14. BÖLÜM

7 5 0
                                    

10 MART 2007


Jason anne ve babasının yıllarca kaldığı eve doğru gidiyordu. Babasının o acınası halini gördükten sonra eski evlerine gidip önceki hayatını hatırlamak ve eski günlerin kötü olduğu kadar iyi olan zamanlarını da zihninde tekrardan canlandırmak istiyordu. İçeri girdiğinde her şey bıraktığı gibiydi. Ama daha tozlu ve daha sessizdi. Koridordan geçip evin ilk odası olan mutfağa girdi. Annesinin yaptığı o leziz yemeklerin kokusunu alıyordu sanki. Yavaş yavaş sahneler kafasının içine dolmaya başladı. Babası yokken ne kadar mutlu olduklarını düşündü. Akşam olup da babası eve geldiğinde Jason hemen odasına gider yorganın altına gidip kulaklarını kapatırdı. Çünkü her akşam olduğu gibi babası annesini ya dövecek ya da yine kavgalarıyla komşularını rahatsız edeceklerdi. Babasının o halini düşündüğünde şu an ona acıdığı için kendinden nefret etti. Çok saygın ve işinde başarılı olan bu adamın aynı saygınlığı ve başarıyı evliliğinde gösterememesi ne kadar da acıydı. Mutfaktan çıkıp salona doğru ilerledi. Eşyaların üzerine serilen örtüler tozla kaplanmıştı. Koltuğun üzerindeki örtüyü kaldırıp babasını her zaman oturduğu yere oturdu ve gözlerini bir anlığın kapattı. Kendisini babasımyış gibi hayal etti. Ama hemen bu düşünceden sıyrılıp yine Jason oldu. O asla babası gibi bir psikopat olmayacaktı. Abbie 'e ve olursa çocuklarına asla babası gibi davranmayacaktı. Koltuktan kalkıp yatak odasına doğru ilerledi. Babası eve gelmediği gecelerde annesine sarılıp huzurla uyuduğu, annesini tavandan sarkar halde bulduğu odaya girdi. Babası ona hiç söylemese de hala annesinin bütün kıyafetlerini saklıyordu. Dolabı açtı ve annesinin giymeyi en çok sevdiği çiçekli elbisesini askıdan çıkardı. Kokusunu içine çekmek istedi ama rutubet kokusundan başka bir koku alamayacağını biliyordu. O yüzden denemedi bile. Annesini bu odada bulmuştu. Üzerinde yine bu çiçekli elbise vardı. Babası yüzünden hayatına sın vermişken bile sanki gözleriyle Jason'a bakıp ondan özür diliyordu. Babası yüzünden asla dışarı çıkmayan, hiç bir arkadaşlarıyla görüşemeyen tek hobisi ve yapabildiği kitap okumak olan bu zavallı kadının Tanrının yanında mutlu olduğunu umuyordu.

"Kitaplar." Jason hızla odadan çıkıp bir zamanlar babasının çalışma odası olarak kullandığı odaya yöneldi. Giderken annesinin kitaplarının hala orada olup olmadığı merak etti. Odaya yıllardır girilmediğinin kanıtı olan toz katmanları her yeri kaplamıştı. Jason raflara doğru yöneldi ve annesinin okuduğu kitapların isimlerini hatırlamaya çalıştı. Hepsi babasının ansiklopedileri, polis dergileri ve bir kaç sayfa eski gazeten ibaretti. Rafları biraz daha karıştırmaya karar verip kitapları masanın üzerine indirmeye başladı. 5. kitaptan sonra rafın arkasında oraya sonradan konulmuş olduğu belli olan bir tahta parçası gördü. Eliyle ittirince çok da sağlam bir şey olmadığını anladı. Biraz daha zorlayınca tahta kırıldı ve Jason artık annesinin kitaplarının orada olduğunu biliyordu. Orada bulduğu üç kitabı sonra göz atmak üzere yanına alıp evden ayrıldı ve arabasına doğru yürümeye başladı. Çocukken oyunlar oynadığı, ama şimdi bakımsızlıktan zehirli otların ve çöplerin kapladığı bahçeye baktı. Annesinin birazdan kapıdan çıkıp "Tatlım yemek hazır, haydi içeri gel," demesini bekledi ama kimse çıkmadı. Arabaya binmeden hemen önce dönüp evin kapısına baktığında, o çiçekli elbisesinin içinde annesinin gördüğünü sandı bir an.

HAPSOLMUŞ RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin