45. BÖLÜM
Jason (ruh olan Jason) şehirde gezinip, annesini bulabileceği bir çok yere baktıktan sonra tekrar kendi evine döndü. Eve geldiğinde Noah ,salonda sandalyeye bağlı şekilde oturuyordu. Yüzü gözü kan içinde ve şişmişti. Karşındaki bilgisayardan bir şeyler izliyordu. Noah'ın arkasına geçip onunla birlikte o da seyretmeye başladı. Kendi bedeninin sevdiği insanlara yaptıklarını gördükçe yüreği acı içinde haykırıyordu. Hepsini ölmeden önce gördüğü son yüz Jason'un yüzüydü. Annesinin bütün bunları yaptığını inanamıyordu. Yıllarca özlemini çektiği kadın artık bir katildi ve bunu onun bedeninde yapıyordu. Sonrasında neler olacağını hiç mi düşünmemişti? Jason kendi bedenine geri döndüğünde bir katil olarak yargılanacaktı, hem de hiçbir şey yapmadığı halde. Bunları düşünürken bilgisayardaki son görüntü de oynayıp ekran karardı. İçeriden çıkan bedenini gördüğünde ise kendini çok tuhaf hissetmişti. Karşındaki kişi annesi mi yoksa kendisi miydi? Noah'la konuşmaya başlayınca tamamen her şeyin aynı olduğunu biliyor da artık. Sesi, hareketi, bakışı bile. Yani bu durumu birini anlatsa bile kimse ona inanmayacaktı. Annesi (ya da kendisi, bunu nasıl adlandıracaktı?) Noah'a doğru yaklaşıp elindeki silaha alnına dayadığında onu da öldüreceğini anladı. Bir şeyler yapmalıydı, bundan nasıl kurtulacağını bilmiyorum ama bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Sonra şu anda olduğunu hatırladı, televizyonun yanındaki melek figürlü bibloyu bir anda yere attı ve kadın dikkatini çekmeyi başardı. Noah olanları izleyince gözleri şaşkınlıktan kocaman açılmıştı. Ama annesi hiç tepki vermeden düşen bibloya bakıp etrafa bakmaya başladı. Jason'u görmeye çalışıyordu ama ruh olarak vücudundan çıkmadan kendisini göremezdi. Diğer bibloyu da yere atıp odanın diğer tarafına geçti. Duvardaki tabloyu büyük bir gürültüyle yere attı. Annesi de Noah da artık onun olduğu tarafa dönmüştü, annesinin sinirlendiğini biliyordu. Sonra mutfağa gidip raftaki bardakları yeri devirmeye başladı.
"Neler oluyor bu lanet evde?" Noah çığlık atarak etrafta bir şeyler görmeye çalışıyordu ama göremezdi. Annesi aynı sakinlikle "Bir misafirimiz var," dedi.
*************
Melony gelen misafirin kim olduğunu anlamıştı ama onu göremiyordu. Ruh olmadan da göremeyecekti. Noah'ı öldürmesin engel olmaya çalışıyordu.
"Beni durduramazsın oğlum, her şey bitmek üzere." Ruh cevap olarak bir bardak daha düşürdü.
"Oğlum mu, ne saçmalıyorsun sen be?" Noah olanları anlamaya çalışırken bir yandan da ellerini sımsıkı bağlayan iplerden kurtulmaya çalışıyordu.
"Her şeyi öğrendin mi?" Bir bardak daha yere düşüp parçalara ayrıldı.
"Görevimi tamamladım, ama başladığım işi yarım bırakarak gidemem."
"Ne görevinden bahsediyorsun sen?" Noah mantığıyla asla anlamadığı bu saçma şeyleri konuşan bu adamın ne dediğini anlayamıyordu, onun kiminle konuştuğunu da. Mutfaktaki en alt çekmece açıldı ve içinden bir sprey boya havalandı, kendi kendine uçuyordu. Noah aklını kaçırdığını düşündü. Başına aldığı darbeler yüzünden kesin bir şeyler oluyordu. Boya salonun bir duvarının önünde durup, kendi kendine yazmaya başladı.
Kar
Şı
Ma
Çık.
"Pekala, madem öyle istiyorsun." Jason'un bedeni salondaki koltuklardan birini oturup, iyice geri yaslandıktan sonra gözlerini kapattı. Birkaç saniye sonra ise başı öne düştü ve ölü gibi hareketsiz bir şekilde öylece durdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/338190052-288-k517118.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAPSOLMUŞ RUHLAR
Mystery / ThrillerETRAFINIZDAKİ HERKESİ BİR BİR ÖLDÜRMEYE BAŞLAYAN VE ÖLDÜRDÜĞÜ HER KİŞİNİN ARKASINDAN BAZI NOTLAR BIRAKAN BİR KATİL DÜŞÜNÜN VE BU KATİL YAPTIKLARININ FARKINDA BİLE DEĞİL... GEÇMİŞLE GELECEK ARASINDA GEÇEN OLAYLAR SİLSİLESİNİN İÇİNDE DÜNYADAN DÜNYAY...