(MEDYA:BARAN EROĞLU
"HENRY CAVILL")Ali Ağa, Asiye'nin biraz önceki fütursuzca konuşmasını bir hiç saymış ve yemeğini yemeye devam etmişti. En sonunda yemeğini bitiren Ali Ağa sofranın üzerinde ki mendil ile ağzının kenarını silmiş ve ayağa kalkmıştı.
"Asiye ve Necla on dakika sonra odama gelin. Sizlerle konuşmam gereken konular var."
Asiye ve Necla babalarının dediklerini kafaları ile onaylamış, sofradan kalktıktan sonra Ali Ağanın odasının önüne gelmişlerdi. Asiye kapıyı birkaç kez tıklatmış ve içeriye ilk adımı kendisi atmıştı. Biliyordu... Kardeşi her daim arka planda kalır ve her işi Asiye'nin halletmesini beklerdi.
Ali Ağa kendi koltuğunda oturmuş, kızlarının yanına gelmesini bekliyordu.
"Oturun."
Asiye ve Necla babasının baş ucunda ki uzunlamasına koltuğa oturmuş, Ali Ağanın konuşmasını bekliyorlardı.
"Necla bu olanlar hakkında ne düşünüyorsun?"
Necla, Asiye'nin aksine kafasını yere eğmiş, çekingen bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
"Ablam eğer Kürşat abiyi seviyorsa, onları ayırmak istemem." Dedikten hemen sonra susmuştu. Necla her daim babasından tırsan taraf olmuştu ama cırtlak sesi annesine, ablasına ve hizmetçilere çıkarken hiç çekinmiyordu.
Ali Ağa ayağa kalkıp üstünü düzelterek; "Asiye bu öğleden sonra Kürşat ve Mürsel Ağa ile bizim restoranda yemek yiyeceğiz ve bu konuyu konuşacağız. Hazır ol."
•••
Kürşat, Ali ve Mürsel Ağanın yokluğundan yararlanarak, Asiye'yi dürterek; "Asiye burada neler olduğunu açıklayacak mısın?"
"Seni, Necla ile evlendirmek istiyorlar." Kürşat, Asiye'nin söylediği bu kelimelerin ardından suratını asarak; "Biliyorum. Pek razı olduğum söylenemez."
"Şimdi beni iyi dinle. Necla seninle evlenmemek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdı ve benim de aklıma bundan daha iyi bir fikir gelmedi."
Kürşat sorgulayıcı bakışlarını, Asiye'nin üzerine salarak; "Ne yaptın?"
"Babama sana aşık olduğumu söyledim." Kürşat duyduğu kelimelerin şokunu atlatamadan, sandalyesinden kalkarak; "Ne yaptın?"
"Benimle evlen Kürşat. Birbirimize dokunmayız. Eski günlerdeki gibi dost kalırız ama beni anla. Mecburum."
Kürşat şaşkın gözlerle Asiye'ye bakarak; "Necla ile evlenmekten daha kötü bir şey varsa, o da seninle evlenmektir Asiye."
Asiye sandalyesini Kürşat'ın yanına çekerek, adamın ellerini tutmuş ve konuşmaya başlamıştı; "Bak Kürşat, sen benimle evlenmezsen bende zorla Eroğluların gelini olurum. Her bakımdan Necla'dan daha fazla avantajım var. Emin ol ailen beni seçecektir. Lütfen sadece bana ayak uydur." Kürşat, Asiye'nin biraz önce söylediği kelimeler karşısında dona kalmıştı. O an her şeyi fark etti ki, Asiye sevdiği insanlar için canını bile feda edebiliridi.
Mürsel ve Ali Ağa gülümseyerek, iki gencin yanına yaklaşmaya başlamıştı.
Mürsel Ağa oğlunun omzuna vurarak; "Oğlum birbirinize bu kadar aşıktınız da ne diye bu kadar kargaşa yarattınız."
Ali Ağa elinde ki kağıdı masanın üzerine koyarak; "Sizleri bu kadar bekletmenin doğru olmadığını düşünüp düğün tarihini aldık."
Kürşat şaşkınlıkla Asiye'ye bakarken, Asiye'nin hiçbir şey çaktırmadığını fark etmiş ve geri önüne dönmüştü.
"Ne zamana aldınız babacığım?"
"Bir hafta sonrasında düğününüz var. Hadi hayırlı uğurlu olsun."
Dünürler kendi arasında gülüşürlerken, Kürşat ve Asiye pek mutlu olamayacak şekilde birbirlerine bakıyorlardı.
Evet canlarım nasılsınız bakalım? Yeni bölümü nasıl buldunuz. Fikirlerinizi yorumlarda belirtebilir ve aşağıda gördüğünüz yıldız işaretine basarak bana destek olabilirseniz. 💞<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya"R"üyamsa
Romanceİstabul hovardası Baran, Abisinin ve Yengesinin anlaşmalı evlilik yaptığını bilen tek kişidir. Asiye ve Kürşat birbirleri ile severek evlenmemiştir ama gün geçtikçe Kürşat, Asiye'ye karşı bir şeyler hissettiğini belli edecektir. Baran, zaman zaman A...