ECE
Yorucu bir iş gününün ardından, kendimi eve zor atmıştım. Kerem son günlerde ısrarla, 'Artık çalışma, işe ara ver.' dese de, bir süre daha çalışıp, doğum iznine son aylarda ayrılmak istiyordum...
Evet hamileydim, hem de ikizlerime. Kerem nasıl içten istediyse, dua ettiyse, bana 'Bebeğimiz olsun, ikiz olsun' dediği günden birkaç ay sonra, hamile olduğumu öğrenmiştim.
Test yaptığımı ona söylemeyip, akşam eve geldiğinde güzel bi yemek yedirip, gece yataya girince, gebelik testini göstermiştim.
Ama benim şaşkın kocam, onun ne olduğunu anlayamamıştı. Ona söylediğimde ise, evi nerdeyse başıma yıkacaktı mutluluktan.
Onun sesini duyan Arda, merakla yanımıza gelmişti ama, ona hemen söylememiştim. Artık karnım belliydi ve şimdilerde söyleyebilirdim.
Oğlum odasında oyuncaklarıyla güzel bir oyun kurmuş oynuyordu. Bu sırada ben de mutfağa girip, yemek yapmaya başladım.
Kapıdan gelen anahtar sesiyle, ellerimi yıkayıp kapıya ilerlediğimde, elinde çilek dolu kutuyla bana yaklaşan Kerem'in elinden, kutuyu kaptığım gibi ona baktım.
"Aşkımm, sonunda buldun muu?" diyerek mutfağa geri döndüm ve çilekleri kutusundan çıkarıp yıkamaya başladım.
Kerem bu tavrım üzerine 'cık cık' diyip güldü.
"Güzel karım, hani ben de geldim, buradayım, yani çilekleri senin için arayıp, bulan ve getiren bendim hatırlarsan" diyince mahçupça yanına gidip sarıldım, yanağına öpücük kondurup.
"Afedersin canım, ben çilekleri görünce kendimi kaybettim" diye kendimi açıkladığımda, kocaman gülümsedi Kerem, karnımın üzerinde elini gezdirip,
"Dün de acı turşu yiyip duruyordun, biri kız, biri erkek olacağı için mi farklı farklı şeyler aşeriyorsun?" dediğinde ben de güldüm.
"Galiba, oğlum babasına, kızım da annesine çekecektir" dedim. Alnıma şefkatli bir öpücük bırakıp,
"Ben üzerimi değişip geliyorum, sen de çileklerini yemeye bak.. Akşam yemeğini birlikte hazırlarız gökyüzüm, tamam mı?" dediğinde başımı sallayıp işime döndüm.
Yemekten sonra ailecek belgesel izlerken, Arda kucağıma oturmak isteyince oğluma artık bişeyleri anlatmanın zamanı geldi dedim.
"Oğlum, gel bakalım seninle biraz konuşalım" diyip yanımı işaret ettim.
Bu sırada Kerem de elindeki kumandayı bırakıp ,Arda'nın yanına oturdu, oğlum merakla bana bakarken,
"Oğlum, hani sen hep karşı komşumuzun çocuklarıyla oynuyorsun ya, onların kalabalık olmasını çok seviyorsun..."
"Evet anne Mehmet'in hem ablası hem küçük kaydeşi vay" dediğinde ben de devam ettim,
"Evet bitanem senin de Ebru'dan başka iki kardeşin daha olacak" dedim.
Bir an gözleri ışıldayıp, sonra hevesi kaçmış gibi baktı.
"Onlay da ebyu gibi babaannemde mi kalacak yoksa?" diyince içim ezildi.
Arda'ya ne diyeceğimi şaşırdım. Bu sırada Kerem araya girdi.
"Hayır oğlum onlar da bu evde bizimle yaşayacak, hatta bak şuan annenin karnındalar." dedi.
Arda karnıma bakıp, anlamaya çalışsa da yüzünün gülmesinden belliydi sevindiği.
"Bizim kalacaklarsa hemen geysinler anneee, ebyu da bizde kalsın, hem o da benim kaydeşim" diye konuşurken, ben yine kötü oldum.
Kerem ise hemen devreye girdi ve Arda'nın dikkatini dağıtıp, tv izlemesini sağladı, ben de yavaşça mutfağa gidip, bir bardak su içerek kendimi toplamaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN SEV
Romance5 yıllık zorlu bir evlilikten sonra, kendisinden ikinci bir şans isteyen iki adama karşı, çaresiz bir kadının hisleri ne olurdu?... Bir tarafta kendini hep ezen, üzen ve sevgisizliğe alıştıran çocuğunun babası. Diğer yanda saf aşkıyla ona dünyanın...