-18-

9.4K 450 16
                                    

"Hastanın durumu kritik, çok kan kaybetmiş. Vücudunda dört kurşun vardı. Üçünü çıkardık fakat birisi kalbine yakın riskli bölgedeydi. Bu yüzden tehlikeli bir operasyon oldu. Yoğun bakımdan çıkana kadar net birşey söyleyemeyiz..."

Doktorun söylediklerini düşünüp duruyordum oturduğum yerde.

Herşey öyle hızlı gelişmişti ki... Hâlâ rüyada olduğumu düşünüyordum.

Kerem'in ailesinin telefonu bende olmadığı için, annemi arayıp durumu anlattım.
Onlar gelene kadar düşünüp duruyordum. Kerem sanki bu duruma hazırlıklı gibiydi beni korurken.

Peki ya söyledikleri? Gözleri kapanmadan önce, bana seni seviyorum demişti. İlk gördüğüm andan beri demişti. Aptal ben, bunu nasıl anlayamamıştım?

Peki ya Kerem... Onun gibi ahlaklı, kuralcı, düzgün bir adam nasıl evli ve çocuklu bir kadına böyle duygular hissederdi?

Hakkını yememek lazım, şimdi bugüne dek rahatsızlık verecek bir tavrı, hareketi olmamıştı ama, neden buna rağmen benimle arkadaşlık kurmuştu?

İçerden çıkan hemşireyi görmemle düşüncelerimden ayrılıp ayaklandım.

"Hemşire hanım, o iyi mi?" dediğimde yüzünde hiçbir ifade barındırmadan bana baktı,

"Henüz net birşey söyleyemem, dua edin lütfen" diyip ilerledi.

Nasıl bir insandı bu böyle, insan bir nebze de olsa duygusal yaklaşmaz mıydı? Sanırım üzüntüden saçmalıyordum.

Koridorun sonundaki hareketlenmeyi görünce, endişeyle bana doğru gelen Nevra teyze ve Zafer amcayı gördüm. Onların ardında da Şebnem abla ve annemler vardı. Zafer amca gözlerinden akan yaşlarla,

"Neler oldu kızım, kaza mı geçirdiniz?" diyince, adamın bitik görüntüsü içimi paramparça etti.

Yanına gidip ellerini tuttum ve oturmasını sağladım. Nevra teyze de aynı şekilde oturup,
"Siz niye birlikteydiniz, yoksa eski kocan mı birşey yaptı?" diyince şaşkınca ona baktım ve benden bir açıklama beklediklerini hatırlayıp konuştum.

"İş çıkışı yolda karşılaştık Keremle. Sonra birlikte eve gelecektik. Bir anda siyah bir araba önümüze durdu. Kerem sanki buna hazırlıklıymış gibi, yat yere diyip beni yere itti. O anda silah sesleri duyuldu ve toparlanıp Kerem'e baktığımdaysa-" diyip devamını getiremedim ve ağlamaya başladım. Nevra teyze,

"Kim yapar böyle birşeyi, benim oğlum kendi halinde bir çocuktur." diye dizlerine vura vura ağlamaya başladı.

Birkaç dakika sonra hastane koridorlarında iki tane polis göründü bana yaklaşıp,
"Ece hanım, ifadenizi almamız gerek" diyince başımı salladım.

Herkese anlattığımı eksiksiz polislere de anlattım ve polisler gitmeden önce Zafer amcalara bakıp,
"Kerem bey öğleden önce müvekkiliyle birlikte, kendilerine bir süredir tehdit içerikli mesajlar geldiği için bir suç duyurusunda bulunmuş. En son kazandıkları davanın kaybedenlerini tanıyor musunuz?" diyince Zafer amca çaresizce başını olumsuz anlamda salladı

"İşle ilgili şeyleri bizimle paylaşmaz ki benim oğlum. Bilmiyoruz hiçbirşey. Lütfen bulun bunu yapanı"

*

Geceye doğru annemlerle eve geldiğimizde, içim hiç rahat değildi ama oğlumun da bana ihtiyacı vardı.

Onu daha fazla yalnız bırakamazdım. Kapıyı sessizce açarak odaya girdim. Arda, teyzesine sarılmış uyuyordu. İçeri girdiğim an, geldiğimi hissetmiş gibi hemen açtı gözlerini.

YENİDEN SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin