(MEDYA: BARAN'IN ASİYE İLE ALAKALI GÖRDÜĞÜ RÜYA TEMSİLİ)
"Günaydın benim biricik ailem" Baran neşeli bir şekilde yalının merdivenlerinden inmiş, kahvaltı masasına oturmuştu. Masada ki birkaç şeyi hızlıca yerken, annesi Selma Sultan oğlunu uyararak; "Oğlum dur. Daha kimse gelmedi. Hem Asiye nerede? Onu da beklesene!" Selma Sultan, oğluna sitemli bir şekilde çıkışmıştı.
Asiye merdivenlerden yavaş yavaş inerken, kahvaltı masasının hazır olduğunu görmüş ve kahvaltı masasında oturan eşine "Günaydın" öpücüğü vermişti.
"Günaydın. Neden beni beklemeden indin?"
Baran arkasını dönerek, kendisini öpen kişiye bakmıştı. Şaşkınlıkla gözlerini açmasına rağmen hiçbir tepki veremiyor. Kendi istediğini söyleyemiyordu.
"Günaydınn Asiye'm"
"Baran umarım bugünü unutmamışsındır."
Baran, karısının önünde diz çökerek, ona elini uzatmış sonra Asiye'yi masadan kaldırmış ve kızı kendi etrafında döndürmeye başlamıştı. En sonunda Asiye'yi kendisine çekip, kulağına fısıldayarak; "Nasıl unuturum. Bugün Evlilik yıl dönümümüz ve bugün sana çok özel bir sürprizim var."
Asiye, Baran'ın kulağına fısıldayıp; "Sana bu yüzden aşığım."
•••
"Nasıl olmuşum?"
Baran gözleri ile kadını baştan aşağı süzmüştü.
"Her zaman ki gibi mükemmell" Dedikten sonra Karısını kendine doğru çekerek, dudağına hafif bir öpücük kondurmuştu.
"SENİ SEVİYORUM."
•••
(Hızlı nefes alıp verme sesleri)
Baran gördüğü rüyanın etkisinden birkaç dakika çıkamamıştı. Ellerini saçlarının içine geçirdi. Terlemişti. Anlından aşağıya küçük bir ter damlası aktı. Yıkanması gerekti.
Baran içinden düşünüyordu. Nasıl öyle bir rüya görebilirdi. Abisinin yüzüne nasıl bakacaktı. Peki ya Asiye'nin? Ama doğru ya Kürşat ve Asiye formalite bir evlilik içindeydi. İçinden bunları geçirerek, yavaş yavaş kendini sakinleştirmeyi başarmıştı.
Baran elinde ki havlu ile odasının kapısını açtı. Yıkanması lazımdı. Leş gibi kokuyordu.
"Dikkatli olsana"
Baran gözlerini yumarak; "Asiye sen miydin?"
"Sabahın bu erken saatinde, burada ne geziyorsun?"
Baran, sadece altında bulunan havluya bakarak; "Görmüyor musun? Banyoya gireceğim."
Asiye, Baran'ın dediklerinden sonra adamı gözleri ile süzerek; "Acilen girsen iyi olacak. Saçların kendinden geçmiş ve leş gibi ter kokuyorsun."
Baran, karşısında kendisine yargılayıcı bakışlar atan kadına, sert bir bakış atarak; "Bakıyorum da beni incelemişsin."
Asiye geriye giderek; "Bana çarpmasaydın. O pis kokunu almayacaktım."
Baran hafif sinirle, saçlarını karıştırarak; "Kabus gördüm. Hemde çok kötü bir kabus, o nedenle bu kadar terledim." Baran bu kelimeleri, Asiye'ye doğru imalı bir şekilde söylemişti. Ama dışardan bakıldığında, Asiye imayı anlamamışa benziyordu.
"Umarım o kötü kabusunu gerçekte de yaşarsın." Dedikten sonra hafif ve sinsice gülümsemiş, adamı ardında bırakarak, koridordan uzaklaşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya"R"üyamsa
Romanceİstabul hovardası Baran, Abisinin ve Yengesinin anlaşmalı evlilik yaptığını bilen tek kişidir. Asiye ve Kürşat birbirleri ile severek evlenmemiştir ama gün geçtikçe Kürşat, Asiye'ye karşı bir şeyler hissettiğini belli edecektir. Baran, zaman zaman A...