16. BÖLÜM

8 5 0
                                    

16. BÖLÜM

28 yıllık hayatının en berbat gününü yaşıyordu. Annesinin evine doğru yürürken Emma ile evlenmeden önce bu evde onunla evlenmenin hayalini kurduğu günleri hatırladı. Günün birinde bu eve annesine Emma'nın öldüğünün söylemek için geleceğini nereden bilebilirdi ki? Annesi hemen her akşam olduğu gibi içkisini almış, verandadaki sallanan sandalyesinde ağır ağır ileri geri sallanıyordu. Gözleri kapalıydı, etraftaki kuş seslerini  dinleyip yaşadığına şükrediyor olmalıydı. Taş yoldan gelen sesleri duyunca gözünü açıp minik bebeğinin geldiğini gördü.

"Tatlım?"

Annesine doğru döndü. Yüzündeki bu mutlu ifade birazdan büyük bir acıya dönüşecekti. Nasıl söyleyeceğini bilmiyordu, Emma'nın, bebeğinin öldüğünü söylemenin kolay bir yolu yoktu. Küçükken düşüp bacağını kanattığında yaptığı gibi gidip annesinin göğsüne başını yasladı. Küçükken böyle yaptığında acısı hemen geçerdi ama bu defa işe yaramayacağını biliyordu.

"Tatlım, iyi misin?" annesinin endişeli sesi sessizliğinin uzun sürdüğünü gösteriyordu. Orada öyle tepkisizce durdukça annesinin merakı daha da artıyordu ama Rylee doğru kelimeleri bulup da bir türlü söyleyemiyordu. Ölüm ve Emma nasıl yan yana gelebilirdi ki?

Rylee bu sessizliğin ardından bir şeyler söylemesi gerektiğini biliyordu ama susmayı tercih etti. Annesinin başını okşayarak manevi olarak verdiği desteğiyle beraber sessiz gecenin ortasında bu zamana kadar ağlamadığı kadar çok ağladı.

HAPSOLMUŞ RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin