"Çocuklar bir sonraki iki dersiniz kulüpleriniz için ayrıldı. Her hafta bugün böyle olacak."
Hocanın duyurusundan sonra zil çaldığında herkes çantasını alıp kulüp sınıflarına doğru giderken ben daha gitmeyecektim, zaten dansa gelen giden olmayacaktı.
Tae'nin de gitmesine izin vermezken bana kızgın bakışlarıyla bakıyordu ama hiç de sandığı gibi korkunç değildi aksine komik duruyordu.
"Bırak gideyim işte oğlum, benim insanlarla kaynaşmam lazım."
Ona ters bir bakış atıp telefonumdaki gereksiz kızların mesajlarını silip engelledim. Bir kerelik bir şeyi çok önemseyip sürekli mesaj atıyolardı. Ben isteseydim zaten onlarla konuşmaya devam ederdim.
"Senin kaynaşmak için daha çok vaktin var zaten. Az bekle dedik işte yanımda, çok istiyorsan siktir git."
Yüzüne bakmadan hafif sertçe konuştuğumda sesi çıkmadan öylece oturdu yanımda bir kaç saniye.
Sonra omzuma attığı kolunu hissettim, gülmemek zordu çünkü o alay eden, eğlencesine yaşayan biriydi ve böyle ciddi bir şeyler yapması üstünde garip duruyordu.
"Özür dilerim ben bir an heyecan yaptım."
Benden bir ses gelmeyince bu sefer yüksek sesle devam etti.
"Lan tamam dedik işte ağlama daha fazla. Küçük tavşana bak sen ya!"
Alaylı cümlesiyle ona dönüp ittirirken sıradan düşüp yere kapaklandı.
"Sikerler tavşanını!"
"Hayvan ne ittiriyorsun lan götüm acıdı. Tamam demem bir daha tavşan diye."
Götünü tutup okşarken sanırım gerçekten sert itmiştim. Ayağa kalkıp ayağımla götünü okşayıp "Şşş bir şeyin yok, acımadı hiçbir yerin.." diyerek de acısını unutturmaya çalıştım gülerek.
Beni biraz yumruklayarak acısını çıkarsa da en sonunda normale dönmüştü.
Beş dakika sonra zil tekrar çaldığında Tae yanımdan giderken ben de ağır ağır dans sınıfına doğru ilerledim. Bir acelem yoktu, herkesin gitmiş olması gerekiyordu. Gerçi belki benim gibi düşünüp gitmeyen de olabilirdi. Gidince görecektim.
Elimde çantam salına salına sınıfın kapısının önüne geldiğimde tam girecektim ki kapının camından içeride dans eden sarıyı görmemle olduğum yerde durdum.
İçeride tek başınaydı. Her zamanki gibi.
Gözleri, önündeki tüm duvarı kaplayan aynadan kendisinin üstündeydi ve bir saniye bile çekmiyordu. Arada kendini kaptırıp gözü kapalı bir şekilde dans ediyordu.
Sanırım onu ilk defa huzurlu görüyordum.
Evet. Sarıyı okuldayken ne gülerken görmüştüm ne de mutlu olduğunu hissettirmişti. Ruh gibiydi sanki. Ama şu an gözüme o kadar farklı görünüyordu ki sanki bambaşka birisiydi.
Herkesin hor gördüğü, yanına yanaşmadığı, kötü ve iğrenç gözlerle baktığı utangaç o çocuk, gözümün önünde çok başarılı bir dansçı gibi özgürce dans ediyordu.
Neydi onu bu kadar utangaç yapan, sessiz sessiz kendi köşesinde mutsuz suratıyla oturmasının sebebi neydi?
🤱
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Shyyyy
FanfictionUtangaç Jimin ve umursamaz, kaba ve sert Jungkook'un hikayesi #jikook 'ta 1. vay amk #kookmin'de 1. vay amk