36. BÖLÜM

8 5 0
                                    


36. BÖLÜM

1992

Jason neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kendi küçüklüğüne, annesinin yaşadığı zamanı nasıl dönebilirdi. Bütün yaşadıkları aynıydı, bütün sahneleri hatırlıyordu. Sanki birisi bütün hayatını kameraya almış Jason'da tekrar izliyormuş gibiydi. Annesi yine ona turta yapmıştı, küçük çocuk koşup annesine sarılınca gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı. Annesini çok özlemişti ama ona dokunamayacağını biliyordu. Jason o anne oğlu mutfakta bırakıp küçükken kaldığı odaya gitti. Bir yerden bir yere ulaşmak sadece birkaç saniyesini alıyordu, sadece gideceği yere odaklanıyordu ve hemen orada oluveriyordu. Jason geçmişe dönebildiğini anladığında annesinin yaptığı bu astral seyahatleri ve kendisini öldürme sebebini biraz kurcalamaya karar verdi. Odasına girdiğinde küçükken onsuz uyuyamadığı küçük beyaz tavşan Candy hala yatağının üzerinde duruyordu. Okuduğu kitaplar, aynı nevresim takımı, bahçede açan lale ve güllerin güzel kokusu, her şey aynıydı. Hava kararmak üzereydi artık, babası neredeyse gelmek üzereydi. Sürekli arıza yapan ama babasının asla vazgeçmediği, çalıştığında çok yüksek bir ses ve duman çıkaran arabasının sesini duydu. O anda da küçük Jason odasına koşarak geldi ve yorganın altına girdi. Korktuğu belliydi çünkü titriyordu. Jason alt kattan gelen bağrışma seslerini duydu. Gözünü kapattı, açtığında salonda babasının tam arkasında duruyordu. Babası elini kaldırmış annesine vurmak üzereydi. Jason elini uzatıp babasının kolunu tutmak istedi ama yine olmadı ve babası annesine tokat attı. Jason bağırıyor, durdurmaya çalışıyor ama hiçbir işe yaramıyordu. Babası sadece tokat atmakla kalmayıp kadın yere düşünce üzerine çıktı ve boğazını sıkmaya başladı. Annesi yerde çırpınıyordu ama adamın ağırlığı kurtulmasına engel oluyordu. Jason elinden bir şey gelemeyeceğini anlamıştı. Tüm bunlar o çocukken yorganın altında saklandığı sıralarda olmuştu ve bunu engelleme şansı yoktu. Gece olduğunda babasının zorla annesine tecavüz etmesine izledi. Sonraki günlere giderek o odasında ağlarken babasının annesine yaptığı işkenceleri izledi. Hepsinde yapamayacağını bilse de engellemeye çalıştı ama bunu başaramadı. Annesinin, babası evde yokken yaptığı bir astral seyahate izlemek için o günlerden birine gitti. Annesi her şeyi hazırlayıp oturdu ve ruhunu bedeninden ayırdı. Evden ayrılırken Jason'da onu takip etti. Ruh gökyüzünde süzülürken oda etrafı inceledi, yıllar önce sahibi öldüğü için kapanan Mr. Book kitapçısı hala açıktı. Dükkanın sahibi ise sık sık yaptığı gibi kapının önünde sigara içiyordu. Annesinin ruhu Jason'un yürüyüş yaptığı ormana dalıp yıllarca orada yürüyüş yaparken yanından geçtiği, içine ancak bir tavşan ya da köstebeğin sığabileceği küçük delikten içeri girdi. Jason işlerin daha da ilginçleştiğini düşünerek peşinden gitti. Delik yer yer güneş ışıklarının girdiği, ortasında suların uzun süre toplanarak oluşturduğu göle benzer bir çukur olan derin bir mağaraya açılıyordu. Annesi aşağı doğru inip biraz daha ilerleyince kendisi gibi altı ruhun bir araya geldiği düz bir alana ulaştı. Hepsi kadın olan bu yedi ruh bir araya gelince Jason'un anlamadığı tuhaf bir selamlaşma yaptılar. Annesi diğerlerinin önünde olan kadehe benzer bir bardakTaki kırmızı suyu içti. Jason bir yere dokunamayan, sesini duyuramayan ya da insanların dokunma duyusunun olmadığı bu ruhun sıvıyı nasıl içebildiğini anlamamıştı. Bulundukları alanın biraz ötesinde büyük bir kafesin içinde acı içinde bağıran altı erkek ruh olduğunu gördü. Bu ruhlar kafes engelin aşıp dışarı çıkamıyorlardı. Jason "Böyle acı içinde bağırdıklarına göre canları çok yanıyor olmalı," diye düşündü. Kadınlar kafestekilerin varlığını unutmuş gibi o tarafa hiç bakmadan konuşmaya devam ettiler. Annesinin yaş aralığında olan bu kadınların neden burada toplandıkları, annesiyle ne alakası olduklarını, arkadaki ruhların neden bir kafeste kilitli tutulduklarını anlamak için yanlarına biraz daha yaklaşıp her ihtimale karşı görünmeyeceği bir yerde durdu. Aralarındaki en yaşlı olanı söze girdi.

"Kardeşlerim bugün de son olarak Margaret'in intikamını almış bulunuyoruz. Son esirimizde o kafeste yerini aldı. Artık oda çektirdiği acıların cezasını çekmek için sonsuza dek ruhunu buraya hapsetti. Bizim çektiğimiz acıların aksine onların berbat acılar çektiğini eminim. Margaret dediği kadının gözlerindeki o tatmin olmuş ifadeyi gördü. Melony, kardeşim, sadece sen kaldın. Sana acı çektiren kişinin de ruhunu aldığımız zaman amacımıza ulaşmış olacağız." Jason hayretle olanları izliyordu, annesi gizli bir tarikata üye olmuş ve babasına ceza vermek için onu ruhunu mu çalmayı düşünüyordu? Demek ki bu kafesin içindekiler diğer altı kadını kocaları ya da onlara zarar veren insanların ruhlarıydı. Annesinin böyle şeyler yaşadığını inanamıyordu. Annesi konuştuğumda daha da hayrete düştü.

"Efendim, biraz daha zamana ihtiyacım var. Bir kaç sene daha istiyorum çünkü oğlum, Jason daha çok küçük. Sorumluluklarım gereği onu hem annesi hem babasız bırakamam." Annesi konuşurken kadının yüzüne değil yere bakıyordu. Kadına doğru yaklaşmış ve önüne diz çökmüştü.

"Kardeşlerim, biz GÜNAHSIZLAR olarak bize acı çektirenleri cezalandırmak için buradayız. Geçmişten gelen bu köklü tarikatı kurup sizleri bir araya toplamak için benim gibi liderler bir araya gelip hepinizin temelinde çektiğiniz acı dan sizi kurtarmak için uğraşıyoruz. Sizin bir araya gelmenizin temel sebebi, yaşantınızda size acı çektiren insanların olmasıdır. Ruhunuzun rahatça ebediyete gitmesi için çıktığımız bu yolda sonra varmak üzereyiz. Liderlerin seçtiĞi neferlerin tamamının ruhları huzura kavuşmadan görevimizi tamamlamış olmayacağız. Eğer Melony'e acı çektiren kişinin ruhunu bu hapishaneye hapsetmezsek hiçbirimiz rahata kavuşamayacağız. Çünkü biz GÜNAHSIZLAR olarak yedi kardeş birbirimize bağlandık. Melony'e oğlu Jason'un büyümesi için bir yıl daha izin hakkı veriyorum. Bir dahaki toplantımızda bu hapishanede altı değil yedi ruh göreceğiz. O zamana kadar dönüp normal hayatlarınıza devam edin ve artık kimsenin sizi üzmesine izin vermeyin." Kadın kimsenin konuşmasına izin vermeden bir anda bir toz bulutuna dönüşüp ortadan kayboldu. O gittikten sonra diğerleri de birbirleriyle konuşmadan oradan ayrıldılar ve mağarada sadece annesinin, Jason'un ve tahminine göre kötü şeyler yapan altı adamın ruhları kaldı. Annesi oradan ayrılırken Jason ruhlara bakıp babasının da onların arasında olduğunu hayal etti. Ama annesi planladığı şeyi yapmadan kendini asmıştı ve babasını bu korkunç sondan kurtarmıştı. Peki ama neden?

Jason annesinin peşinden eve gidince küçük Jason'un annesine sımsıkı sarılmasını izledi. Bu sahneyi de sanki dünmüş gibi hatırlıyordu.

HAPSOLMUŞ RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin