10.Bölüm

520 14 10
                                    

10. Bölüm

"Düşünmek ince insanların işidir."

Kerem dikkatle dönüp baktı. Naz ona bakıyordu. "Ne var Naz?" Naz Kerem'e doğru ilerledi yavaş yavaş. "Birşey mi oldu?" dedi daha sonra.Kerem sinirle kafasını salladı. "İçeriye geç Naz." Naz Kerem'in gözlerine baktı dikatlice. "İyi misin sen?"
"Naz..." dedi Kerem sinirle. "İçeriye geç!" Naz kaşlarını çattı. "İyi değilsin. Sakin olsan bir..."
"Naz!" dedi hemen Kerem bağırarak. Naz gözlerini kapatıp açtı. Kafasını hafifçe salladı daha sonra.
"Tamam gidiyorum."

(Naz Aydın'dan:)

İçeriye geçip koltuğa oturdum hemen. Nefesimi verdim. Sinirini benden çıkarıyordu. Umrumda değildi. İyiliğini düşünüyordum ben sadece...

Sinirlenince eline ne geçecekti ki?

Kapının açılmasıyla birlikte nefesimi verdim. Kerem hızla merdivenlere ilerledi. Arkasından baktığımda hâla çok sinirliydi. Geçecek gibi de görünmüyordu.
Kalkıp dışarıya çıktım hızla. Kapıyı yavaşça kapattığımda Yağız'ın sigara içtiğini gördüm.
Beni fark etmesi için ayaklarımı yere vurdum bir iki defa. Dönüp bana baktı. "Yenge. Birşey mi oldu?"
Kafamı salladım hemen. Yağız'a doğru ilerledim.
"Hayır. Ben Kerem'i merak ediyorum. Ne oldu?"
Nefesini verdi. Kafasını hafifçe salladı. "Bana sinirlenmiş olabilir ama, bana sinirlenmesi bu kadar uzun sürmüyor. Levent'e siniri bozulmuştur..."
Nefesimi verdim. "Levent kim?"

Bir süre bekledi. Gözlerime baktı sadece.
"Kara nerede?" dedi daha sonra.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Odasındadır herhalde. O yukarıya çıkınca ben dışarıya çıktım..."
Kerem'in sesini duydum. Nefesini verdi. Dönüp bakacak cesaretim yoktu. Yağız'a bakmaya devam ettim.
"Orada mı?" dedim sessizce.
"Yaklaşık otuz saniyedir," dedi arkama bakarken.
Yutkundum. "Neden daha önce söylemiyorsun?" dedim sessizce. Yağız yanımdan geçip giderken nefesimi verdim.

"Bana dönmeyecek misin?"

Yutkundum. Yavaşça dönüp baktığımda bana bakıyordu Kerem. Gözlerini kısmıştı. Kafamı salladım hafifçe. "Şey aslında..."
"Ne aslında?"
Nefesimi verdim tekrardan. Yanına doğru ilerledim. Yanından geçeceğim sırada kolumu tuttu.
"Ne?" dedim hemen. "Geçiyorum içeriye işte." Kafasını hafifçe salladı. Gözleri dolmuştu, ama neden? "Dışarıya çıkmaman lazımdı Naz," dedi sessizce.
"Özür dilerim..."
"Özür dile diye söylemedim! Dışarıya çıkmasaydın özür dileme gereği duymazdın!"
Nefesimi verdim. "Haklısın."
Kolumu bıraktı yavaşça. "İçeriye geç ve bir daha dışarıya çıkma." Birşey söylemeden hızla içeriye girdim. Kapı kendiliğinden kapandı. Kerem geri açtı. İçeriye girip kapıyı kapattı. Merdivenlere ilerledim hızla. "Nereye?"
Dönüp baktım. Nefesimi verdim daha sonra. "Odama."
Bir süre bekledi. Gözlerime baktı.
"Tamam," dedi daha sonra. Arkamı dönüp hızla merdivenlerden çıkmaya başladım.

Odama çıktığımda kapıyı açtım sertçe. İçeriye geçtiğimde kapıyı ayağımla ittirdim.
Nefesimi verdim. Ne yapıyordum ben? Saçma sapan şeyler yapıyordum.

Bu kendini bilmez, vicdansız adamı ne düşünüyordum ki?!

Banyoya ilerledim hızla. Yüzümü yıkadıktan sonra aynadaki yansımamda kendime baktım. Kızarmıştım. Gözlerim dolmuştu. Kaşlarımı çattım.

Ne oluyordu böyle?

Dengesiz insanlardan da nefret ederim!
Odaya geri döndüğümde duvardaki saate baktım. Saat on ikiydi. Yatağıma geçip uzandım. Yorganı kafama kadar çektim daha sonra. Nefesimi verdim. Çok değişik hissediyordum. Boğazımda bir düğüm vardı sanki. Yutkunmaya çalışıyordum olmuyordu... Tekrardan nefesimi verdim.

Nefeslerim neden çoğalıyordu? Azalacağı yerde neden çoğalıyordu? Böyle bir yerde, böyle bir şekilde nefesimi tutmam gerekirken neden sürekli serbest bırakıyordum kendimi?
~Ruhun güven hissini almış çünkü Kerem beyimizden.

Gözlerimi kapattım sıkıca. Kerem'in bana o bakışları, bağırması aklımdan çıkmıyordu. Kerem bana sadece zarar veriyordu. Yıpratıyordu, kırıyordu. O vicdansız bir adamdı. Kendinden başka kimseyi düşünmeyen, burnu havada, zengin, şımartılmış biriydi. Herşey onun istediği gibi olacaktı. Oyun kuralına göre oynanacaktı.

Bizim sevgililiğimiz de bir oyunsa, oyunu kuralına göre oynayacaktı. Oynuyordu da. Yalnız olduğumuzda iki yabancı gibi, birileri varken gerçekten birbirini seven iki insan gibi...

İnsanlar elleriyle göstereceklerdi. İnsan insanı böyle sever mi diyeceklerdi.

İşte, dokuz ay bu oyuna katlanmak zorundaydım. Dokuz ayın sonunda yine normal hayatıma dönecektim.


Bok dönersin Naz - (afedersin sevgili okurum, bunu içimden söylemem gerekti ahahahh)

Sizleri seviyorummmmm vote ve yorum 💃

BÖYLE SEVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin