33.Bölüm

295 13 3
                                    

33.Bölüm

Kitap Şarkısı-
Kahraman Deniz: Böyle Sever

"Sevgisiz büyüyen bir adamdım. Annem bile sevemedi beni."

(Esin'in Anlatımıyla:)

Bildiğim birkaç yemek yaptım. Yabancıların yemekleri ön plandaydı daha çok. Tarife bakarak yapmıştım. Umarım tatları da güzeldir.

Mutfağın kapısının yanına ilerledim. Etrafıma bakındım bir süre, kimseler yoktu. İçeriye girip kapıyı kapattım.

Tezgaha ilerlerken sağ elimi göğüslerimin arasındaki kulaklığa götürdüm. Alır almaz kulağıma taktım hemen. "Yağız."
Hiçbir hareketlilik olmadı. Bekledim, bekledim. Hiç birşey yoktu.
Her an da biri gelebilirdi.

"Yağız!" dedim dişlerimin arasından. Sessiz kalmaktan da hoşlanmam ki ben.
"Efendim Esin..."

"Ne yapıyorsun ya sen?"

"Tamam sakin ol."

Nefesimi verdim. Yutkundum daha sonra. "Tamam. Evdeyim ben şimdi, Kenan'da her an gelebilir."

"Tamam. Sen sakın yakalanma tamam mı? Egemen'in orada olup olmadığını öğrenmen lazım..."

"Tamam, biri geliyor."

Kulaklığı hemen çıkarıp göğüslerimin arasına yerleştirdim. Ayak sesleri geliyordu, yaklaştıkça yaklaşıyordu.

Hemen kendime gelmeye çalıştım, yemeklere odaklandım. Masadaki kaşığı alıp, önümdeki kazanın kapağını kaldırdım. Çorbanın tadına baktım, gerçekten de güzeldi.

"Mine."

Kenan'ın sesiyle birlikte kafamı çevirip baktım. Bana bakıyordu dikkatle, bir yandan da gülümsüyordu.
Gülümsedim hafifçe. Kazanın kapağını geri kapadım daha sonra. Kaşığı tezgahın içine bıraktım daha sonra.
"Hoşgeldin, yemekler hazır."

"Harika kokuyu aldım zaten." dedi gülümseyerek. İlerledim yanına yavaş adımlarla. Karşısında durduğumda nazikçe gülümsemeyi de ihmal etmedim.
"Yemeğini nerede yersin, masaya mı hazırlıyayım? Yoksa odanda mı yersin?"

Dudaklarını ıslattı gözlerime bakarken. Çok değişik bakıyordu, yiyecek gibi. Yemekleri yiyeceksin beni değil.

Aramızdaki küçük mesafeyi de kapattı. "Çok düşüncelisin Mine, teşekkür ederim." dedi sessizce.

Bozuntuya vermeden gülümsedim. Fazla yakında duruyordu. Kalbim daha da hızlı atıyordu. Saçmalıyorum ve tamamen kesiyorum bunu.

Geriye çekildim bir iki adım. "Rica ederim, afiyet olsun. Ben biraz yorgunum da odama çıkıp dinlenebilir miyim?"

"O ne demek? Tabi ki, ikinci kattaki ilk oda."

Gülümsedim hafifçe. "Teşekkür ederim. Afiyet olsun tekrardan."

"Ben teşekkür ederim."

Yanından geçip hızla merdivenlere yöneldim. Bir değişikti sanki tavrı, bir garipti.

Bende ajan olacak kadınmışım gerçekten.

...

Üzerimdeki bedenimi sıkan elbiseden kurtulmuştum. Ama yine onun gibi açık birşeyler giyinmiştim.

Kulaklığı da valize saklamıştım. Şu valizdeki gizli bölmeyi göstermeselerdi bulamazdım gerçekten. Ne de değişikti. Valizde kocamandı bu arada.

BÖYLE SEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin