Benim dışımda kimse vpn kullanmıyor okumalar çok düştü wattpad açıl artıkkkk!!!!
🍭
Bardan koşarak çıkarken gözyaşlarımı silemeden yenisi ekleniyordu. Önümü göremiyor, sadece koşuyordum. Buradan çıkmak istiyordum.
Tam kapıya geldiğim sırada bir el bileğime sarıldı. Kim olduğunu bildiğim için dönüp yüzüne bakmadım. Tuttuğu bileğimi çekiştirerek bizi dışarı çıkardı. Dışarıdaki kalabalığı da yararak tenha bir sokağa doğru hızla yürümeye devam etti.
Sinirle bileğimi çekerek elinden kurtardım. "Beni çekiştirmeyi bırak!"
Sesim boş sokakta yankılanırken bana döndü. Ellerini saçlarına geçirmişti. "Ne işin var burada?"
Ağzımdan gülme ve şaşırma karışımı "Hah," gibi bir ses çıktı. "Ben de sana soracaktım. Burada ne yapıyorsun Atlas?"
Bir süre bir cevap vermeden yüzüme ve akan gözyaşlarıma baktı. Fazla içmekten olsa gerek gözleri kızarmıştı ve boş bakıyordu. Yutkundu. "Barda ne yapılırsa onu."
Gözyaşlarımı silen ellerim yüzümden indi ve hırsla onun göğsüne çarptı. Bir daha. Bir daha. Sonunda elleri göğsündeki ellerimi kavrayıp sıkıca tuttu. Ellerimizi indirdi. O anda fark ettim, alyansı parmağında değildi.
Ben başımı eğmiş elini izlerken "Bunu neden bu kadar abarttın ki? Kaç kere de aramışsın. Bir şey mi oldu?" dedi.
Bir şey değil bin tane şey olmuştu. Ve hangisi daha kötü bilmiyordum. Ağzından çıkanlara inanamıyordum. Aradığımı görmüş ama cevaplamamıştı. Bu kadar bile değerim yok muydu gözünde? Elini tutup kaldırdım. "Alyansın nerede?"
Sıkıntılı bir nefes verip elini elimden kurtardı. Evden çıkarken üzerinde olmadığından emin olduğum deri ceketin cebine ellerini soktu. "Bak güzelim, başından beri evliliğimizin bir formalite olduğunu söyleyip duran sendin. Ben de başka türlüsünü istemedim zaten. Sadece sen yurt dışına çıkıp güvende olana kadar emniyetini sağlayacağım. Bunu, yıllardır seni takip etmemin bir telafisi olarak düşün." Kısa bir duraksamasan sonra devam etti. "Birkaç... pürüz çıktı. Kalacağımız yeri falan değiştirmem gerekecek. Halledilemeyecek bir şey değil. Sadece birkaç gün geç gideceğiz. Her şey tıkırında işleyecek." Duraksadı. "Ama bu kadar. Bu-" Cebinden çıkardığı sol eliyle ikimizi işaret etti. "Aramızdaki evlilik gerçek değil ve bu yüzden ben de hayatıma bakabilirim."
Konuşmak için ağzımı açtığımda sesim hırıltılı çıkmıştı. "O zaman neden benimle-"
"Evet, seninle yattım. Güzeldi. Karşılıklı çekim hissetmiştik ve anı yaşadık. Bu kadar."
"Güzeldi," diye mırıldandım. Söylediği her şey öyle acımasızdı ki beni karşısına alıp kullandığı kelime kadar tokat atsaydı canım bu kadar yanmazdı. "Bu kadar." Yaşadığımız onca şeyin gerçek bir sevgi bağıyla olduğunu hissetmiştim. Hayır, bana bunları o hissettirmişti.
Gözlerimi diktiğim yerden kaldırıp o çok sevdiğim çikolata kahveleriyle buluşturdum. Ağlamam kesilmişti. Henüz duyduklarımın şokunu atlatamamıştım.
Gözleri hiçbir duygu barındırmıyordu. Benim Atlas'ım gibi bakmıyordu. Bana hiç böyle bakmazdı ki o.
Herkese baktığından farklı bakardı. Beni seviyormuş gibi bakardı.
"Beni seviyordun," dedim son bir umut.
İfadesiz yüzünde kaşları çatıldı. Düşünüyor gibi yaptı birkaç saniye. "Sanırım bu, senin yaptığın bir itiraftı." Devam etmemesi için elimle ağzını kapatmak istedim. "Benden böyle bir şey duymuş olman imkansız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİLGİ
Teen FictionHafifçe kıkırdadı. "Kıskandın mı? "Ben mi? Neyini kıskanacakmışım senin?" Sırıtmaya devam ederken sorumu duymazdan gelerek, "Bana diklenmene bayılıyorum," dedi. Alt dudağını emerken göz ucuyla lavaboya doğru bakıp tekrar bana döndü. "Bu, kesinlikle...