"Köye kaçalım babannem gilin yanında kalırız biraz sonra bu evlilik işinden bir şekilde kurtulmanın yolunu orda bir şekilde pilanlarız en azından biraz temiz hava alıp kendimize gelince dogru düzgün bir karar alırız."dediginde bu fikir bana da mantıklı gelmişti şu an için yapabilecegimiz en iyi şey buydu.Telefonumun sesi odada yankılanırken cebimden çıkartıp ekrana baktım. Ateş 10. Kez arıyordu.Telefonu açıp sövecektim ki Sibel ellimi tutup "Kimse gidecegimiz yeri bilmemeli Baran ile ordada karşılaşmqk istemiyorum lütfen dedi.Ne yani kaçak olarak mı gidecektik.Peki bizi bulamazlar mıydı??
YILDIZA DOKUNMAYI UNUTMAYIN !!!