Necla'nın, Kürşat'ın peşinden koşar adım ilerlemesiyle, Asiye ve Baran çardakta yalnız kalmıştı.
"Şimdi hiçbir şey olmamış gibi eve mi gireceksin?"
"Yapacak daha iyi bir seçeneğim yok."
"Söylediyse."
"O zaman kaderime katlanacağım Baran. Yaptıklarımızı sadece sana yıkamam doğru değildi. Doğru olanı yaptım."
Baran kadının kendine olan güvenine hayran kalsada, yaptığının yanlış olduğunu düşünüyordu. Gereksiz... Show...
"Evden atılırsan nereye gideceksin?"
"Muhtemelen Yalova'da ki yazlığa."
"Baban öğrenirse orayı elinden almaz mı?"
Asiye karşısında oturduğu adama doğru adımlayarak, yanına oturmuştu.
Artık yanyanalardı.
"Alamaz. Tapusu benim üzerime."
"Öğrenilirse ikimize de hiç iyi gözle bakmayacaklarını biliyorsun değil mi?"
"Evet."
Baran kadının sakinliğine karşı tuhafsınmış ve iki kaşını da aynı anda kaldırmıştı.
"Sakinsin."
"Olması gereken."
Asiye duraksayıp, adama dönerek; "Öğrenilirse, baban seni de kovar. Bir önce ki gibi."
"O yüzden açıklamanı istemedim. Annem için burada kalmam gerek. Biraz olsun sadece kendini düşünmesen ölmezsin Asiye."
Asiye şaşkınlıkla; "Üstünde ki yükü hafifletmedim mi?"
"Hayır! Şu an kaldığım yer bile tehlike de. Gidecek yerim yok. İşim yok. Param yok. Annemi istesem de yanıma alamam."
Asiye yavaşça Baran'ın eline doğru sünmuş ama tereddütte kalmıştı.
En sonunda adamın elini avucunun içine alarak; "Ne kadar hata yapıyorum böyle. Düzeltmeye çalışırken daha çok sıvıyorum belki de, ama şunu bilmeni isterim. Elimden gelini yapmaya çalıştım."
Adam elini kendine çekerken; "Anladım Asiye, tek istediğim; Lütfen artık benden uzak dur."
"Affetmedin mi beni?"
Baran kafasını bir iki yana sallayarak; "Asiye ben çoktan unuttum. Affettim seni, affetmek her ne demekse..."
Asiye, adamın kelimeleri ile huzursuzca kıpırdandı. Altta ki imayı anlamamıştı.
O nedenle açık açık sormaktan çekinmedi.
İçinden "Ne olacaksa olsun" diye geçirmiş ve ağzını aralayarak, adamın gözlerinin içine bakmaya başlamıştı.
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Affetmek; Unutmak anlamına gelir Asiye. Ben artık seni unuttum."
"O yüzden mi sakinsin?"
"Evet, sende öyle yap."
•••
Asiye ön kapıya ilişmiş ve kapıyı düşünmeden açıp, içeriye girmişti. Herkes yerli yerinde oturuyordu.
Ali ağa kızına gülümseyerek; "Kızım gel otur. Ayakta kaldın."
Asiye yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirerek; "Çok isterdim Babacım ama odama çıkmak istiyorum. Geç oldu."
Asiye'nin bunu demesiyle, ortada ki yanmayan şöminenin önünde ki koltuğun önünden kalkan Kürşat, Asiye'ye doğru ilerlemiş ve elini tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya"R"üyamsa
Romanceİstabul hovardası Baran, Abisinin ve Yengesinin anlaşmalı evlilik yaptığını bilen tek kişidir. Asiye ve Kürşat birbirleri ile severek evlenmemiştir ama gün geçtikçe Kürşat, Asiye'ye karşı bir şeyler hissettiğini belli edecektir. Baran, zaman zaman A...