KEREM'den...
İş dönüşü, eve gireceğim zaman, apartmanın bahçesinde kamelyada oturan Ece'yi görünce, adımlarım beni ona götürdü.
Beni görünce gözyaşlarını silmeye çalışınca, yine ağladığını anladım.
"Yine ağlıyorsun sen" dediğimde, büzülmüş dudakları ve sulu gözleriyle bana baktı, beni şaşırtarak kollarını boynuma dolayıp, göğsümde hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti.
Artık onun ağlamasına dayanamıyordum. Aniden gelen cesaretle, onu göğsümden kaldırıp yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Artık ağlama Ece, seni böyle üzgün görmekten bıktım. Ben... Ece ben seni, ilk gördüğüm andan beri seviyorum, ve artık seni mutlu etmek istiyorum. Bir daha bu gözlerinden, sevinçten bile olsa gözyaşı aksın istemiyorum" dedim.
Ece şaşkınca bir süre bana baktı. Tam ağzını açıp konuşacağı sırada, annemin sesi kulaklarıma doldu.
"Kerem, oğlum kalk artık, işe geç kalacaksın!"
Gözlerimi açtığım an yaşadığım hayal kırıklığı anlatılmazdı.
Ah anne ah, zamanlaman harika yani, bari Ece ne cevap verecekti onu duyup uyansaydım.
Tövbe Yarabbi iyice kafayı yedim. Rüyaydı alt tarafı, ne dediğinin ne önemi vardı ki...Kahvaltıdan sonra evden çıktım. Arabama bineceğim zaman, gördüğüm rüyanın etkisiyle gözüm kamelyaya çarptı.
Ece ordaydı. Ve ağlıyordu. Allahım rüyam gerçek mi oluyordu yoksa? Ona doğru ilerlerken seslendim.
"Ece, iyi misin?"
Beni görünce gözyaşlarını silip, oturmam için yer açtı.
"İyi değilim Kerem." diyince içim acıdı. Çünkü bikaç aydır tanıdığım Ece, kötüyken bile iyiyim diyordu.
İyi değilim dediğine göre gerçekten kötüydü. Saatime baktım. Biraz geciksem sorun olmazdı.
"Seni her zaman dinlemeye hazırım Ece, anlat bana. Neler oluyor?" dedim.
Hıçkırıkları sonlanıp nefesini düzene sokana kadar bekledim.
"Bugün Arda babasıyla görüşmek istedi, az önce onu almaya geldi. Selim'in annesi de arabadaydı.
Bana bir ton laf ettiler Kerem, Arda yanımda diye tek kelime edemedim.Beni çok aşağı çekecek şeyler söylediler. Anlamıyorum, daha düne kadar o kadına anne diyordum. Şimdi kötü mü oldum? Hakkımı savundum diye mi aşağılık bir insan oldum?" diyip ağlamaya devam etti. Ellerini tutup sıktım,
"O lafların hiçbirini haketmediğini senin kadar onlar da biliyor Ece, lütfen kendini harap etme" dedim ve ablamla önceden konuştuğum ve bugün müjdesini vereceğim şeyi görmesi için, onu oturduğu yerden kaldırdım.
"Gel hadi, gidiyoruz." dedim ve soru sormasına fırsat vermeden, onu arabaya bindirdim.
Arabaya gidene kadar elini bırakmadım ama, asıl tuhaf olan, o da elini çekmek için bir hamle yapmadı.
Onun farkında olmadan bana verdiği umutlar, her geçen gün içimi kavuran kızgın ateş misali, kalbimi delip geçiyordu.
Yine yine ve yine aynı şeyi geçirip duruyordum içimden...
"Allahım ne olurdu Ece yle daha önceden tanışsaydım..."
ECE'den...
Keyifli bir kahvaltıyı da geride bırakmış sofrayı topluyordum, Arda eteklerimi çekiştirip,
"Anne babama söyledin mi? Beni görmeye gelecek mi?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİDEN SEV
Romance5 yıllık zorlu bir evlilikten sonra, kendisinden ikinci bir şans isteyen iki adama karşı, çaresiz bir kadının hisleri ne olurdu?... Bir tarafta kendini hep ezen, üzen ve sevgisizliğe alıştıran çocuğunun babası. Diğer yanda saf aşkıyla ona dünyanın...