"Sencede özür dilemenin zamanı gelmedi mi?"
Adam ses işittiği tarafa dönmek için kafasını yan tarafına çevirmişti. Kız koltuğun köşesine oturmuş, aralarında hafif bir aralık bırakmıştı ve kadının ses tınısından anlaşılacağı üzere tükenmişti. Sesi soluk ve sessiz çıkıyordu.
Her şeyin sonunun gelmesini ister gibiydi.
"Kimden özür dilememi istiyorsun?"
"Kardeşinden."
Kürşat yanında ki kızı incelemek için zaman bulamamış, yeni yeni göz gezdirmeye başlamıştı.
Necla'nın bıkkın surat ifadesi, duvarda ki saatin her dakika ilerleme sesi, ilerde ki odanın kapısından içeriye sızan ıslıklı rüzgarın soğuk hissi, Kürşat'a ölüm hissiyatı vermişti. İçine ani bir soğukluk girmiş ama bir türlü çıkmasını bilmemişti. Bu hissiyat içinde yer edinmemeliydi.
"Necla açıkça fikrimi söylecek olursam, herkes ben dışında herkesi haklı görüyor. Biliyorum. Hatalar yaptım. Belki affedilmeyecek kadar büyüktü. Yaptıklarımı kendilerine yediremediler. Şimdi 'Bunu neden anlatıyorsun?' diye soracaksın. Sıkıldım. Dediğim gibi bir kişiye kötü etiketi yapıştırmak kolay, peki o kötü bu hale gelmeden önce neler yaşadı? İnsanlar karmaşık, bir kişiyi öldürürsün; Katil. Bin kişiyi öldürürsün; Kahraman olursun. Anlamanızı beklemiyorum. Zaten anlamadığımız için bu haldeyim. Kendi içinizde kendinizi avutun. Kötü olacaksam ben olayım. Sıkıntı yok. Yeter ki beni ARTIK rahat bırakın."
Necla kaşlarını çatmış, adamın dediklerini pür dikkat dinlemişti.
"Üzgünüm. Sadece olayı düzeltmeye çalışıyorum. Baran kendini haklı görüyor. Sen 'Kötü olanı, kötü yapanlar düşünsün.' diyorsun. Aslında ben olayda haklı, haksız olduğunu düşünmüyorum. İkinizde birbirinize karşı acımasızdınız. Karşılıklı anlaşmaya varırsanız. Elbette her şeyi çözersini-"
Kürşat, Necla'nın lafını keserek; "Düzeltemeyiz! Baran, Asiye'yi benden ölesiye kıskanıyor. Yersiz olsa da... Asiye eski eşim. Baran eski eşimin yeni kocası olacak. Kardeşimle dönüşü olmayacak yollara girdik. Kötü kavgalar ettik. Sence bir daha birbirimizin suratına bakalir miyiz? Az mantıklı düşün. Senin yerinde olsam: Onlara çok dokunmam. Eskiden Baran'a takıntılı bir kız kardeş, en ufak bir olayda tekrar aranız bozulur. Diyeceğim o ki; Bırak kendi hallerinde yaşasın, öyle mutlu olsunlar. Elbette bende yeniden eskisi gibi olmak isterim ama bu imkânsız ve masallarda yaşamıyoruz. İmkansızı başaramayız."
Necla bir kaç saniye düşünceli bir şekilde ilerde ki duvara gözünü dikmiş, en sonunda adama dönerek, gözlerinin içine bakmıştı.
Amacı neydi?
"Ne planlıyorsun?"
"Buradan gideceğim. Amerika'ya iki tane biletim var."
"İki tane? Kiminle gideceksin?"
Kürşat aralarındaki mesafeyi kapatmak için koltukta oturan kadının yanına kaymıştı. Artık kadının mavi gözlerini daha yakından görebiliyordu.
"Seninle."
Necla ilk duyduklarına inanmamış olacak ki, bir kaç saniye donup kalmıştı.
"Ne?"
"Benimle gel. Amerika'da iki normal insan gibi yeni bir hayata başlarız. Asiye ve Baran olmadan..."
"Olmaz. Ablamı-"
Kürşat kızı susturarak; "Bir kerede kendini düşün. Onlar beraber olduğu sürece mutlu olurlar. Bizim gitmemiz bir kayba sebebiyet vermez."
Necla elini ağzının kenarına koyup, düşünmüş. En sonunda adama dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya"R"üyamsa
Romanceİstabul hovardası Baran, Abisinin ve Yengesinin anlaşmalı evlilik yaptığını bilen tek kişidir. Asiye ve Kürşat birbirleri ile severek evlenmemiştir ama gün geçtikçe Kürşat, Asiye'ye karşı bir şeyler hissettiğini belli edecektir. Baran, zaman zaman A...