-16-

10.4K 474 31
                                    

ECE'den...

Selim'in yanından ayrıldıktan sonra, bir bir taksiye binip evin adresini verdim.

Artık özgürdüm, ama içim neden bu kadar acıyordu?

Aslında sebebi belliydi. Her ne kadar artık onu sevmediğimi kabul etsem de, Selim'in o kadınla birlikte olmak için, bana çektirdiği acılar canımı yakıyordu.

Bir zamanlar beni sevmişti, ben de onu sevmiştim. Hakkını yiyemem, güzel günlerimiz olmuştu ama son üç yıl, bütün güzel günleri unutturmuştu.

Niye böyle olmuştu? Nerede yanlış yapmıştık? Neden olduramamıştık?

Aslında zaten Selim benden başkasına baktığı gün bitmişti herşey. Ben ondan gelecek ufacık bir sevgi kırıntısı beklerken, o, o kadında buluyordu huzuru, mutluluğu. Karşılıksız ilgi, sevgi nereye kadar sürdürürdü ki bir evliliği...

Buraya kadar sürmüştü işte.
Ağırıma giden o kadının çocuğu için, benim çocuğum parçalanmış ailede büyüyecekti.

Aptalca düşünceydi belki yaptığım, ama Selim'in bana ofisinde yalvardığında bir an bile olsa, Arda için onu affetmeyi düşünmüştüm. Bi an da olsa eve dönmeyi düşünmüştüm. Her zamanki gibi yine aptallığım yüzüme tokat gibi çarpılmıştı.

Daldığım düşüncelerimden taksicinin sesiyle kendime geldim.

"Geldik hanımefendi." dediğinde ücretini verip arabadan indim.

Apartmanın önünde merdivenlerde çaresiz bir adam vardı.
Kerem...

Ona doğru yürürken başını kaldırdı, heyacanla koşup bana sarıldığında tepkisizce öyle bakakaldım,

"Ece, iyisin di mi, çok merak ettik seni. Şükürler olsun iyisin" diyip benden ayrıldığında şaşkınca ona baktım.

Bir arkadaş olarak abartmamış mıydı. Tepkisizliğim üzerine,
"Şey, az önceki davranışım için bağışla beni, sana birşey oldu sanmıştım. Ve seni iyi görünce..." diyip başını yere eğdi.

Gülümseyerek,

"İyiyim Kerem, merak etme" dedim ve adımlarımı merdivene çevirdim. Kerem de benimle birlikte geldi. Asansördeyken Kerem sıkılgan bir tavırla,

"O adam, nasıl bıraktı seni?" dediğinde bu konuyu onunla konuşmak istemediğimden,

"Eve girelim önce, şuan konuşacak durumda değilim" dedim.

Zile bastığımda annem kapıyı açtı. Bir an öylece durdu.

"Anne, iyi misin?" diyip öne doğru atıldım ve kollarımı ona doladım.

"İyiyim kızım, şaşkınlıktan donup kaldım bir an" diyip daha çok sarıldı.

Kerem hareketlerinden belli olarak, ne kadar bizimle içeri girmek istese de,

"İyi olmana sevindim Ece, görüşmek üzere" diyip kendi evine girdi.

Ben de başımla onaylayıp içeri girdim. Kerem'i gördüğüm an, Selim'in söyledikleri geldi aklıma.

"Onun sana bakışları..." diye başlayan cümlesi.

Ben o bakışlarda acıma ve şefkatten başka birşey görmüyordum ama, Selim bir erkek olarak daha farklı şey görüyordu demek ki.

Belki de Selim kıskandığı için ona öyle gelmişti. Ben şimdiki durumum yüzünden umutsuz vakanın önde gideniydim.

Kerem onca bekar güzel kız varken, bana neden baksın ki?

YENİDEN SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin