Yb geldi!!!
Umarım keyif alırsınız. Yorumlarınızı eksik etmeyin.🍭
Alkol, bütün kötülüklerin anasıydı. Unutkanlığa, halsizliğe, ızdırap gibi gelen baş ağrılarına, hatta bağımlılığa sebep oluyordu.
Dün gece o kadar içmemeliydim.
Başımdaki ağrıyı geçirir umuduyla uyanır uyanmaz yaptığım banyo hiçbir boka yaramamış, üstüne üstlük bir de beni daha da üşütmüş ve hastalandırmıştı. Kalktığımda burnum az az akıyorken şimdi gözlerim de sebepsizce yaşarıyordu.
Banyodan çıkıp uyuşuk hareketlerle giyinirken hafızamı zorladım ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım, barda sarhoş olduğum ve tuvalet aramak için üst kata çıktığım anlardan sonrasını hatırlayamıyordum.
Düşünmeyi bıraktım. Beni Egemen getirmiş olmalıydı. Yatağın üstündeki telefonumu alıp yatağa oturdum. Telefonun kapalı olduğunu fark edince dün sarhoş olmama sebep olan o mesajlar zihnime üşüştü.
İstemsizce dolan gözlerimi telefondan ayıramadığım için odama giren Şule'yi fark etmedim. Yatakta yanıma oturdu. Ellerimi tutup telefonu parmaklarımın arasından aldı, yatağa bıraktı.
"İdil, dün gece ne oldu? Nasıl bu kadar dağıtabildin?" Gözlerimi kaldırıp ona baktım. Yüzündeki ifade acıma değildi, sadece benim için üzülüyordu. Kim bilir dün gece eve nasıl gelmiştim.
Ona anlatmak istedim. Şu an anlatmamın elzem olduğu kişiler listesinde belki sonuncu bile değildi. Ama gözlerinde gördüğüm samimiyet, dilimin çözülüp sırları ortaya dökmesine neden oldu.
Evet, Mert o gün bana vurmuştu. Ama o kadarla kalmıyordu. Sonraki iki hafta boyunca, elinde hangi fotoğrafım varsa, onu bir şekilde editleyerek müstehcen bir fotoğrafa dönüştürüp bana göndermiş, ona geri dönmezsem fotoğrafları internete yayacağını söyleyen tehdit mesajları atmıştı.
Bunlar da yetmemiş olacak ki sonraları, eğer olanları birine anlatacak olursam, evime gelip gizlice odama gireceğini, beni uykumda boğarak öldüreceğini söylediği mesajlarla da tacizine devam etmişti.
Odama kapandığım o haftalarda stresten telefonumu klozete atıp bozmuştum. Geceleri tehdidini gerçekleştirmeye gelir diye kapımın önüne resmen barikat kuruyordum. Odamın pencerelerine de rica minnet Rüzgar'a aldırdığım asma kilitlerden takmıştım. Takıntılı bir hale dönmüştüm.
Annemle Rüzgar, onları odamın halini görmemeleri için yakınına bile yaklaştırmadığımdan sevgilimle ayrıldığım için bu halde olduğumu sanıyorlardı.
Onlara anlatmaya çok utandım. Böyle biriyle o kadar zaman geçirip gerçek yüzünü göremediğim için kendimden utandım.
Aylar süren psikolojik tedaviden sonra şimdi çok daha iyiydim. Öldürülme korkusuyla gece uykumdan birkaç saatte bir uyanmıyordum. Yine de, bir daha hiç deliksiz bir uyku çekemeyecektim sanırım.
Şule anlattıklarımı dikkatle dinledi. Kendimi tutamayıp ağladığım anlarda bana sarıldı ve ağlamamın bitmesini bekledi. İyi olduğuma ikna olduktan sonra "Endişelerini anlıyorum ama bence babanla konuşmalısın. Yardıma ihtiyacın var ama eğer takip edildiğini düşünüyorsan senin polise gitmen iyi olmaz. Baban daha iyi bir yol bulur. Her şeyi anlat," dedi.
Bir süre düşündüm. Tekrar aynı durumlarda haftalarca odama kapanmak falan istemiyordum. "Öyle mi dersin?"
"Tabii öyle derim. Sen dün ne halde geldin eve hatırlıyor musun? O çocuk olmasa rezil olacaktın elalemin evinde," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİLGİ
Teen FictionHafifçe kıkırdadı. "Kıskandın mı? "Ben mi? Neyini kıskanacakmışım senin?" Sırıtmaya devam ederken sorumu duymazdan gelerek, "Bana diklenmene bayılıyorum," dedi. Alt dudağını emerken göz ucuyla lavaboya doğru bakıp tekrar bana döndü. "Bu, kesinlikle...