Abini Seviyorum.

4.7K 140 10
                                    

(MEDYA:ASİYE'NİN ELBİSESİ)

Yalıda ki bütün aile evin küçük kardeşi Havva için hazırlanıp, kızı uğurlamaya gitmişti. Asiye üzerinde ki siyah midi elbiseyi düzeltirken, diğer aile bireyleri ile gitmenin doğru olmadığını düşünüp, Kürşat'la beraber gitmeyi planlamıştı. Kadın eline çantasını aldıktan sonra oturma odasının koltuklarından birine oturmuş ve telefonu eline alarak, Kürşat'ı aramıştı.

"Kız kardeşinin geleceğini unutmamışsındır umarım. Nerede kaldın?"

Kürşat telefona karşın derin bir iç çekmiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Havva ile konuştum. İş için Antalya'ya gittiğimi biliyor. Alınacağını düşünmüyorum."

Asiye, adamın dedikleri ile telefonu sıkarak; "Kürşat ben evdeyim. Seni bekliyordum. Lakin sen beni haberdar etmekten bile acizmişsin."

Kürşat, kadının karşıdan gelen boğuk ve derin sesini işitmiş ve küçük bahanelere saklanmaya çalışmıştı.

"Bizimkilerle gittiğini düşündüm. İstersen şirketten araba göndereyim."

Asiye sinirle lafa atlayarak; "Araba buraya gelene kadar onlar yola çıkmış olur."

Asiye kırgınlıkla elinde ki telefonu kulağından çekmiş ve telefona bakmaya başlamıştı. Hafif hıçkırık seslerinin karşıda ki adama gitmesini istemiyordu. En sonunda telefonu geri kulağına dayamış ve adamın sesini duymuştu.

"Baran daha çıkmamıştır. Onunla gidebilirsin."

Asiye hiçbir şey demeden, telefonu adamın yüzüne kapatmıştı. Kürşat'a sinirlendiği için değil. Ağladığı için kadın kendine kızıyordu.

Asiye kapıyı çalmadan, Baran'ın odasına pat diye girmişti. Kadın, Baran'ı aynanın karşısında gömleğini iliklerken bulunca, içeriye girmiş ve kapıyı kapatıp, adamın yatağının üzerine oturmuştu.

"Sen daha gitmedin mi?"

Asiye derin bir iç çekip, kafasını yatağın başlığına dayamış ve adamı cevapsız bırakmıştı.

Baran sessizce; "Anlaşıldı. Abim yine seni unuttu değil mi?"

Asiye kafasını başlıktan kaldırıp, kendisine doğru bakan adamın gözlerine kitlenerek; "Kürşat gözünün önündekileri görmekte zorluk çekiyor. Kendisini istemediğimi düşünüyor. Oysa ki kendisi bana bir adım atsa, ben onunla gerçek bir evliliğe hazırım."

Baran, kadının itirafını duyunca afallamış ve şaşkın gözlerle kendisine doğru gelen kadına bakmaya başlamıştı.

"Bunca zamandır abimden mi hoşlanıyordun?"

Asiye, Baran'a yaklaştıktan sonra adamın elini tutarak; "Beni tek anlayan kişinin sen olduğunu biliyorum. Abini bu konuda aydınlatsan bana çok yardım etmiş olursun. Sahte ve mutsuz bir evlilik yaşamaktansa mutlu ve gerçek bir evliliği tercih ederim. Biliyorum o senin abin, bana yardım edebilecek tek kişi sensin."

Baran, kadının yüzünde ki hafif umut ışığına bakıyordu. Gözlerinin içi parlıyor ve yüzü aydınlanıyordu. Kendisinden yardım istiyor ve aralarını yapmasını istiyordu. Adam, kadının tutuğu ellerine bakarak, ellerini kendisine çekmişti.

"Abimle aram iyi değil. Sana yardım edemem."

"Sizin aranız hep limoniydi Baran. Ama kötü bir şey olduğunda ve yardım gerektiğinde her daim birbirinizin yanınızdaydınız. O iyi bir abi ve sende çok iyi bir kardeşsin."

Baran, kadının dedikleri ile içinde kötü bir his oluşmuştu. Karşısında ki kadına baktı. Değer miydi? Değmezdi.

Baran, Asiye'ye dönerek; "Haklısın. Sana yardım edeceğim ama bilmen gereken şeyler var. Ben anlatamam. Kürşat'tan duyman gerek."

Ya"R"üyamsaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin