29.Bölüm
"Kimse ne düşündüğüne bakmaz, görünen önemlidir."
Evlenmek, evlenmek evlenmek. Kerem'le mi? Evet evet. Neler diyordu bu?
Bu da sevgililiğimiz gibi sahte olacaktı. Kurallar yine çiğnenemezdi.
Nefesimi verdim. Herkesin bizi alkışlamasıyla daha da bir ateş basıyordu. Ellerim titriyordu, ayaklarım da. Sahneden indiğimde arada bir tebrik sözcükleri duyuyordum. Bir sürü güzel iltifatlar alıyorduk daha doğrusu.
Esin'le Yağız'ın yanına döndüğümüzde ikisi de gülerek bize bakıyordu. Kerem Esin'le tanıştı, daha doğrusu tanışmış gibi yaptı.
Yağız gülerek başladı tabi konuşmaya. "Ne zaman karar verdiniz Kara evlenmeye? Çocuk yapacağız, bir de evlenelim mi dediniz?"
Kerem dik dik Yağız'a bakarken Esin şaşkınlıkla bana baktı. "Ne? Bir de çocuk mu yapacaksınız?"
Nefesini verdim. Dayanamayıp gülümsedim tabi ki yine. "Hayır kardeşim, Yağız yine abartıyor."
Kerem'de katıldı hemen bana. "Evet evet. Bende onu abartacağım."Yağız yutkunurken Kerem'den gözlerini kaçırdı. "Tamam Kara. Ne sinirleniyorsun?"
"Tamam sevgilim." dedim gülümseyerek. Gözlerine baktım. O an eridiğimi hissettim. Çok güzel bakmıştı.
"Tamam." dedi hafif tebessümle.
"Gidelim artık Kara ya, polisler gelmeden." dedi Yağız iç çekerek.
Kerem kaşlarını çattı. "Evet, tamam. Hadi gidelim. Gülüm."
"Esin sende gelsene bizimle. Hem konuşuruz biraz."
Kafasını salladı hafifçe. Gülümsüyordu hafifçe. "Bilmem ki? Rahatsız etmeyeyim sizi. Enişte..."
Kerem'e baktı daha sonra. Kerem hemen kafasını salladı hafifçe. "Yok ne rahatsızlığı Esin? Gel tabi."Dışarıya çıktığımızda Kerem arabanın kapısını açtı, teşekkür edip bindiğimde kapıyı kapattı hemen.
Esin Yağız'la gelecekti. Kerem Esin'in gelmesi konusunda hoşnut değildi, fark etmiştim.
Kerem arabaya bindiğinde kemerlerimizi taktık hemen. Arabayı çalıştırdığında hemen sorumu sordum.
"Esin'in evine gelmesi canını mı sıktı?"
Hızla gaza bastığında geriye yaslandım iyice. Anlıyorum ki evet demek bu.
"Özür dilerim ben. Kendi evim sandım bir an..."
"Senin evin zaten," dedi. "Sadece hazırlıksız yakalandık. Yağız onu oyalaya oyalaya getirecek."
"O sürede ne hazırlayacaksın sevgilim?"
"Ben değil. Adamlar hazırlar."Nefesimi verdim. İnce düşünüşlü. Bir şeye yine canı sıkılıyor gibiydi. Anlatmasını istiyordum.
~Hani evleneceksiniz ya, birşey demedin.
"Ani bir karardı," dedi düşünceli bir şekilde. Kafamı salladım hafifçe.
"Bence de."
"Hoşuna gitmedi galiba?"
"Hayır. Sadece o kadın orada saçmalarken birşey demedin. Yoksa saçmalamıyor muydu?"
"Ben senin güzelliğine odaklıydım gülüm," dedi gülümseyerek. Bütün sinirim kaybolmuştu bir anda.
Bir süre sessizliğin ardından gülümsedi. "Bir kere başından yanlış. Ben seni seviyorum."
Seviyorum. Ne kadar da güzel bir kelime. Rüyada gibiyim gerçekten. Eğer rüyasa uyanmak istemiyorum.
Birşey demek yerine gülümsedim. Ama birşey demem lazımdı. Demedim._____
Eve geldiğimizde Kerem çok yorgun bakıyordu. Gözlerimiz birleştiğinde hafifçe gülümsedi. "Gülüm, Esin birinci kattaki odada kalsın."
Kafamı salladım onaylar şekilde. "Tamam sevgilim."
Gülümseyerek aramızdaki mesafeyi kapattı. "Çok yorulduk değil mi?"
Kafamı salladım gülümserken. "Ben yorulmadım."
Dudaklarını kıvırdı çocuk gibi. Ay, çok tatlı.
"Uyuyalım artık," dedi gülümseyerek. Kaşlarımı çattım. Evet, birşeye canı sıkılmıştı.
Masanın üzerine fırlattığı ödülüne gözüm kaydı. Türkiye'nin birincisi olmuştu ama umrunda da değildi.
Neye canın sıkıldı yine?
"Ne oldu?" dedi gülümseyerek. Ellerini belime sarmıştı.
Dudaklarımı ıslattım. Gözlerini incelemeye başladım. "Birşeye canın mı sıkıldı senin?" dedim sessizce.Kaşlarını çattı. "O da nereden çıktı?" dedi gülümseyerek. Kafamı salladım hafifçe. "Ne bileyim. Yüzün bir düşük..."
"Ben çok mutluyum," dedi gülümseyerek. "Sen yanımdasın. Çok mutluyum gülüm."
Gülümsedim hafifçe. Boynuma doğru eğilip derin derin nefesler alıp verdi.
Gözlerimi kapadım yavaşça, bende kafamı omuzuna yerleştirdim.
Kapının açılmasıyla hemen ayrıldık. Kendime gelmeye çalışırken gözlerimi açtım.
Yağız'la Esin gelmişlerdi. İçeriye girdiklerinde bizi de o şekilde görmüşlerdi tabi ki.
Yağız kapıyı kapatırken güldü. "Rahatsız mı ettik?"
Kafamı salladım hafifçe. "Hoşgeldiniz."
Kerem her zamanki gibi dik dik bakıyordu Yağız'a. Ama sevdiğindendi, gerçekten sinirlense öyle bakmaz biliyorum.
"Eviniz çok güzelmiş." dedi Esin etrafa bakınırken. Gülümseyerek karşılık verdim.
"Tek sıkıntısı ormanda." dedi Yağız gülerken. Esin'in koluna girdim.
"Gel biz yukarıya çıkalım."
"Olur," diye yanıtladı beni hemen. Hızla merdivenlere yöneldik.
Hızla üst kata çıktığımızda Esin herşeyi anlatmamı bekliyordu, çok heyecanlıydı.Evin ön tarafını gösteren bir odaya girdik, baya da genişti. Banyo ve tuvaleti hemen karşımdaki kapının ardındaydı.
Yatak iki kişilikti. İki tane dolap vardı ve beyazdı. İki tane masa, biri makyaj masasıydı. Hemen karşıdaki pencerenin perdeleri beyazdı. Kerem bunları ne ara hallettirmişti?
"Harika burası," dedi Esin gülerken. Gözleri parlıyordu sanki.
"Tamam. Sen yerleş o zaman kardeşim."
Hemen kolumu tuttu. "Yerleşeceğim birşey yok. Bana bir kıyafet ver şu önlükten kurtulayım. Daha sonra bana herşeyi anlat." dedi heyecanla gülerken.
Kafamı salladım gülümserken. "Tamam. İlk kıyafet alıp geleyim o zaman."
"Hemen gel. Bekliyorum."
Yukarıya çıktığımda Kerem'de arkamdan gelmişti. Kendi odama girdiğimde hemen arkamdan geldi."Kendi odanda mı uyuyacaksın gülüm?" dedi anlamayarak bakarken.
Dolaptan bir tişört, bir eşofman bir şort aldım.
Kerem'e döndüğümde gülümsedim. "Hayır. Esin'le konuşacağız biraz."
"Biraz," dedi gülümseyerek. "Peki gülüm. Ne söyleyip söylemeyeceğini biliyorsun."
Kafamı salladım. "Biliyorum."
Yanından geçip hızla merdivenlere ilerledim.
Arkamdan bakıyordu, yine birşeyler olmuştu hissediyordum.
Hızla birinci kata indiğimde Esin'in odasına girdim.Yatağa oturmuştu. Beni gördüğünde ayağa kalktı. Elimdeki kıyafetleri yatağın üzerine bıraktım. "Rahat olur diye eşofman getirdim."
Gülerken aldı yatağın üzerinden. Şort ve tişörtü. "Giyinip geliyorum kardeşim."
Hızla banyoya ilerledi, kapı kapandığında nefesimi verdim....
İki, üç saat aralıksız konuşmuştuk galiba. Şu an ikimizin de uykusu vardı.
Nefesimi verirken kollarımın altındaki yastığı bıraktım.
"Uyuyalım artık yeter. Sabah konuşuruz."
Esnedi kısa bir ara. "Daha evlenmenizi anlatacaksın Naz ya. Ben hemen gidip içecek birşeyler getireyim."
Nefesimi verdim tekrardan. Ne ara mutfağın yerini öğrendin canım kardeşim?
Çıkıp gittiğinde nefesimi verdim. Kapı açık kalmıştı. Kapıya bakışlarımı çevirdiğimde gözlerim kocaman oldu.Bu kapının önündeki adam... Cemil'di. Korkunç bir şekilde sırıtarak bana bakıyordu. "Hayır!" diye bağırdım. Olduğu yerde dikilmiş bana bakıyordu.
"Sen nasıl geldin?!" diye bağırdım hemen sonra. "Nasıl geldin!?" Titiyordum. Olduğum yerde donakalmıştım.
"Herşey bitti mi sandın kızım?!" dedi dişlerinin arasından. Kafamı salladım korkuyla.
Ayağa kalktığım gibi bağırmaya başladım. "Defol git! Kerem, Kerem!" Bağıramıyordum. Sesim çıkmıyordu. "Git, git..."Gözlerim karardı. Kendimi yerde bulduğumda gözlerim kapanıyordu. Heryer yavaş yavaş karanlık oluyordu.
Evvveett bölüm sonuuu
Yeni bir kurgu kitabı yazıyorum, aşksız olur mu olmaaazzzz
Diğer kitaplarıma da bakmayı unutmayın optuuummm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖYLE SEVER
Romance"Ben nasıl bir kadınım?!" dedim bağırarak. Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. "Sen çok güzel bir kadınsın," dedi, nefesini yüzümde hissettim. Bana, 'güzel,' dedi. Gözlerini inceledim uzun süre... Yavaşça öptüm dudağından. Ah, sen ne iyi adamsın.