Dayak

1.1K 75 231
                                    

"Jungkook polisler amcamı buldular mı?"

O orospu çocuğu Jimin'i dövdükten ve tehdit ettikten sonra resmen ortadan kaybolmuştu. Onu kendi ellerimle cezalandıracaktım ama korkusundan evine bile gitmeyip kaçtığı için polise gitmek zorunda kalmıştım.

Önce bu kadar tehdit edip de sonra ne diye kaçardı ki bir insan?

"Bilmiyorum yavrum bulsalar haber verirlerdi ama. Demekki bulamamışlar daha."

Jimin'le koltukta  battaniyenin altında birbirimize sarılmış, sıcacık yatıyorduk. Tatilin ilk haftası bitmişti. Bu süreçte pek evden dışarı çıkmamıştık.

Zaten okul dönemi sürekli okulda ya da kütüphanede oluyorduk ve bu hem evimizi hem de birbirimizi, yalnız olmamızı özlememize sebep oluyordu.

O yüzden bu zamanları dışarıda insanların içinde geçirmeyi tercih etmemiştik.

Başbaşa gezme işini yaz tatiline bırakmak daha mantıklıydı hem, sınav senemizde olduğumuz için böyle düşünmüştük.

"Sence başka bir şey planlıyor olabilir mi?"

Düşündüm. O herif cesaretli bile dursa korkağın tekiydi. Hiç sanmıyordum bir şeyler düşündüğünü. Hem de o kuş kadar beyniyle.

"Sanmıyorum civcivim. Muhtemelen polislerin peşine takılacağından korkmuştur. Ama sen sıkma canını. Ben hep senin yanındayım. Tuvalete de gitsen gelirim peşinden."

Kafasını göğsümden kaldırıp abartı bir ifadeyle baktı.

"Abartma."

"Ne abartma? Gelirim istediğim gibi. Sevgilim değil misin?"

"Jungkook tamam sevgilimsin de.. Tuvalet bu. Olmaz."

"Niye ki yavrum sen zaten gül sıçmıyor musun? Popişinde güller bitmiyor muydu senin? Kandırıldım mı?"

Öylece baktı bana. Ne hissedeceğini bilememiş gibiydi.

"Jungkook sen beni biraz abartıyor olabilir misin acaba?"

Gülmekle gülmemek arasında gidip geldi. Ben gayet ciddiydim.

"Bu güzellik benim gibi sıçıyor olamaz Jimin. Hayır. Kandıramazsın beni. Sus. Konuşma daha fazla."

Jimin artık kahkahalarla gülerken ben onu izlemekle meşguldüm.

"Tamam öyle olsun. Ama.. Ama senin de illaki diğer erkeklerden farkın vardır."

Kaşlarımı kaldırdım. "Niyeymiş o?"

"Çünküü.."

Elleri göğsüme indi. "Sen çok çok çok yakışıklısınn.. çekicisin.." sessizce devam etti. "Seksisin."

Yüzümdeki ifade gülümsemeye çevrilirken sıkıca tuttuğum bedenini iyice üstüme çektim.

"Hmm.. Çok mu beğeniyorsun beni?"

Kafasını gömdüğü yerden kaldırmadan onayladı.

"İçin mi gidiyor yoksa bana?"

Biraz bekledi utangaç bebeğim, sonra tekrar onayladı.

"Sen heralde bugünkü sabah akşam postasından akıllanmadın. Gece oldu üçüncüsü gelir bak."

Kollarını hemen sardı bana. "Hayıır. Çok yoruldum yeter bu kadar."

"O zaman böyle konuşma sarı. Zaten iddayı kaybettin çoktan. Hatırladıkça daha da coşasım geliyor."

Kaşlarını çatarak bana baktı.

I'm ShyyyyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin