Uzun zamandır üzerinde çalıştığım ama defalarca silip, yeniden yazdığım hikayemi en kısa zamanda paylaşacağım inşallah.
Uzun bir süredir ara verdim yazmaya ama, Yeniden Sev'i düzenleyince, ne kadar özlediğimi anladım.
Önce Ebru'nun hikayesini yazmıştım ama hikayenin aralarında yer verdiğim, Gökçe ve Göktuğ da sevildiği için, Arda'nın hikayesinde sık sık bu iki kardeş ve ilişkilerine de yer vereceğim...
Beklemede kalın, çok az kaldı... (:
💔SANA SÖZ💔
"Ebru kumanda nerede?" diye sorarken sonlara doğru sesi kısıldı. Üç gün evinde kalıp giden kardeşinin, yokluğuna hâlâ alışamamıştı.
"Ah gittikçe şizofrene bağladım galiba" diyerek TV ünitesinin üzerinden kumandayı alıp tekrar koltuğa uzandı.
Boş bakışları tvde gezinirken çalan telefonuna baktı. Sevgilisi arıyordu.
Oflayarak başını koltuğa yasladı. Çok yorgundu. Tek isteği boş boş oturup, kafasını dinlemekti. Her ne kadar istemese de telefonu cevapladı.
"Efendim Melis"
"Aşkım merhaba, biz arkadaşlarla dışarı yemeğe çıkacağız sonrada kulübe gideriz, sen de gelsene." dediğinde Arda göz devirdi.
"Yorgunum canım, zor bi ameliyattan çıktım, dinleniyorum, başka zamana sözüm olsun" dedi ama bunu öylesine söylemişti. Çünkü o tip mekanları sevmiyordu.
Melis yine bir iki ikna edici cümle sıralamıştı, ama ne yapıp edip başından atabildi kızı.
Onun dediğim dedik hallerinden sıkılmıştı. Birkaç aydır bir dargın bir barışık süren ilişkilerini, artık sürdürmek istemediğini fark ediyordu.
Yine de aylar önce ona bir şans verdiğine pişman değildi. Böylece sorunun kendinde olmadığını anlamıştı.
🌼
Gözleri birbirine aşkla bakarken, bu romantik ortamı,tok bir erkek sesi bozdu.
"Höst, geri dur biraz damat!"
Arya ve Göktuğ, birbirinden ayrılıp gelenlere baktığında, el ele kendilerine doğru yürüyen Koray ve Ebru'yu fark ettiler.
Koray'ın ters bakışları Göktuğ'un üzerindeyken, Arya aralarına girince şefkatle kısılıp yumuşadı.
"Abiciğim hoş geldiniz."
"Hoş bulduk fıstığım, çok yakışmış." dedi elbisesine bakarak.
"Bence de çok güzel olmuş." diyen Ebru ile onlara gülümsedi Arya.
"Gerçekten mi? Teşekkür ederim." diyerek az önceki stresini unuttu.
Koray telefonuna gelen mesajla, çıkması gerektiğini anladı. Karısının yanına gidip, kolunu onun omzuna sardı ve başının üzerinden öptü.
"Kendini fazla yorma güzelim, tamam mı?" derken sonra Göktuğ'a döndü.
"Karım size emanet, yormayın onu." diyince genç adam kendini tutamadı.
"Koray abi!" diye seslendiğinde, Koray gözlerini sinirle kapatıp geri açtı. Hâlâ bu hitaba alışamamıştı.
"Ben de senin karının kardeşi sayılırım ve siz nişanlı bile değilken benim gözümün önünde ona sarılıp öpmüştün, hatırlarsan ben o zaman çıtımı çıkarmamıştım."
Arya ve Ebru onun cahil cesaretine korkuyla baktığında, Koray sinirli bir ifadeyle geri döndü onlara. Ebru'nun yanağına kocaman bir öpücük bırakıp yeniden gözlerini Göktuğ'a dikti.
"Bak yine öptüm, ne yapacaksın? Karım değil mi? Ama sen öpemezsin, sıkıyosa yap." derken Ebru araya girip ona ters bir bakış attı.
"Koray şuan çocuklaştığının farkında mısın? Hadi geç kalacaksın, git artık." dediğinde o da yaptığının farkına varıp, sessizce çıktı moda evinden.
Göktuğ onun gittiğine emin olduğu bir anda, Arya'nın yanına gitti ve kolunu omzuna dolayıp yanağından öperken,
"Al işte ben de öptüm, nasıl engel olabilecekse." diyince kızlar gülme krizine girmişti, bu ikilinin arasındaki rekabet gerekten komik oluyordu.
🌼
"Gökçe, hatırlarsan babana evlilik fikrini söyleyen bendim. Hatta sen de bu yüzden bana tokat atmıştın..." diyince genç kız, araya girip,
"Benden de bu beklenir di mi? Tokat, hakaret... Etkileyicilik, romantiklik sıfır..." dediğinde Doruk artık bu kızı üzen ciddi bir durum olduğunu düşünüyordu.
"Gökçe, bunları nereden çıkardın bilmiyorum ama, asla öyle olduğunu düşünmedim ben.
Çocukken huysuz bir oyun arkadaşı olduğumuzda da, lisede atarlı ergen kavgalarımızda da, üniversitede senin benden uzaklaşmanda da... Ne olursa olsun o mavi gözlerin beni hep etkiledi.
Belki arkadaşça, çocukça ama hep bir şekilde etkiledi. Ve şimdi... Yani sen benim sözde nişanlım olduğundan beri, o güzel gözlerin benim, göğüm... Gökyüzüm oluyor Gökçe...
Hiçbir şey söylemene, yapmana gerek kalmadan, bana böyle ilgiyle, tatlı tatlı baktığın zaman, o göğün altında sonsuza kadar yaşamak istiyorum."
Gökçe, onun cümleleriyle sanki uykudan uyanmış gibi baktı genç adama.
"Babamın anneme seslendiği gibi... Bana gökyüzüm mü dedin sen?" diye sorduğunda Doruk hafifçe başını salladı.
"Babandan kopya çeksem de hissettiklerim bu Gökçe. Ve ben... İtiraf ediyorum ki, bu ilişki oyunumuzun gerçeğe dönüşmesi için dualar ediyorum." derken genç kız anında gözlerini adama dikti.
"Ne-? Nasıl yani?" diyerek dizlerinin üzerinde doğrulunca, Doruk da onun gibi yaptı. Ellerini ellerinin arasına alırken, çekinerek gözlerine baktı.
"Ben... Aylardır seninle bu oyunu oynarken, ne kadar eğlendiğimizi ve ne kadar uyumlu olduğumuzu fark ettim Gökçe.
Son günlerde hep 'Neden?' diyorum. 'Neden birbirimizi gerçekten yaşamıyoruz?'
Biz bunu oyun adı altında yapıyoruz Gökçe, biz zaten çok güzel bir ilişki yaşıyoruz.
Ben yasak diye değil, gerçekten gözüm senden başkasını görmediği için sağa sola bakmıyorum." dediğinde genç kız duyduklarından mutlu bir şekilde ona baktı,"Valla mı?" derken Doruk buna güldü.
"Valla kız, inan bana."
🌼
Biraz spoiler vereyim dedim ama, fazla mı oldu ne? :)
Neyse burada okumak ayrı güzel, hikayenin kendinde okumak ayrı güzel olacak inşallah...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN SEV
Romance5 yıllık zorlu bir evlilikten sonra, kendisinden ikinci bir şans isteyen iki adama karşı, çaresiz bir kadının hisleri ne olurdu?... Bir tarafta kendini hep ezen, üzen ve sevgisizliğe alıştıran çocuğunun babası. Diğer yanda saf aşkıyla ona dünyanın...