35. bölüm
31 Aralık 2010
Rylee günlerce dışarı çıkmadığı için dışarıdaki karın miktarını bilmediğinden, bahçenin önüne park ettiği arabanın yerinden çıkamayacağını anlayıp tekrar eve doğru yöneldi. Kapıyı aralık bırakmıştı ve rüzgâr kapının önüne yığılan karın birazını içeri savurmuştu. Emily olsaydı çoktan dışarı çıkıp neden dikkat etmediği konusunda söylenmeye başlamıştı bile. Ama artık ne eski güzel kışlar vardı, ne de Emily vardı. İçeri girerken içinde tuhaf bir his oluştu. Sanki birinin varlığını hissediyordu. İçindeki hisse güvenerek dikkatlice eve girdi, mutfağa baktı ama kimseyi göremedi. Koridordan geçip salona girince televizyonun üzerine yapıştırılmış kırmızı yazıyla yazılan notu gördü.
"Hayalini kurduğun intikamını almanın zamanı geldi Reilly. Şu an sana çokta uzak olmayan bir yerdeyim. Karını yaktığım yerdeyim, mahzende. Haydi gel ve istediğini al, ya sen ya ben Rylee."
Sonunda aylardır hayalini kurduğu an gelmişti, sonunda Emma'ya ve oğluna kavuşacağı gün gelmişti. Tek yapması gereken o lanet olası mahzene gidip önce ona bu acıyı yaşatana, sonra da kendi kafasına bir kurşun sıkmaktı. Rylee bu güzel Noel Günü'nde yüzünde büyük bir gülümsemeyle babasından kalma silahını alıp mahzene gitmek için yerinden kalktı.
*******
Riley'nin evine notu bıraktıktan sonra mahzene indi. Evden mahzene doğru giderken her adımında kara saplandığı için geriye dönüp adımlarıyla yarattığı ayak izlerinin üzerini karla kapattı. Odada hala biraz mazot kokusu vardı. Sandalyelerden birini odanın tam ortasına koydu. Yanına getirdiği ipi de üstüne koyup yeni kurbanının ona gelmesini beklemeye hazır hale geldi. Mahzenin kapısını açık bırakıp bahçeye çıktı ve Rylee'nin onu göremeyeceği bir yere saklandı. Rylee'nin intikam hırsı yüzünden hiçbir yeri kontrol etmeyeceğini, doğrudan mahzene koşacağını biliyordu. Planını da buna göre ayarlamıştı. Rylee direk mahzene gidecek, oda cebindeki gaz bombasını atıp kapıyı kapatacaktı. Kurbanı bayıldıktan sonra içeriye gidip onu sandalyeye bağlayacaktı. Adam uyandığında ise onu karısının ve çocuğunun yanına gönderecekti.
*********
Odadan, sakladığı yerden babasının silahını alıp dolu olup olmadığını tekrar kontrol ettikten sonra şarjörünü yerine taktı. Bütün bunlar olurken ise çok mutlu ve heyecanlıydı. Emma'sının intikamını alacağı gün gelmişti sonunda. Katilin onun için de geleceğini ilk günden beri biliyordu. O yüzden onu bulmak için hiçbir çaba sarf etmemişti. Bu süre boyunca da evden çıkmamış, zamanını karısının ve oğlunun hatıralarıyla kendini avutmaya çalışarak geçirmişti. Son kez bembeyaz karlarla kaplanmış bahçeye çıkıp temiz havayı ciğerlerine çekti. Dönüp karısıyla beraber mutlu ve güzel günler geçirdiği eve son bir kez daha bakıp arka taraftaki mahzene doğru ilerledi. Kar o kadar çok yağmıştı ki Rylee yürümekte zorlanıyordu. Attığı her adımda bacağının yarısı karın içine saplanıyordu. Rylee mahzene doğru uzanan bu kar yığınında kendisinin bıraktığı izlerden başka ayak izi olmadığını fark etti. Adamın notu, o arabasının yanına gittiğinde bıraktığına emindi. O zamandan beri de hiç kar yağmamıştı. Buna çok da takılmayarak ilerlemeye devam etti. Mahzenin önüne geldiğinde kapısının açık olduğunu gördü. Silahı belinden çıkarıp dikkatlice merdivene bir adım attı. İçeriye sadece kapıdan hafif bir ışık düşüyordu ama Rylee'nin görmesi için yeterli bir ışıktı. Birkaç merdiven daha inince içerinin boş olduğunu gördü ama yine de temkinli bir şekilde hareket ediyordu. Oda çok büyük olmadığından dışarıdaki ışık az da olsa bütün odayı kaplıyordu. Tüm merdivenleri indiğinde içeriyi tekrar kontrol etti. Hiç kimse yoktu ama odanın ortasındaki sandalye ve ip, adamın buraya geldiğini gösteriyordu. Bir anda önüne düşen deodorantmsı şey duman üflemeye başladı ve çıkan dumandan dolayı Riley'nin bütün genzi yanmaya başladı, Mahzenin kapısı büyük bir gürültüyle kapandığında oda, kimin kapattığını göremeyecek kadar fazla dumanla dolmuştu. Dumanı ciğerlerine çektikçe başı daha fazla dönmeye, gözleri daha fazla kararmaya başladı. Öleceğini anlamıştı ama ölümün bu kadar kolay bir şey olmadığını da biliyordu, bu ölümden çok bayılma hissiydi sanırım. Ama bayıldığında katilin ona ne yapacağını bildiği için sadece öleceğini düşünüyordu. Ölüm ona Emma'yı getirecekti, mümkün olduğunca çabuk olması için Tanrı'ya yalvarıp gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAPSOLMUŞ RUHLAR
Mystery / ThrillerETRAFINIZDAKİ HERKESİ BİR BİR ÖLDÜRMEYE BAŞLAYAN VE ÖLDÜRDÜĞÜ HER KİŞİNİN ARKASINDAN BAZI NOTLAR BIRAKAN BİR KATİL DÜŞÜNÜN VE BU KATİL YAPTIKLARININ FARKINDA BİLE DEĞİL... GEÇMİŞLE GELECEK ARASINDA GEÇEN OLAYLAR SİLSİLESİNİN İÇİNDE DÜNYADAN DÜNYAY...