BÖLÜM 5

259 28 0
                                    


Tüm bahçede yankılanan bu ses Ronald'a aitti. Kılıcını karşısındaki adamın karnına saplamışken anlık bir telaşla yapmış olduğu bu hata herkesin dikkatini Avery'e çevirmişti. Genç kız az önce, kapının önünde, yere serdiği adamın doğrulduğunu göz ucuyla gördü. Ardından yığılmış masaların arasında parıldayan bıçağına döndü. Ganimetini gözüne kestirmiş tek kişi de kendisi değildi. Karşı tarafta duran bir adamla aynı anda atıldılar. Avery adamdan kat ve kat hafif olmasından faydalanıp kendini yere fırlattı. Adamdan belki de birkaç saniye önce bıçağı kavramayı başarıp sırtını yere verdi. Bileğini burkmuş olduğuna emindi ancak çıplak sırtını donduran soğuk mermerden dolayı acısını hissedemedi.

Bıçağı, üzerine atılmış olan adamın göğsüne saplanmıştı. Sıcak kan bileklerini sıyırıp üzerine akarken adam boğuk homurdanışları arasında saniyeler içinde hareketsiz kaldı. Kız gözlerini ikisinin arasındaki bıçağa çevirmeye korkarken süzülmeye başlayan gözyaşları içinde adamı ittirip kendini bu devasa yükün altından kurtardı. Islanmış yanaklarını silmeye her yeltenişinde kanlı ellerini görüp vazgeçiyor ve daha içli ağlamaya başlıyordu.

Vaktinin olmadığını fark ettiğinden ayakkabılarını çıkaramayıp ayağa kalmıştı. Sızlayan bileğiyle inleyip biraz yalpalayarak arkasını döndü. Sarayın askerleri çoktan avluya dolmuş kalan adamları geri püskürtmeye uğraşıyordu. Avery onların ne kadar geç gelmiş olduklarına öfkelenip lanet okudu.

Deborahların ne durumda olduğunu görmeye çalıştı. Kaptan denilen adam ortalıklarda görünmüyor Ronald yeni bir rakiple uğraşıyordu. Çattığı kaşlarıyla her hareketinde bağırıyor, kalan son ışıklandırmanın altında terli alnı parıldıyordu.

Xavier ise yere yatırdığı bir adamın üstüne çıkmış kişisel bir hıncı varmış gibi ardı arkası kesilmeyen yumruklarını savuruyordu. Çoktan hareketsiz kalmış adamı bırakıp şans eseri kıza döndüğü sırada Avery ne yapması gerektiğini bilemeyerek elini kaldırıp dudaklarını aradı. Birinin onu tutup buradan çıkarması gerekiyordu.

Xavier gözlerini kocaman açtı ve ona duyamadığı bir şeyler haykırıp ileri atıldı. Odağını kaybetmiş haldeydi. Başka bir adama takılıp yüz üstü kapaklansa da saliseler içerisinde geri kalktı. Avery ona yardım etmek istedi ancak ne olduğunu anlayamadan başının arkasına sert bir darbe aldı. Kimin veya neyin ona vurduğunu bilmiyordu. Her şey dönüp birbirine karışırken göz kapakları titreyerek kapandı.

Tüm gücünün çekildiğini hissediyordu. Sırtı ve kafası soğuk mermere çarptığında anlık şoktan kurtulup zoraki nefes aldı. Çektiği hava adeta ciğerlerini yakmıştı. Başının arkasındaki ağrı tepesinde parıldayan yıldızların dönmesine neden oluyordu. Belli belirsiz birkaç ses duydu. Genç bir adam haykırdı. Avery çok uzaklardan bir ses duydu. Tanıdık bir ninniyi andıran bu mırıltılara gözyaşları eşlik etti. Yanağından süzülen sıcak yaşlar kurumadan biri onu kucaklayıp olduğu yerden kaldırmıştı.

"Sorun yok" diyordu bu telaşlı ses. Avery başı aşağı sarkarken acıdan ağlamaya devam etti. Masaların arkasındaki bir köşede haykıran bir kadın vardı. Kucağında hareketsiz yatan küçük bir kız ve köpekle ileri geri sallanıyor bağırıyordu. Her yeri kırmızıya bulanmışken kadın küçük kızın alnını defalarca öpüp kokladı.

Söylediği sözler anlaşılmasa da nasıl hissedilemezdi yakarışındaki çaresizlik? Avery'nin vücudu bir hüzün dalgasıyla sarsıldı. Bu korkunç görüntüye dayanamasa da gözlerini kapatmadı. İçinde bir yerlerde ona aksi yöne bakmamasını söyleyen öfkeli bir ses vardı. Eğer söylenilenler doğruysa buradaki tüm cansız bedenlerin sorumlusu oydu.

RUHLARIN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin