"Anne " korkuyla etrafıma baktım."Anne nerdesin anne ?"koskocaman evde bağırıyordum ama kimse beni duymuyordu. "Anne korkuyorum lütfen anne"diye bağırdım biri beni tutuyordu annemin gölgesini kapıda görsemde ilerleyemiyordum bellimdeki ellerden kurtulamıyorum."Anne lütfen bırakma beni ben sana yalan söylemedim anne" diye bağırdım boğazım yırtılırcasına "Beni burda bırakma korkuyorum anne çok korkuyorum babama söyle gelsin alsın beni "dedim bir yandan belimdeki ellerden kurtulmaya çalışırken gözüm istemsizce yerdeki yılana kaydı. Bana doğru geliyordu. Korkuyla anneme seslendim."Anne çok korkuyorum lütfen babama söyle gelsin alsın beni anne ne olur lütfen ben senin kızın değil miyim beni burada bırakamazsın yalvarırım anne bırakma beni" annem gidiyordu gölge uzaklaşıyor belimdeki eller beni sıkıca tutmuş yılanın bana yaklaşmasını bekliyordu. Korkuyla çırpınırken yılanın gözlerinin içine baktım. Bir ayna misali beni ve arkamdaki adamı gösteriyordu. Üzerimde beyaz bir gelinlik ve arkamdaki Ateş'in üzerinde de bir damatlık vardı mutlu gibi gözüküyordum benim korkudan titreyen bedenim yılanın gözlerinde Ateş'e sarılıyordu.Yılanın gözleri kararırken benim gözlerindeki yaşlar hiç dinmiyordu. Yılan bana doğru yaklaşırken neredeyse tavana değecek kadar büyümüştü. Geri kaçmaya çalışsamda Ateş izin vermiyordu. Yılan ikimize bakarken Ateş'in "burdayım güzelim"diyen sesini duydum sesi çok derinden geliyordu halbuki arkadaydı."Aç gözlerini güzelim "dediğinde bille kilitlenmiş yılana bakıyordum. Yılan bir anda tıslayınca istemsizce ittim . Olan olmuştu ve yılan ağzını açıp sivri dişlerini gözler önüne sermişti. Çığlık atıp yataktan kalktım. Ateş'in elleri suratımda büyük ihtimalle beni kaldırmaya çalışıyordu. Yanıma oturup sarıldı belimi sıvazlarken "Geçti geçti ben buradayım güzelim..."gibi şeyler söylüyordu ama şu an onun varlığı beni daha çok korkutmuştu. Çok korkmuştum. Kabustan mı yoksa Ateşten mi bilmiyorum ama ellerim titriyordu. Bir süre Ateş'in kolları arasındayken sakinleşmeye çalıştım. Çünkü sakinleşmeden Ateş'in beni bırakmayacağını biliyordum.
Ateş'in kollarından kurtulduğumda "Gidelim lütfen gidelim artık "dedim.bana hüzünlü gözlerle baktı.Gözlerindeki acıyı öylesine hissetmiştim ki gözlerimden bilmem kaçıncı yaş döküldü.Ateş yataktan kalkıp odadan çıktı. Sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Beni deli ederken o daha çok sinirlenmişti. Yataktan kalkıp banyoya gittim . Suyu suratıma çarpıp rüyanın gerçekliğini düşündüm. Yılan o gölge Ateş'in belimdeki elleri o kadar gerçekçiydi ki ... Beynimin içinde dolan binlerce an annem ,ne kadar da özlemiştim onu. Bana yaptıklarını düşünürken ondan ne kadar nefret etmemde bu özlem duygusunu kaybetmeme engel değildi. Gelsin istemiyorum ama çok özledim onu. Offf iflah olmaz bir acıydı bu ne yapacağımı bilmiyorum.
Ateş'in yanına yukarı çıktığımda dün geceki dağınıklıktan eser kalmadığını gördüm.Ateş dümenin başındaydı. Onun yanına gitmek yerine aşağı inmeyi düşündüm. Merdivenlerden adımımı atarken " Mutfakta kahvaltı hazırlamıştım.Gidip bir şeyler ye "dedi. Söylediklerini duyunca bedenimi ona çevirip "sen ?"dedim. Büyük ihtimalle beraber yemek için hazırlamıştı ama benim hareketlerim yüzünden tüm planı iptal olmuştu."Ben aç değilim." Sesi kulaklarıma ulaşınca vicdanım acımıştı. Ama ne bekliyordu ki gerçekten beni zorla bir yerlere sürükledikten sonra onunla mutlu bir şekilde kahvaltı mı yapacaktım? Rüyalarım bile izin vermezken nasıl yapmamı bekliyordu. O herkese vicdansızlık yapıp hayatlarını karartırken benim için çabalıyordu ama başaramıyordu. Canımı yakan sadece benim değil sevdiklerimin canını yakan bir insan benim için çabalamasın istemiyordum. Adımlarımı aşağı çevirdim. Yemeyecektim. Ondan gelecek hiçbir şeyi istemiyorum.Odama gidip bana dün akşam verdiği telefonu aldım. Telefonda Sibel'in numarasının olmasını umarak telefonu kurcaladım.Telefonda sadece Ateş'in ve Ahmet diye biri kayıtlıydı. Büyük ihtimalle Ateş'in koruması olan Ahmet ti bu telefonu kapatıp bırakacaktım ki bundan vazgeçtim. Ahmet i aradım.Açmadı ikinci defa aradığımda ise açtı. "Alo yenge bir şey mi istedin ?"diye sordu. Telaşlı bir halli vardı. Arkadan silah sesi gelince irkildim. " Sen neredesin? Sibel'le Büşra onlar iyi mi... bak bana doğruyu söyle "dedim telaşla " Sakin ol yenge onlar gayet iyi evdeler şu an..."dedi ve bir silah sesi daha geldi. Ahmet'in kısık sesli inlemesinden onun vurulduğunu anlamıştım ellerim titriyordu."Alo alo iyi misin alo?"dedim telaşla ilk başta cevap gelmese de sonradan Ahmet'in acı dolu sesi geldi. " İyiyim yenge sen merak etme beni sen ne için aramıştın?"dediğinde aralamıştım adam ölüyordu belki de ama halla benim ne için aradığımı soruyordu. " Ahmet neredesin sen?"dedim telaşla .Bir kaç sürtünme sesinden sonra " Yenge boşver beni sen neden ara.."sözünü kesip "Ahmet neredesin?"diye üsteledim iyice sinirlenmiştim. Salak adam insan yardım ister demi . Bir süre sessizlikten sonra" Karabeyler'in deposunda 26. Koğuş diye de geçer" dediğinde neresi olduğunu bilmiyordum ama Ateş biliyordur diye düşünüp" Tamam sen dayan biraz daha yardıma gelecez biz" dedikten sonra itiraz etmesine izin vermeden kapattım telefonu.Koşarak yukarı çıktığımda iskelenin gözüktüğünü fark ettim. Ateş'in yanına gidip telaşla"Ahmet'in başı bela da vuruldu. Karabeylerin deposundaymış . 24. Koğuş diye geçiyormuş acil gitmemiz lazım "dediğimde Ateş ciddi bir ifadeyle beni dinledikten sonra " Seni mi aradı?"dediğinde afallamıştım ben ne diyorum bu adam ne diyor ya. " Fark eder mi Ateş vuruldu diyorum. Anlamıyor musun beni?"dediğimde yüzüme bakıp bir kolu indirdi hızlanmıştık ben bunu tahmin etmediğimden geriye doğru savruldum. Ateş çevir bir hareketle beni dümenle arasına alırken düşmekten de son anda kurtulmuştum.Aramızdaki mesafeyi umursamadan " Ne kadar sürede orada oluruz?" dediğimde Ateş ileri den gözlerini çevirip yüzüme baktı."Ben vurulsam aynı tepkiyi verir miydin?"dediğinde bu gün ne kadar saçma tepkiler aldığımı bir kez daha surat ifademe yansıtmıştım."Cidden şu an bunu mu soruyorsun?" dediğimde yüzüme kısa bir bakış atıp düşünceli bir ifadeyle önüne geri döndü.
Kısa bir süre sonra kıyıya vardığımızda Ateş "Aşağıda bir şeyin kaldıysa al"dedi.Belimdeki elini gevşetip dümenle arasından çıkmama izin verdi. Hemen aşağı inip eşyalarıma baktım kıyafetler şu an umrumda değildi.Sadece tulumumun cebindeki Ateş'in evinden aldığım silahı aldım ihtiyacım olacaktı.Kulanır mıyım bilmiyorum ama yanımda bulunması lazımdı.Ateş bir şey yaparsa diye getirmiştim ama şimdi Ateş 'in adamını kurtarmak için kullanacaktım hayat cidden çok garipti.
Yukarı çıktığımda Ateş araba da biri ile konuşuyordu. Ayaklarımda ayakkabılarımın olmamasını umursamadan hızla arabaya ilerledim. Sabah olduğu için buradakilerin ayaklarıma bakışını umursamamaya çalışarak ilerledim.Zangır zangır titreyen bedenimi yolcu koltuğuna atıp kapıyı kapattım.Ateş ile saniyelik göz göze geldiğimizde gülümsemesini görmem ile önüne dönmüştüm. Ateş hızla ilerlerken "Seni eve bırakacam..."dediğinde sözünü kesmiştim "Ateş buna zamanın yok bende geliyorum ."dediğimde Ateş birkaç saniyeliğine bana bakıp iç çekip önüne döndü.Bir keç dakika içinde karanlık bir sokağa girdik buradaki kimse tekin gözükmüyordu. 26. Koğuş adlı tabelayı gördüğümüzde Ateş ani fren ile durdu ağaçların Altun'da gözükmeyen bir yerdi.Ateş "Arabadan inmek yok"dediğinde itiraz etmedim çünkü etsem de bir şey değişmeyecek boşuna zaman kaybedecektik."Bir şey olursa ara "dedi ve hızla arabadan indi.Belindeki silahı çıkartıp emniyetini açtıktan sonra hızla ilerideki binaya doğru ilerledi. Arkasından onu izlerken binaya girdiğini gördüğüm an Ateş'in torpidodaki yedek için silahını alıp emniyetini açtım dikkatli bir şekilde etrafı kontrol ederek ilerledim. Ateş içeri girmiş olmalıydı.Etrafı kolaçan ederek ilerken bir erkek sesi gelince hemen duvarın arasına gizlenmiştim.Kaldığım yer karanlık olduğundan adam beni görmeden önümden geçip ilerledi. Belindeki elektroşok cihazını gözüme kestirmiştim. Adam telefon ile konuşuyordu ve karşıdaki adama "Ateş Barut 'u aşk baya sersemletmiş ha böyle basit bir numaraya kandığına göre" deyip iğrenç kahkahası ile tüm sokakta sesi yankılandı. Adamın kahkahası aşırı sinirlerimi bozmuştu. İçeriden bir silah sesi gelmesi ile adamın odağı oraya kayınca hızla elektroşoku alıp boynuna tutum .Adam yere serilirler içerideki silahtan çıkan kurşunun Ateş'e gelme ihtimali göğsümü sıkıştırmaya yetmişti.
SİZCE VURULAN KİM ?
ZEYNEP NE YAPTI?
VOTE ATMAYI UNUTMAYINN!!!!!