44. BÖLÜM

8 5 0
                                    

44. BÖLÜM

Noah kapıyı durmadan çalıyordu Jason'a olanları anlatması gerekiyordu. Biraz daha çaldıktan sonra kapının kilit açılma sesi duyuldu. Kuzenin uykudan uyandığı belliydi, kapıyı açtığında gözlerini ovuşturuyordu.

"Jason neler olduğuna inanamayacaksın."

"Yüzüne ne oldu böyle, saat kaç?"

"Biliyorum uygun bir saat değil ama bunu duymak isteyeceğinden eminim."

"İçeri girsene dostum." Kapının önünden yana çekilip Noah'ın içeri girmesine izin verdi.

"Katili bulduk."

"Nasıl?" Noah Jason'un sesinin heyecanlı mı yoksa telaşlı mı çıktığını anlayamadı.

"Küçükken hırsız-polisçilik oynadığımız harabe evi hatırlıyor musun?"

"Evet."

"O eve gittim. İçgüdülerim evin önünden geçerken beni oraya sürükledi. Adam gittiğimde oradaydı, kavga ettik. Beni bayılttı ama omzundan yaralamayı başardım. Adamın mekanında basmış oldum yani, şimdi parmak izi raporu geldiğinde kim olduğunu bulmuş olacağız. Sonucun bir saate çıkacağını söylediler. Ben de hemen buraya geldim." Jason cevap vermiyordu. Çok gergin ve tişörtünün dışına bulaşmış kan lekesinden habersizdi. Omzu kanıyordu.

"Koluna ne oldu, Jason?"

Gerçekler şimşek gibi aklıma doluşmaya başladığında Jason da bunu anlamıştı. Noah silahına doğru bir hareket yaptığında Jason üzerine atlayıp silahı almasına müsaade etmedi. Yere düşüp boğuşmaya başladıklarında ikisi de sanki birbirini hiç tanımayan ikinci yabancı gibilerdi. Bu gerçeği kabul etmek istemiyordu ama evet, kardeşi gibi gördüğü bu adam aylardır peşinde koştuğu, bir sürü cinayeti işleyen o acımasız katildi.

Şimdi neden hiç iz bırakmadan kaçtığını anlayabiliyordu. Gelişmelerin hepsini yakından takip edebiliyordu çünkü, olayın dedektifi her şeyi kendisini anlatıyordu. Zaten öldürdüğü herkesi tanıyor, evlerini, kliniği avucunun içi gibi biliyordu. Abbie ve babasını nasıl öldürebilirdi? Nasıl bir hasta kafa bütün bunları yapabilirdi. Karşısındaki adama direnmeye çalışıyordu ama çok güçlüydü. Birkaç kez vurabilse de adam üstündeyken daha fazlasını yapamıyordu ve geçen sefer olduğu gibi bileğinde bir bıçak da yoktu. Jason belindeki silaha ulaşmış ve tıpkı birkaç saat önce olduğu gibi yine bayılacaktı. Noah başına aldığı darbeden sonra yine bayılıyordu ve bundan nefret ediyordu.

