hediye ve kaşar

2K 202 95
                                    

Bastık mı oyları

🤱

Öğle arasında yemeklerimizi yerken miniğimin hevesli hevesli anlattığı şeyi dinliyordum. Aklımdaki şeyi yapmak için odağımı ondan koparmam lazımdı ama o kadar tatlıydı ki böyle bir şey mümkün bile olmuyordu.

"Öyle işte. Arkadaşımla küçükken böyle küsüşmüştük. Oyunda benim istediğim şapkayı aldı diye.. O da yapmasaydı!"

Önce üzülecek gibiydi ama sonra birden ortada bile olmayan yıllar önceki kişiye çıkışınca seslice güldüm bu haline.

"Haklısın, çok yanlış yapmış sana."

"Haklıyım tabi."

"Jimin'im seni çok seviyorum."

Gözleri yemeğinden bana dönerken oldukça şaşkın görünüyordu bunu beklemediği için. Ona güzel bir şey dediğimde veya onu mutlu edecek bir şey yaptığımda gözlerindeki ışıltı o kadar güzeldi ki. Kalbi kırık küçük bir çocuk olduğunu biliyordum. Sevgi yönünden eksik kaldığını biliyordum. Küçük yaşta anne babasız kalmak, okulundaki insanların zorbalık yapması, hiç arkadaşının olmaması.. Bunlar onu çok yıpratmıştı ve o küçük çocuk, sevgiden eksik çocuk Jimin'in içindeydi, ta kendisiydi.

O yüzden küçük şeylerde bile bu kadar mutlu olduğunu, gözünün içinin güldüğünü ve bazen de gereksiz yere gözünün dolup ağladığını fark etmiştim.

Ona bu yüzden sürekli onu sevdiğimi, onu ne kadar beğendiğimi, çok güzel ve tatlı olduğunu her fırsatta söylemeye çalışıyordum. Eksikliklerini beraber tamamlayalım, küçük çocuğumu sevindireyim istiyordum.

İşte şimdi yine aynı şey olmuştu ve Jimin gözlerinde ışıltılarla bana bakıyordu ama yüzünde şaşkınlık vardı.

"Neden ki?"

"Sen sevilmeyecek gibi değilsin ki. O kadar tatlısın ki, ben daha önce böylesini görmedim."

Merakla benim söylediklerimi dinlerken oluşan yüz ifadesinin her yerini öpmek istiyordum. Öpecektim ama şimdi değil.

"Bebek gibisin, nasıl böyle olabilir?"

Tepsileri önümüzden çekip dirseklerimi masaya yaslayarak ona uzandım ve yanaklarını avuçlarım arasına aldım.

"Baksana şuna... Seni ben nasıl sevmeyeyim?"

"Jungkook.." utanarak yüzünü aşağı eğerken elime sürtünmüştü istemeden bir kedi gibi.

"Seni sadece güzelliğin için seviyorum sanma. Evet çok güzelsin, senin gibisini gerçekten görmedim ve sevgilim olduğun için, benim civcivim olduğun için çok şanslıyım. Ama ben senin utanışına da aşığım, kibarlığına, nahifliğine, kimseye kötü olmadan hep iyilikle yaklaşmana, senin kadar minik ama aslında kocaman olan kalbine de aşığım. Ben o gözlerindeki küçük çocuğa aşığım."

Gözleri dolu dolu olmuştu yine bebeğimin. Güldüm.

"Bir de sevinçten dolan gözlerine.."

Dudaklarını büzüp burnunu çekti.

"Jungkook.. Ben de seni çok seviyorum. Çok güzel bu söylediklerin ve ben de sana sahip olduğum için çok şanslıyım. Sen çok güzel birisin."

Şu an ikimiz de yemekhanede olduğumuzu unutmuş gibiydik, etrafı görmüyor veya umursamıyorduk.

"O gün iyiki soyunma odasında benim kıyafetlerimi almışlar dememe sebep oluyorsun. Seni tanımasam ne yapardım bilmiyorum, tam da kötü bir dönemimdeyken girdin hayatıma. Tam da her şey için isyan etmeye başlamışken."

I'm ShyyyyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin