16. Bölüm

2.8K 190 14
                                    

Dicel'nin Anlatımıyla

Ankarada göreve başlamışsın hayırlı olsun Üsteğmenim. Sizin gibi güzel bir askerle aynı şehirde olmaktan mutluluk duyarım. Çiçekler en sevdiğinizden.

Dr. Atakan GÜRSOY

Notu okuduğumda alt dudağımı ısırdım, Fırat'a baktığımda benden açıklama bekleyen gözlerle bana bakıyordu.

"Daha müsait bir yerde konuşsak." Fırat dediğimle başını sallayıp hızla odadan çıktığı nda ben de arkasından ona yetişmeye çalışırken bir yandan da nasıl bir açıklama yapacaktım onu düşünüyordum.

Fırat kendi odasının önüne geldiğinde kapıyı açıp içeri girdi. Arkasından ben de girdiğimde kapıyı sert bir şekilde kapattı. Fırat odada sinirli bir şekilde yürümeye başladığında koltuklardan birine oturdum.

İşte şimdi sıçtın Dicle. Sen nasıl açıklayacaksın bu durumu şimdi?

Sağol iç ses çok yardımcı oluyorsun gerçekten!

Ben ne yapabilirim ki?

İç sesinden hayır gelmeyeceğini anlayınca oturduğum sandalyeden ayağa kalkıp Fırat'ın karşısına geçtim.

Karşısına geçtiğimde hırsla attığı adımları durmuştu ve beni geçmek için sağa hamle yaptığında ben sağa geçtim, bu sefer sola yaptığında ben de aynı şekilde sola yaptım. Gözlerini kapatıp "Dicle, çekilir misin?" sinirle kurduğu cümle ricadan daha çok emir olsa da çekilmedim.

"Sakin ol anlatıyım, boş yere sinirlenmeden önce bir dinle." Fırat cümlemle ellerini sinirle saçlarından geçirirken arkasına döndü.

Eliyle masadaki çiçeği gösterdi. "Lavuğun biri geliyor sevgilime çiçek yolluyor, güzel olduğu imasını yaparak yürüyor üstüne bir de çiçekler en sevdiğinizden yazıyor. Ben buna sinirlenmiyim öyle mi?"

Aslında şöyle bir düşününce haklı gibi Dicle.

Onun bende farkındayım iç ses haklı ama bizim onu şu an sakinleştirmemiz gerekiyor, aksi taktirde gidip Atakanın ağzını burnunu kıracak.

Karşısına geçip ellerimi kollarına koruduğumda tüm dikkatini bana verdi. "Haklısın ama lütfen beni bir dinle."

"Tamam dinliyorum ama umarım bu Atacan denilen lavuğun ağzını burnunu kırmamam için beni ikna edeceksen hiç boşa uğraşma."

İsmi bilerek yanlış söylemesini düzeltmeden konuşmaya başladım, yoksa başka bir tartışmaya sebep olabilirdi.

"Atakan'la Bursaya geçici süreliğine gittiğimde tanışmıştık, orda revir doktoruydu. Ben görevde yaralanınca hastaneye gitmek istemedim, öyle olunca da Albay revire gidip muayne olmam için emri verdi. Bende Albay emir verince mebur gittimek zorunda kaldım, o günde devirde o görevliydi, benle konuşmaya çalışsada ben pek cevap vermemiştim daha sonrasında da sürekli gelip sohbet etmeye çalışmıştı ama ben ya tersledim ya da kısa cevap verdim. Şimdi hangi samimiyete dayanıp çiçek yolladı inan bilmiyorum."

"Sana başka bir şey demedi değil mi?"

"Hayır."

Fırat tek kaşını emin misin der gibi kaldırdığında bakışlarımı kaçırdım.

Bence anlat Dicle başka yerden öğreneceğine senden öğrensin.

Kaderin OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin