O sırada Alta ve Rola'da...
Saray inşası bitmek üzereyken etrafa saçılmış malzeme ve boyaların arasındaki tahtın üzeri dolmuştu.
Prens bir bacağını kendine çekmiş rahat bir şekilde oturturken iki yanında ona yaprak yelpazeler sallayan güzel hizmetliler vardı.
Genç Prens derin düşüncelerinin arasında yüzünü tamamen örten peçeyi kaldırmıyordu. İnsanların ona yönelttiği arsız bakışlar canını bezdirmişti.
Cariyesi çıplak ayaklarıyla adım adım önündeki mermer merdivenleri çıkarken neşeyle dilini şaklattı. Eli yavaşça öne uzanmış kadının onu tutmasını beklemişti.
"Sonunda" dedi yavaşça. Büyüleyici sesini duyan hizmetliler neredeyse oldukları yere yığılacaktı.
Kadın efendisinin elini tutup önünde diz çökmesinin ardından adamın ayakları dibine sakince oturdu. Atlattığı kaza sonrası yeni kendine geliyordu. Bakışları donuk ve düşünceliydi.
"Uyanmanı bekliyordum."
"Efendim..."
"Kendini yorma. Güzel yüzünü bana çevir. Seni bu bez parçasının ardından daha iyi görmek istiyorum."
"Anneniz prenses Avery'nin hayatta olduğunu bildirmemi istedi."
Prens neşeyle gülerken elini tutmakta olan kadını sert bir şekilde yukarı çekti. Adama karşı koyamadan havalanmıştı. Prens iç çekerek elini kadının beline sarıp onu kucağına oturttu. Onun kokusunu içine çekerken iç gıdıklayıcı bir şekilde gülüyordu.
"Sıradaki yolculuğu buraya, sarayımıza olacaktır."
"Sanmıyorum efendim."
Adam kadının belindeki yara yerini öyle sıktı ki, acı bir inleme duyuldu koca salonda. Ardından kadının yeni yıkanmış nemli saçlarına uzandı. Ateş kızılı saçlar parmaklarına dolanırken Prens "Ona, bana karşı nasıl iyi bir eş olacağını öğreteceksin sevgili cariyem. Böylece bu kıtada bizden daha güçlüsü olmayacak" diye fısıldamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHLARIN HİKAYESİ
FantasíaHer şeyin en başında Prenses Avery Elwood'un yegane amacı Ruhlar Ormanı'na gitmek ve Spiritus'uyla tanışmaktı. Tören günü gelip çatmışken müstakbel eşi ve onun kardeşiyle ormana gidecek, kendi eşlerini bulacaklardı. Ancak yıldızlara yazılmış olan ka...