Dicle'nin Anlatımıyla
"Ne kararı verdin?"
"Görüşeceğim. Dediğin gibi içimde bir burukluk kalsın istemem. Hem bu sefer yalnız değilim." dediğimde yüzünde tebessüm oluştu.
Biraz daha oturduktan sonra uyumak için kalktık. Yatağa yattığımda kendi kendime mırıldandım "Her şey düzelecek korkma."
~~~
Saçlarımı topladıktan sonra çantamı ve yastığımı alıp odadan çıktım.
Fırat bavulları aşağı indirdiği için bende herşeyi alıp almadığımıza baktım.
Aşağı indiğimde arabaya binip oturduğumda Fırat arabaya çalıştırdığında yastığı kucağıma alıp kafamı koydum. "Sen o yastığı neden bu kadar seviyorsun?" diye sordu.
"Çünkü uzun yolculuklarda hep bu yastığı yanıma alıyorum uyuyacağım diye." cevap verdim.
O bu halime gülümsedi. Uyumadan önce mırıldandım.
"Biraz uyuduktan sonra ben sürerim arabayı sen uyursun." diyip gözlerimi kapattım.
"Dicle hadi uyan Dicle." Fıratın sesini duyunca kısıkça araladım. Etrafıma baktım "Nerdeyiz?"
"Eve geldik Dicle." demesiyle bir anda kafamı kaldırdığımda kafamı sertçe çarptım. Ah diyerek inledim "Sen niye kendine dikkat etmiyorsun. Bir anda kafanı kaldırıyorsun." dedi kızıgınca.
Kafamı ovarak konuştum. "Ya ne bilim ya ben en son biraz uyum sonra ben kullanırım arabayı dedim, ondan sonrası yok bende, ayrıca sen niye beni uyandırmadın." dediğimde "Çok güzel uyuyordun kıyamadım." dediğinde içim sıcacık olmuştu.
"Keşke uyandırsaydın bütün yolu sen kullanmak zorunda kaldın." dediğimde başını olsun der şekilde salladı.
Eşyalarımı yukarı çıkardıktan sonra karşısına dikildim. "Teşekkür ederim." dedim.
"Etme, sevgilimsin sen benim yardıma ihtiyacın olduğunda yardım edicem tabi ki." diyince başımı salladım.
Büyük ihtimalle yine ederdim elimde olan bir şey değildi bunlar.
Aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapatıp etrafa baktıktan sonra hızlıca dudağına ufak bir öpücük geri çekildim. Geri çekildiğinde etrafa tekrar baktım o bu halime gülmüştü. "Ya gülme başkalarına mı yakalanalım." dediğimde gülmeye devam etti.
İçeri geçmek istediğimde bilğimden tutup beni durdurdu "Başını çarptığın yere buz koy morarmasın ve unutma onlar senin ailen şans verdiğin için kendini kötü hissetmen gerekmiyor."
"Nasıl yapıyorsun sanki içimi okuyormuş gibi davranıyorsun?" dediğimde kafasını omzuna yatırarak cevap verdi. "Gözlerin Şehla, gözlerin her şeyi anlatıyor, anlayınca o gözlerin her şeyi anlatıyor." diye cevap verdi.
Kapıyı kapatıp içeri girdiğimde eşyalarımı yerleştirmeye başladım, en sonunda duş alıp içeri geçtiğimde tam olarak 3 saat geçmişti.
"Hadi Dicle yaparsın sen onlar senin ailen bu şansı hak ediyorlar."
Hadi kızım yaparsın sen ara onları.
Telfonu açıp Azra Kansu olarak kaydettiğim numaraya bastım.
Yazarın Anlatımıyla
Kansu ailesi sakince akşam yemeği yerken Barınla Berk birbirine sataşmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Oyunu
DiversosBorda bereliler için bir söz vardır: Ne geldiklerini görürsün ne de silahlarının sesini duyarsın göreceğin son şey bir çift göz olur. Üsteğmen Dicle Arslan'nın namlusunun ucundakininde gördüğü son şey bir çift bela olan deniz göz olur. Peki bu deni...