31.Bölüm

333 14 6
                                    


Uzun bir aradan sonra tekrardan buradayım...
Keremi cok ozlemisim ya

Bu arada bu kitabımı tamamen yazmayı bitirdim (final yaptım)

Sonu kötü bitti, ikinci serisini yapayım mı?

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum iyi okumalar...


31.Bölüm

"Kime desem derdimi ben, kim anlar acılarımı, yaralarımı?"

...

Adam dik dik bana bakarken bende dik dik baktım. Bu gözler bir yerden tanıdık geliyordu. Yeşil gözlüydü.

Efe'ydi bu. Nefesimi verdim. Yüzündeki bereyi çıkardığında saçları hep dağıldı.
Bir süre saçıyla oynadıktan sonra bana baktı.

"Nasılsın bakalım?" dedi gülümseyerek. Kaşlarımı çattım sinirle. Bu adam buraya nasıl gelebilmişti?!

"Sen ne arıyorsun burada?" Bağırmamıştım. Hemen eliyle susmamı işaret etti. "Şş, sessiz ol küçük kız. Daha fazla bağırırsan iyi olmaz."

Yutkunmaya çalıştım zar zor. Bir süre beni inceledikten sonra nefesini verdi. "Gitmeye niyetli değilsin galiba?" diye sordu.

Bende nefesimi verdim taklit eder gibi. "Ne saçmalıyorsun bilmiyorum. Ben Kerem'i seviyorum, evleneceğiz..."

"Şşt, devam etme küçüğüm."

Kaşlarımı çattım bakarken. Şu ana kadar hep yardım etmişti bana. Bu adamın derdi neydi?

"Ama Kara bey seni sevmiyor, öyle değil mi?"

"Seviyor, hem sana ne bundan."

Kafasını salladı hafifçe. "Her neyse. Benim Kara'nın odasına çıkmam lazım."

Sinirle bağırdım hemen. "Ne diyorsun ya sen? Defol git hemen buradan! Nasıl geldiğine zaten şaştım..."

Gülümsedi hafifçe. "İlk öncelikle o sesini kıs canım benim. İkinci ve son olarak da, benim gidemeyeceğim, giremeyeceğim yer yok."

Merdivenlere ilerlediğinde sinirle arkasından bağırdım, hemen durup bana baktı.

"Eğer bir adım daha atarsan adamların hepsine haber veririm!"

"Hepsine mi?" dedi gülümseyerek. Diyemeyeceğimi sanıyor galiba.
"Beş saniyen var defolup gitmek için!"

Nefesini verirken kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açıp çıktığında hala nefes nefeseydim.

Şu kapı bir türlü tam kapanmıyordu, elini sallayan içeriye giriyordu.
Kendime gelmeye çalışırken hızla bende dışarıya çıktım.

Karnımda bir el hissettiğimde hemen telaşla baktım.
Efe'ydi. "Üzgünüm canım." dedi sessizce. Hemen sonra ağzıma birşey bastırdı, gözlerim kapanırken gülümsemişti Efe.

***

Gözlerimi açtığımda saat çoktan öğleyi geçmişti. Saat altıydı. Şaşkınlıkla etrafıma bakındım.

Hiçbir ses yoktu. Efe beni bayıltıp gitmişti. Kerem'le ne alıp veremediği vardı hiçbir şey anlamıyordum.

Ama bunu hemen birine söylemeliydim. Kerem'in bilmesi lazımdı.

Dışarıya çıktığımda nefesimi verdim. Hızla merdivenlerden indiğimde Mehmet karşıma çıktı. Nefesimi toparlamaya çalıştım. "Yağız nerede?" dedim hemen sonra.

BÖYLE SEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin