21.Bölüm

363 18 5
                                    

ARKADAŞLAR KİTABIMI BASTIRMAYI DÜŞÜNÜYORUMMMM
NE DERİZ?




"Affetmek mi? En zor şeyleri bile bağışlar mı bir insan?"

Korkuyla bakıyordum. Donmuştum, hiçbir şey yapamıyordum. Ben... Benim yüzümden. Yağız benim yüzümden vurulmuştu. Olamaz, hayır!
"Yağız," dedim titreyen sesimle. "Yağız kalk, gidelim." diye ekledim daha sonra. Sızlanıyordu, ama konuşamıyordu. Yağız'ı vuran adamın buraya geldiğini hissediyordum. Şimdi ne yapacaktım?
Tekrardan, çok yakından bir patlama sesiyle kulaklarıma daha da baskı yaptım. Çığlıklarım da bir yana tabi.
"İyi misin?"
Korkuyla kafamı kaldırıp baktım. Kaşlarımı çattım adamla göz göze geldiğimizde. Bu adam... Davetteki adamdı.
Efe.
Ama burada ne işi vardı ki?
"İyi misin?" dedi tekrardan. Biraz telaşlıydı bana bakarken. Kafamı salladım korkuyla. Sesim de titriyordu. "Yağız vuruldu..."
Elini dizime yerleştirildi kısa bir ara. "Tamam sakin ol şimdi. Ben Yağız'ı götüreceğim, sende beni takip edeceksin, tamam mı?"
Zaten başka da şansım yoktu. Kafamı salladım korkuyla. Daha sonra ayağa kalktı, etrafına bakındı. "Hadi."
Yağız'ın yanına ilerledi. Tekrardan eğildiğinde, "Yağız, iyi misin? Ses ver." dedi. Ayağa kalktım. Yağız'a baktım.
Yağız sızlanarak, "Naz'ı götür buradan!" dedi. Bu durumda bile beni mi düşünüyordu?
Efe daha sonra Yağız'ı zar zor kucağına aldı. Yağız sol kolundan vurulmuştu.
Efe'yle göz göze geldiğimizde, "Belimdeki silahı al!" dedi hemen. Kaşlarımı çattım, ama ne diyorsa yaptım. Silahı almak için biraz tişörtünü kaldırdım.
Silahı aldığımda hızla yürümeye başladık. "Eğer biri çıkarsa önümüze, sen bizi koruyacaksın."
Ellerim titrerken mi? Acıyla yutkundum. Efe'de çok hızlı yürüyordu. Arkasından hızla ilerliyordum...
Yağız sızlanarak birşeyler söyledi. Anlayamadım. Efe nefesini verdi. "Tamam, biliyorum orayı. Yorma kendini."

...

Bir villanın önündeydik. Bu ev de yine ormanın içindeydi. Birkaç adam ve iki doktor geldi. Sedyeye aldılar hemen Yağız'ı.
Efe, "Sol kolundan vuruldu, hemen kurşunun çıkarılması gerekiyor!" dedi doktorlara bakarken.
Doktorlar hiç beklemeden gittiler. İnşallah Yağız iyi olur. Kendime gelmeye çalıştım ama nafile.
Efe'yle göz göze geldiğimizde silahı uzattım. Ellerim daha da titiyordu. Silahı yavaşça elimden aldı. Gülümsedi hafifçe gözlerime bakarken. "Yukarıya çık. Kara'nın adamları var, korkma."
Kafamı salladım sadece. Arkamı dönüp hızla merdivenlere yöneldim. Taşlardan merdiven yapmışlardı. Hızla çıkmaya başladım, çok hızla.

Yukarıya çıktığımda karşıma iki tane adam çıktı. İkisi de üzerindeki ceketininin düğmelerini vurdu. "Hoşgeldiniz."
Diğer adamda kapıyı açtı, kapı tahtadandı ve girdiğim anda büyük bir balkon vardı.
"Bir isteğiniz var mı efendim?"
Birşey söylemeden etrafa bakınmaya başladım. Kapıyı arkamdan kapattılar. Hemen kenarda merdivenler vardı. Yanında kapı vardı. Merdivenlere ilerledim. Hızla yukarıya çıktım. Üç katlıydı ev. En üst kata çıktığımda çatı katıydı.
Yine balkon vardı. Geçip sallanan koltuğa attım kendimi. Ağlıyordum. Benim yüzümden biri vurulmuştu, ben orada ısrar etmeseydim gidecektik, birşey olmayacaktı.
Karşımdaki büsbüyük ormanı izlerken kendimden geçmiştim. O kadar değişik bir ambiansı vardı ki.

...

(Yazarın anlatımıyla...)
Kerem çatı katına çıktığında Naz'ı arıyordu. Balkona çıktığında gülümseyerek Naz'a baktı bir süre. Naz uyumuştu.
Daha sonra Naz'ın yanına ilerledi. Kucağına aldı yavaşça, bir o kadar da sessizce. "Gülüm," dedi gülümseyerek.
En alt kata indiğinde Naz'ı yatağa bıraktı, üzerini örttü daha sonra. Bir süre öylece izledi Naz'ı. Daha sonra dışarıya çıkıp kapıyı çekti.
Bir süre kaşlarını çatmış kapıya doğru ilerledi. Efe içeriye girdiğinde Kerem'in adamları da girdi. Kerem kafasıyla gitmelerini işaret etti adamlara. Baş başa kaldıklarında Efe birkaç adım daha attı Kerem'e doğru.
Kerem kaşlarını çatmış Efe'ye bakıyordu. "Neden yaptın?" diye sordu ifadesiz bir şekilde Kerem.
Efe gülümseyerek baktı bir süre. "Biz dostuz Kara..."
"Neden bana yardım ettin?" dedi Kerem sert bir şekilde. Efe nefesini verdi. Kafasını salladı olumsuz anlamda. "Biz eski dostuz Kara," dedi daha sonra.
Kerem kaşlarını havaya kaldırdı. Efe tekrardan nefesini verdi. "Naz'a selamlarımı ilet," diye ekledi daha sonra.
Efe hızla arkasını dönüp giderken Kerem arkasından dik dik baktı.

BÖYLE SEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin