Birisi varmış daa mutlu mutlu okurken bölüm bi anda bitmiş dee al bakalım o zaman
Sanki bu bölüm çok uzunmuş gibi
Bi de jikook sıralamasinda 1. olmuş bi şaşırdım bi mutlu oldumm
Neyse hadi iyi okumalar 💜
🤱
Bir ders boyunca bekledim kapının önünde. Camdan kendimi onun dansını izlerken bulduğumda ne kadar süre izledim bilmiyordum ama bir anlık bir şeyle gözlerimi kaçırdım. Sonra da kendimi yere atıp oturmaya başladım.
İlk başta içeriye girmeyi düşünmüştüm ama onu bozmak istemedim. İlk defa onu bu kadar huzurlu gördüğüm için ve muhtemelen de bir daha onu böyle göremeyecektim, bozmak istememiştim bunu.
Zaten herkes onu mutsuz ediyordu.
Yerde kafamı duvara yaslamış halde öylece dururken arada bir ayağa kalkıp dansını biraz daha izliyordum ama sonra sapık gibi napıyorum diye düşünüp geri oturuyordum.
Güzel bir dansı vardı, insanı izlemeye itiyordu ne yapabilirim?
Saatime baktığımda bir dersin bittiğini gördüm. Kulüp dersleri blok halinde yapılıyordu. Ayağa kalkıp çat diye kapıyı açtım.
Kendini öyle bir kaptırmıştı ki kapıyı açmamla küçük bir çığlık atıp elini kalbine götürdü kendini yere bırakırken. Çok mu sert açmıştım ya?
"Bir de bayıl istersen."
Oturduğu yerden bana öylece bakıp hiçbir şey demedi, tek yaptığı şişesine uzanıp kafasına dikmek olmuştu.
Su içmeyi bıraktığında ayaklanıp dev aynanın önündeki demire asılı havlusunu aldı. Boynundaki terlerini silerken gözü bende değil hep yerdeydi.
Ona aldırmadan ilerleyip duvarın dibine çöktüm. Dizlerimi kendime çekip elime telefonu alırken beş dakika kadar bir sessizlik oldu.
Dansına devam da etmiyordu,neden? Ben öylece telefonuma bakarken o oyalanıyor gibi gözükmek için bir oraya bir buraya gidiyor, bir su içiyor, bir de telefonuna bakıyordu.
Ben de yedim. Utanıyordu işte.
"Dansına devam etsene."
"Sen niye buradasın?"
Soruma cevap vermeyip çekince sorduğu soruya kaşlarımı kaldırarak baktım. Bana hesap mı soracaktı bu bücür?
"Sana mı soracaktım nerede olmam gerektiğini?"
"Hayır.. Öyle demek istemedim." Kibarca yanlış anladığımı dile getirirken bir şeyi fark ettim.
Ben dahil bütün herkes bu çocuğa o kadar kaba davranmamıza rağmen, o fazlasıyla kibardı. Bir kere bile sesini yükseltip de bir şey dediğini duymamıştım diğerlerine. Tabii kendini koruması onun için iyi olurdu, arada bir bağırmak ve karşı gelmek de lazımdı ama.. Şu an ilk kez fark ediyordum bunu. Ben ona kabaca ve sertçe sormuştum. O ise nazik kısık sesiyle, gözlerindeki yanlış anlaşılmanın verdiği o telaşlı bakışla
karşılık vermişti.Kendimi kötü hissetmeden edemedim açıkçası.
"Senin dans kulübüne geleceğini hiç düşünmezdim, o yüzden."
Küçük bir gülüş oluştu suratımda.
"Niyeymiş o?"
Yüzümde eğlenen bir ifade vardı. Şaşırtıcı. Bu sarı kafa beni günden güne şaşırtıyordu şu sıralar.
Daha da utanacağı bir şey söyleyecekti herhalde çünkü bakışları benden çekilip her yerde dolanmaya başladı. Ellerinde, yerde, aynada, tavanda..
"Şey.. Sen biraz sert görünüyorsun, o yüzden dansı seçeceğini düşünmemiştim."
Bu sefer birazcık daha arttı gülüşüm, kıkırdama gibiydi daha çok.
"Doğru düşünmüşsün çünkü dansa en ufak bir ilgim bile yok. "
Ağzından bir şaşırma sesi çıkarken "Ama o zaman niye seçtin ki?"
Elimle saçlarımı geriye ittim. "Bir şeyler düşünmüştüm işte. Boşver sen. Hadi devam et dansına."
"Yok.. Zaten bitmişti benim dansım."
Gözlerimi kısıp ona diktim. Yalan söylüyordu.
"Yalan söyleme. Ben buraya girerken devam ediyordun."
"Ama o zaman tektim." Bu çocuğun gözleri niye hiç bana dönmüyordu ? Kalkıp suratını bana çevirip zorla göz göze getirecektim şimdi, az kalmıştı.
Alayla karışık gülerken kendime çektiğim bacaklarımı biraz açıp daha rahat oturdum, tek kolum dizimin üstünde uzanıyordu.
"Benden utanıyorsun yani?"
Yutkunup dudağını yaladı. "Yani.. Sadece senden değil."
Seslice güldüm ama bu dalga geçmek amaçlı değildi, onunla hiçbir zaman dalga geçmemiştim ben ayrıca. Öyle bir insan değildim. Sadece arkasından birkaç kere salak deyip, göz devirmiştim. Bunlar sayılmazdı.
O da dalga geçiyormuşum gibi düşünmesin diye- çünkü o gözlerde her an bir dalga geçilmeye hazır birileri vardı görüyordum- şakadan arkamı dönüp "Hadi bakmıyorum." dedim.
Arkamdan bir kıkırtı sesi geldi.
İlk defa onun güldüğünü duyuyordum!
Waoww...!
"Hala utanıyorum."
Arkamı dönüp ona baktım. "Ama bakmıyorum."
"Ama utanıyorum."
Saatime baktığımda dersin bitmesine 20 dakika kalmıştı.
"20 dakikan var dans etmen için."
Gittiğimi anladığında telaşla ne yapacağını şaşırdı.
"Özür dilerim. Ben sana git demeye çalışmamıştım. Gerçekten."
"Biliyorum. Öyle anlamadım zaten. Sen rahatına bak. Bir dahaki haftaya çıkmam dışarı ama, utanmamaya çalış."
🤱
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Shyyyy
FanfictionUtangaç Jimin ve umursamaz, kaba ve sert Jungkook'un hikayesi #jikook 'ta 1. vay amk #kookmin'de 1. vay amk