-1-

29.2K 738 76
                                    

Merhaba sevgili okurlarım, bu hikayeyi 2017 yılında yazmıştım, ve artık bir düzenlemeyi hak ettiğini düşünüyorum.

Akışı değiştirmeden noktalama işaretleri ve yazım kurallarına dikkat ederek yeniden yazacağım.

Bu hikayemde bana çok olumsuz eleştiri geldi bazı konularda. Eleştiriye açık bir insanım tabi ki, ama laf sokma ve öneri arasındaki ince çizgiyi de görebilecek kadar aklım var.

Hikayedeki tesadüfler çok fazla diyenler oldu, evet saygı duyarım ama, bunu bana diyenler hiç dizi izlemiyor mu? Türk dizilerinde artık saçmalık derecesinde olaylar ve tesadüfler oluyor, ki benim işlediğim konular hiçbir zaman ütopik olmadı.

Hikayemin ana teması, bir kadının yeniden küllerinden doğması...

Her türlü kadına şiddetin olduğu dönemde, bence konumuza bakalım ve hayal de olsa bir kadının, hayatına güzelliklerin doğmasına mutlu olalım diyorum, keyifli okumalar dilerim :)









-ECE-




"Bir adam var karısı olduğum,
Benden çok gururunu sever...

Bir adam var sevdiğim,
Benden çok benliğini sever...

Bir adam var gönül verdiğim,
Benden çok işini sever...

Bir adam var hayatımı adadığım,
Herşeyi sever de bana gelince tükenir sevgiler....

Bir adam var....
Bir bakışı kalbimi huzura teslim edecekken,
Bir sözüyle beni yerle bir eden...

Bir adam var, ben onu sevdikçe sevmeyen, Sevmeyince umursamayan...

*

Her zamanki gibi ev işleri ve çocuk derken, bir günü daha yorgun bir şekilde sonlandırmıştım.

Oğlum Arda bu saatlerde çok huysuzluk yapıyor, babasından ilgi istiyordu ancak babası eve geç geliyordu.

Biraz dinlendikten sonra aynaya baktım. Berbat bir görüntüm vardı. Saç baş dağılmış, üstümde salaş eşofmanlar...

Eşimi böyle karşılamak gelmedi içimden. Kendim de eve girdiğimde birinin beni bu şekilde karşılamasını istemezdim doğrusu.

Oğlum çizgi film izlerken, odaya gidip güzel bir ev elbisesi giydim. Saçlarımı düzleştiriciyle düzeltip, hafif bir makyaj yaptım. Tekrar aynaya baktığımda görüntüm içime sinmiş, bir özgüven gelmişti.

Saat dokuz buçuk gibi kapı çalınca, Arda heyecanla kapıya koştu. Kapıyı açıp gülümseyerek,
"Hoşgeldin canım " dedim. Bana boydan boya baktı ve ifadesizce,
"Hoşbuldum." diyip oğlumu kucakladı.

Salona geçtiğimizde,
"Nasılsın aslan parçası? Neler yaptın bakalım?" diyip Ardayla oynuyordu.

Geldiğinden beri bir kez bile benimle göz göze gelmemişti. Bu durumun verdiği üzüntüyle omuzlarım düştü.
Yine de belli etmeden yüzümde gülümsemeyle yanına yaklaşıp,

"Nasıl geçti günün? " dedim. İlgisizce
"İyiydi, yorucuydu her zamanki gibi, neyse ben üzerimi değişeyim" diyip oturma odasından çıktı.

Oğlum oyuncaklarıyla oynarken, ben de gündüzden hazırladığım tatlıyı servis tabağına koyup hazırladım.

Selim üzerine rahat kıyafetler giyip gelmişti. Eşofmanının üzerine beyaz tshirt giymiş, kasları ortaya çıkmıştı. Çok karizmatik bir görüntüsü vardı şuan.

YENİDEN SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin