22.Bölüm

359 14 2
                                    

22.Bölüm

Kitap Şarkısı-
Kahraman Deniz: Böyle Sever

Vote ve yorum atmayı unutmayın...

"Ben hiç sevgi görmedim, nereden bileyim aşkı?!"

Söylediği kelimeyi kafamda kaç defa tekrar etsem de bir çıkış bulamamıştım. Öldürmek mi? Hem de kardeşim dediğin adamın ailesini öldürmek mi?
Acıyla bakıyordum. Benim şu an delirmem lazımdı sinirden! Ama ben sadece ağlıyordum.
Dikkatlice Kerem'in yüzüne baktım. Gözleri dolmuştu ama gözyaşı yoktu.

Göz yaşlarını içine mi atıyordu?

"Öldürdüm!" diye ekledi kısa bir süre sonra. Ama acıyla söylediğinin kendi de farkında değildi. Şu an Kerem'i kim böyle görse...
"O kadar kolay mı diyorsun değil mi?"
Kafamı sallamakla yetindim. Ama bana bakmıyordu. Dudaklarımı ıslattım.

Benim neden canım acıyordu?

"Beni affettiğini söylüyor hep ama hiçbir zaman inanmadım."
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Ellerimle saçlarımı arkaya attırırken nefesimi verdim.
Kerem şu an o kadar çaresizdi ki... En azından öyle görünüyordu.
"Hiçbir şeyim de yok zaten," dedi yutkunmaya çalışırken. Acıyla yutkundum. Acılar öyle hemen geçer mi ki zaten? Uzun süre içine içine işler insanın.
Ayağa kalktığımda göz göze geldik. Nefesimi verirken yanına ilerledim. Karşısında durduğumda ayaklarının önünde, dizlerimin üzerine çöktüm.
Dizlerinin üzerindeki ellerini tuttum daha sonra sıkıca. Okşamaya başladım gözlerine bakarken. Şaşırmıştı ama yine de gülümsedi acıyla.
"Ben herşey olurum sana," dedim sessizce gülümseyerek. "Sen yeter ki üzülme."
Yutkundu gözlerimi incelerken. Kaşlarını çattı anlamamış gibi daha sonra. Gülümsemeye devam ettim ama gülümsememe karşılık vermedi.

"Bir de öpüşün."

Yağız'ın sesiyle ikimizde kafamızı çevirip baktık. Acıyla gülerek bize bakıyordu. Gülümsemem daha geniş bir hal alırken neşem yerine geliyordu. Yağız uyanmıştı.
Kerem'in ellerini bırakıp ayağa kalktığımda nefesimi verdim. Kerem kaşlarını çatmış Yağız'a bakıyordu. "Saçma saçma konuşma lan. Kurşun kafa mı yaptı?"
Kerem'in bu sözlerine dayanamayıp güldüm, Yağız'da bana eşlik etti. Kerem'in güleceği yoktu. Kapının tıklatılmasıyla kapıya baktım. Hasan içeriye girip elindeki yemekleri masaya bıraktı.  "Abi başka bir şey var mı?" diye sordu daha sonra.

"Yok," dedi Kerem net bir şekilde. Hasan çıkıp giderken masaya doğru ilerledim. "Ben yemekleri katayım o zaman."
Yağız'ın gülme sesleri hala geliyordu. Sen vurulmadın mı? Ne bu enerji, komiklik? Belki de uyumuyordu bizi dinliyordu.
Kerem'in arkamdaki varlığını hissettiğimde yutkundum. Hemen sonra kafamı çevirip baktım. Hemen arkamdaydı. Yanıma geçtiğinde gülümsedi. Bende eşlik ettim.
"Yardım edeyim mi?" diye sordu. Kerem Kara'yı kabul etmemek olur mu?
~Olur olur.
Kafamı salladım hafifçe gülümserken. "Et bakalım."

***

Kerem'le yan yana oturuyorduk, Yağız karşımdaydı. Yemeklerimizi yiyorduk. Fazla bir sessizlik olmuştu, Yağız sessizliği böldü en sonunda. "Ee, nasıl gidiyor Kara?" dedi gülerek. Kerem nefesini vermekle yetindi. Yemeğime devam ettim.
"Düğün ne zaman?"
Kerem'in sinirlendiğini her yerden anlardım. Nefesini verdi tekrardan. "Lan oğlum, sen vurulmadın mı? Yemeğini ye, Allah'ına şükret!"
Yağız çocuk gibi dudaklarını kıvırdı. "Eşek kadar adamım, bir kurşunla ölecek olsaydım bu işe girmezdim!"

Kerem sabır çekerken gülmeden edemedim. Yağız'da bana eşlik etti. Kerem bir sinirle ayağa kalktı. Hızla dışarıya çıktı. Ne var ki bunda bu kadar sinirlenecek?
Yağız'la göz göze geldiğimizde gülmeye devam ediyordu ama benim gülümsemem silindi yavaş yavaş.
"Ee, yenge. Kara'yı adam etme yolunda..."
"Biliyorsun," dedim nefesimi verirken. "Gerçekten sevgili değiliz..."
"Hiç te öyle görünmüyor yenge. Kara sana neden hediye veriyor o zaman? Bana hiç vermedi mesela. Seni benden daha çok düşünüyor."
Gülümseyerek karşılık verdim sadece. "Hediyeyle ne alakası..."
"Hem seni daha doğru düzgün tanımıyor ki."
Gülümsemem silinirken yutkundum. Yağız lokmasını yuttuğunda nefesini verdi. "Zaten tanımadığı insanları sevmez ki."
Ayağa kalktım. Nefesimi vermeden edemedim. Yağız'la göz göze geldiğimizde kaşlarını çattı. "Ne oldu yenge?"
"Ben biraz hava alacağım."
Hızla kapıya doğru ilerledim. Arkamdan gülüyordu.
"Kara'yı özledim demiyor da."
Dışarıya çıktığımda kapıyı çektim. Hafif hafif yağmur yağıyordu. Hava oldukça soğuktu. Ellerimle kollarımı sıvazladım. Etraf baya karanlıktı, evden ışıklar ormanı ışıtıyordu.

BÖYLE SEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin