-21-

8.9K 429 15
                                    

KEREM 'den...

Ofisimin pek de iç açmayan manzarasına karşı kahvemi yudumlarken, son birkaç haftadır olanları düşünüyordum.

Ece benden kaçıyordu. Neredeyse yokmuşum gibi davranıyordu ve bu beni deli ediyordu.

Başlarda pişman olmuştum ona herşeyi itiraf ettiğime, ama şimdi ne olacaksa olsun diyordum. Kendimle savaşıyordum son zamanlarda, ondan vazgeçmek istiyordum ama olmuyordu.

Duygularıma söz geçiremiyordum. Mantıklı olan buydu, Ece'yle ben diye birşey söz konusu olamazdı, ama kalbim mantığımdan ayrı hareket ediyordu.

İç çekip başımı ellerimin arasına aldım. O sırada kapı çalıp Hâle girmişti içeri. Gülümseyerek karşıma oturdu.

"Hayırdır bu yüzündeki ifade nedir? Çok sıkıntılı görünüyorsun." diyince başımı sallamakla yetindim.

"Herşey neden bu kadar imkansız ki Hale?" dediğimde yüzünde acı bir ifade belirdi.

"İmkansız değil Kerem, sen imkansızı buluyor olmayasın. Neden sen de normal insanlar gibi etrafına bakmıyorsun ki?" diyip, bir an bana baksa da gözlerini kaçırdı.

Sürekli bana aynı imaları yapıyordu ama artık görmezden gelemiyordum.

"Nereden biliyorsun Hale, hiç çabalamıyorum mu sanıyorsun? Ama kahretsin ki şuraya sözüm geçmiyor" diyip sol yanıma vurdum.

Hale ise kırgın bir ifadeyle ayağa kalktı.

"Madem oraya sözün geçmiyor. O zaman dinle onun sesini" diyip kapıya yürüdü.

O sırada içeri girecek olan Levent ile ikisi çarpışınca, film sahnelerini aratmayan bir sahne gerçekleşti. Levent Hale'yi düşmesin diye belinden yakalayınca olan oldu tabi. Hale onu tüm gücüyle itip,
"Gene mi sen? Her yerde karşıma çıkmak zorunda mısın?" diyip iteledi ve kendi de odadan çıktı.

Levent sırıtan ifadesiyle gelip karşıma oturdu.

"Görüyorsun di mi, bu kızla bizim bir geleceğimiz olacak."

Gülümsedim ve
"İnşallah Levent, bunu bende çok isterim" dedim.

İş çıkışı eve geldiğimde, apartmanın bahçesindeki salıncakta Arda'yı sallanırken görünce, elimde olmadan onun yanına gittim.

"Keyem abii" diyip gülücükler saçınca arkasına geçip onu sallamaya başladım.

"Nasılsın koçum, yalnız mısın bugün?" dediğimde başını abartılı bir hareketle sağa sola salladı.

"Yok dayımla oynuyoyduk, o geliy şimdi" dediğinde, arka bahçeden bize doğru yürüyen Ediz'i görünce gülümsedim.

Elinde birkaç oyuncakla yanımıza geldi
"Görüyorsun di mi abi, balkonda oynarken ne bulsa atmış. Sonra ağlıyor getirin onları diye" derken elindekileri yere bıraktı.

"Çocuk bu Ediz, doğruyu yanlışı bilmez ki" dediğimde gülümseyip başını salladı.

Birkaç dakika ayak üstü sohbet ettikten sonra Ediz, Arda'yla markete gitmesi gerektiğini söyledi.

Onlar giderken, Arda dönüp bana el sallıyordu ben de ona aynı şekilde karşılık verirken, ikimizin arasına giren mavi gözlerle dikkatim dağıldı. Ece yüzüne kondurduğu zoraki bir tebessümle

"Merhaba" diyip apartmanın girişine ilerlerken artık bana bir yabancı gibi davranması tüm sabrımı taşırmıştı.

Erkeksi bir refleksle sert olmamaya çalışarak, kolundan tutup kendime çevirdim.

YENİDEN SEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin