12. BÖLÜM

7 5 0
                                    

12. BÖLÜM

Rylee soyunma odasına girip üzerini çıkardıktan sonra kendini hemen duşa attı. Takım arkadaşları çoktan gitmişti ama Rylee biraz daha çalışmak için sahada kalmıştı. Duşta sıcak suyun altında yorgunluğu daha da artmıştı. Bir an önce eve gidip kendini yatağa atmak istiyordu, zaten dün gece Emma'nın ara ara gelen sancıları yüzünden uyuyamamışlardı. Açılan kapı sesiyle gözlerini açıp etrafa baktı ama kimseyi göremedi.

"Liam, sen misin?"

Kendinden başka sadece Liam geç saatlere kadar antrenman yapardı.

"Liam?" ses yoktu. 2 dakika boyunca duyduğu tek şey, kapının açılması, dolap kapağının açılması ve kapının tekrar kapanmasıydı. Rylee ne kadar seslense de kimse cevap vermedi. Suyu kapatıp havlusuna uzandı, havluya sarındıktan sonra etrafa baktı, kimse yoktu. Kapıya doğru ilerleyip bahçe tarafına baktı ama orası da boştu. Rylee dolaplara doğru yöneldi. Hepsini tek tek kontrol etti, zaten kendi dolabı dışında hepsi kilitliydi. Kendi dolabının kapağını yavaşça açtı. Koyduğu bir kaç eşyası dışında yabancı herhangi bir şey yoktu, tam önünde duran beyaz kağıttan başka. Kağıdı eline alıp dikkatlice açtı:

"Karını yalnız bırakmamalısın Rylee."

140 km/s hızla diğer arabaları umursamadan gidiyordu. Eve varmasına 5 dakikadan az kalmıştı, Emma telefonu açmıyordu. Rylee eve gittiğinde nelerle karşılaşabileceğini bilmiyordu ama aklına gelen düşünceler neredeyse aklını kaçırmasına neden olacaktı. Emma belki uyuyakalmıştı, belki de mutfakta yemek hazırladığı için telefonu duymuyordu. Ama o notu kim neden bırakmıştı? Karısı şu anda bir katille mi karşı karşıyaydı, yoksa bu sadece korkutmak için yazılmış bir not muydu? Bu belirsizlik ve korkunç düşüncelerle eve doğru hızla giderken aklına ne Noah'ı ne de polisi aramak gelmemişti bile. Tek istediği eve gidip karısını uyuyor olarak, ya da yemek yaparken ya da televizyon izlerken bulmaktı. Çakıl taşlarını ezerek eve giden toprak yola girdi. Durduğunda arabanın etrafından büyük bir toz bulutu yükseldi.

"Emma?"

"Emma, tatlım?"

Ses yoktu, cebindeki anahtarları ona 1 saatmiş gibi gelen kısa bir sürede bulup kapıyı açtı.

"Emma?" hemen holden geçip, mutfağa, ardından salona, sonra da yatak odasına baktı. Emma hiçbir yerde yoktu. Belki yan komşularına gitmiştir diye düşündü, telefonu çıkarıp tekrar aramayı denedi ama salondan gelen telefon sesiyle bir kez daha yıkıldı. Aklına kötü bir şey getirmek istemiyordu, hemen evin arka bahçesine açılan kapıya doğru koştu ve yolda gelene kadar karşılaşmamak için dua ettiği ogörüntüyü gördü.

Biricik Emma'sı, altında oturup saatlerce sohbet ettikleri büyük ağacın dalında bütün vücudu yanmış ve boynuna ip geçirilerek asılmış şekilde duruyordu. Tabi karnında oğullarıyla beraber.

HAPSOLMUŞ RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin