Manyiak BXB

sıradan(!) bir gün

Abi ben bu ikisini seviştirwmiyorum neden bilmiyorum ama olmuyo yani, benim yerime yazabilecek varsa hesabın şifresini salayım...

Bu aeada medya ksldkwlsmkdlwöskwl

****

Hemen yanımda oturan adam dikkatimi önümdeki tatlıya vermemi engelliyordu. Neden mi? Bunun nedeni mi olurdu canım. Cafer'in benim dikkatimi dağıtması için nefes alması bile yeterliydi. Şimdi kafenin tekinde, arkadaşlarımız önümüzde sohbet ediyorken, bacağının tekini benim bacağıma yaslayarak yanımda oturuyor olması... iyiki yüzümdeki gülümsemeyi kontrol edebiliyordum. Yoksa daha yeni Ankara'dan ziyarete gelmiş olan Cafer'in arkadaşları bizim daha yeni başlayan ilişkimizi anlayıp yarın ilk uçakla geri dönebilirlerdi.

Bana dönüp kulağıma doğru eğilen adamla yutkunup hafifçe ona döndüm.

" Yavrum sabahtan beri canın çekiyordu, yemeyecek misin?"

Gözlerim önümde öylece birkaç çatal darbesi dışında dokunmadığım pastaya giderken kafamla onaylayıp çatalı elime aldım ve bir parça daha yedim pastamdan. Ardından hemen bir çatal daha alıp dibimde durmaya devam eden adamın ağzına uzattım. Sakince benim uzattığımı yedi, gözleri arkadaşlarındaydı. Onlar çoktan muhabbete daldıkları için farketmiyorlardı bizi.

Belimde hissettiğim hafif dokunuşlar sırıtmama neden olurken yüzünde hiçbir ifade olmadan çayını içen adama baktım. O kadar güzel çaktırmıyordu ki.
Elimi masanın altına indirip belimde duran elin üzerine koydum ve parmaklarımızı kenetledim. Bu sırada gözlerim onun yüzünde dolaşıyordu, bir tepki verip vermeyeceğini merak ediyordum.

Benim dokunuşumla dudağının kenarı hafif kalktığında elimde olmadan bende sırıtmaya başladım. Göz göze geldiğimizde ikimizinde sırıtması genişledi.

" Oğlum bak, adama diyorum ki beni sal, yok diyor ben sana sardım bikere diyo!"

" Ya ne sarması orospu çocuğu bırakta gideyim diyorum, yok öpmeden bırakamam bilmem ne!"

" Ne, sarma mı?!"

"Bu da böyle bir gay bar anımdır arkadaşlar, götü elde tutmak isteyen gitmesin, ortalık aktif kaynıyo"

Ferhat abiye kahkaha atarken ellerimiz hala kenetliydi. Kafamı biraz olsun arkadaşlarımıza vermeye çalıştım. Ama Cafer sağolsun bu isteğimi gerçekleştiremiyordum. Devran rastgele birşey anlatmaya başladığında kulağımı ona verdim.

" Bakın şimdi, biz daha küçük veletleriz tamam mı, yusuf, sertaç bir de Koray dördümüz. Aynı mahallede büyüdük zaten. Ayrılmaz dörtlü gibi birşeyiz."

Çayından bir yudum alıp ona anlatma der gibi bakan yusuf'u umursamadan devam etti.

"Mahallede de iri kıyım bir adam var böyle, biz ona Kundura Cemal derdik. Kunduralarını hiç çıkarmazdı çünkü. Ama bütün mahalle tırsıyor bu adamdan. Mafya diyen mi dersin, seri katil diyen mi dersin, ortalık karışık yani."

Yine bir çay molası verdi, biz anlatacağı hikayeyi bildiğimiz için sırıtırken bizim aksimize Yusuf şimdiden utançla kafasını masaya vuruyordu.

"Şimdi bizim mahallede bir tane top vardı, kimin getirdiğini bilmiyoruz. Ama kaliteli bir toptu, hepimiz onunla oynamak istiyoruz ama bir türlü de paylaşamıyoruz falan, sürekli kavga çıkıyor. bir gün mahalle çocuklarıyla bir iddiaya girdik. Kazanan topu alsın dedik. Herkes kendi grubundan bir kişi seçti. Yusufta o zamanlar erken gelişmişin tekiydi, uzun boylu bir şeydi. O daha büyük duruyor diye onu seçtik bizde. Karşı takımdanda kilolu, yapılı birini seçtiler, ibo'ydu sanırım adı."