***

Uyandığın da Jason'un salonunda sandalyenin üzerinde bir iple sıkıca bağlanmış halde duruyordu. Uyanır uyanmaz başına üst üste aldığı darbelerin herhangi bir sorun oluşturup oluşturmayacağını düşündü çünkü başı feci şekilde ağrıyor, aynı zamanda da dönüyordu. Başını kaldırıp etrafı kontrol etti. Jason ortada yoktu, karşısındaki dizüstü bilgisayardan Ian'ın evin bahçesinin görüntüsü donmuş halde duruyordu. Jason ekranda belirdi, bahçeden ilerledi, elinde bir bahçe makası vardı. Ian'ın evinin kapısını çaldı ve bir süre bekledikten sonra Gory amca kapıyı açtı ve açar açmaz, makası adamın boynuna sapladı. Sonra içeriye girip kapıyı kapattı. Bir süre sonra ekran karardı. Sanırım Jason'un aldığı kaset buydu. İkinci bir görüntü belirdi, Jason Ian'ın dağ evinin önündeydi. Kamerayı pencereye doğru tutuyordu. Yerden bir taş alıp pencere attı ve hızla dönüp ormana kaçmaya başladı. Koşarken kamera öyle sallanıyordu ki Noah, kameradan mı yoksa kendi başı döndüğünden mi böyle gördüğünü anlayamadı. Uzak mesafe silahının yanına gelip kameranın açısını yine eve bakacak şekilde ayarladı ve ateş etmeye başladı. Yol tarafından üstüne gene silah sesi ile hemen yerinden kalkıp kamerayı kapattı. Bu da Noah'ı bayıltıp kaçtığı gündü. Üçüncü görüntü Rylee'nin evinin önüne bakan bir dükkan kamerasını aitti. Jason kapıyı çaldı ve Emma açtı. Arkadaşına sarılıp içeri girdi, ve bir süre sonra da çıktı. Garaja doğru yöneldi, buradan sonrası görünmüyordu. Sonra kamera sokak kamerasından Jason'un elinde, kendi çektiği görüntüye döndü. Rylee'nin mahzeninde Emma'nın ağzından kanlar akarken zavallı kız ağlıyordu. Ağzındaki bez bağırmasını engelliyordu ama dili kesikken ne kadar bağıra bilirdi ki zaten? Sonra kamerayı tutan adam elindeki çakmağı kızın üstüne attı. Noah gözlerini kapattı, burayı izlemek istemiyordu. Her delili ortadan kaldırmış bir de üstüne kendisi bütün olanları çekmişti. Sonra görüntü değişti, bu seferde babasının yattığı kliniğin koridoru göründü. Bu görüntüde sadece Jason'un odaya girip, odadan çıktığı görünüyordu. İçeride olanlar yoktu. Görüntü tekrar değişti. Bu sefer de şu anda salonda bulunduğu ev görünüyordu. Kamera kapıdan girdi, sonra koridorda ilerledi, sonra banyoya gitti. Abbie gözleri kapalı küvette yatıyordu. Jason elini bir süre kızın vücuduna gezdirdikten sonra kızın başını suyun içine daldırdı ve hiç çıkarmadı. Kız ölmeden önce kameraya çok acı şekilde bir bakış atmıştı. Görüntü değişti, yıllar önce gidip oyunlar oynadığı amcası Will'in eviydi bu seferki sahne. Amcasını yengesinin kendini astığı yere asmıştı. Will'in ölmeden önce fısıltılar arasından "Jason," dediğini duydu. Son görüntü, mahzende şu an kendisinin olduğu şekilde bağlamış Rylee'nin görüntüsüydü. Rylee intihar konuşmasını(!) yaparken onu çekiyordu. Gidip, konuştuğu kamerayı kapattıktan sonra Jason en yakın arkadaşının kafasına bir el ateş etti.

"Güzel film değil mi? Bütün kurgu bana ait." Jason yatak odasından çıkıp salona, Noah'ın tam karşısına geldi.

"Bu olanlara inanamıyorum, sen olduğuna inanamıyorum."

"Tam üstüne bastın çocuğum."

"Sen benim tanıdığım Jason değilsin, sana ne oldu böyle?"

"Herkes bir gün değişir dostum ve bunu fark ettiğinde ise iş işten çoktan geçmiş olur."

"Neden yaptın? Anlamıyorum, bir nedeni olmalı."

"Elbette ki bir nedeni var ama anlatsam da anlayabileceğini düşünmüyorum." Noah karşısındaki soğukkanlı adama baktı. Gerçekten bu Jason olamazdı, onu küçüklüğünden beri tanıyordu. Noah bütün bunları onun yapmış olduğuna inanmak istemiyordu. Yaşadıkları acıları düşündü, ölen arkadaşlarının, sevgilisinin, babasının ardından nasıl ağladığını hatırladı. Hangi Jason gerçekti? Nasıl bu kadar iyi oynayabilmişti? Buradan kurtulmak zorundaydı, artık tanıyamadığı bu adamı durdurmak zorundaydı. Kim olursa olsun bu kadar cinayet işleyen bu adam cezasını çekmek zorundaydı. Eğer kendini bu durumdan kurtarmazsa onunda sonu diğer arkadaşları gibi olacaktı. Bu durumda ölüm kaçınılmazdı.

HAPSOLMUŞ RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin