Dicle'nin Anlatımıyla
Fatih, Erdem'in fark edemeyeceği bir hızda bana göz kırparak yanımıza yaklaştı.
Erdem, Fatih'in gelmesinden pekte memnun olmadığını belli eden bir ifadeyle baktı. "Tamam 5 dakikaya geliyorum sen arabada bekle Adal."
Fatih, Eredm'in söylediğiyle başını sallayıp gitti. Fatih gidince Erdem bana dönüp gülümsedi.
"Ablama gidicem ve ona çiçek alacaktım da bana çiçek konusunda yardımcı olur musunuz acaba?"
Erdemin dediğiyle "Tabiki" dedim, arkamı dönüp beyaz gülleri aldım elime ve ona döndüm. "Eminim Ablanız bunları çok sevecek."
Erdem çiçekleri elimden alıp inceledi.
Neyini bu kadar inceledin be alt tarafı çiçek zehir değil!
"Güzelliğiniz kadar zevkinizde mükemmelmiş Kızıl Hanım."
Normalde olsa o sırıtan ağzını yırtmıştım ama şimdilik görev için gülümsemekle yetindim.
Görev bitince indiririz yüzüne bir tane Dicle. Şu an herşey vatan için.
Kendimi tam olarak öyle avutuyorum iç ses aksi taktirde bu kadar yavşaklıktan sonra hala sırıtarak yüzüme bakamazdı. Hatta bir daha sırıtmaya bile kalkışamazdı.
Erdem çiçekleri alıp en kısa zamanda tekrar geleceğini söyledikten sonra gitti.
Erdem gidince oturduğum yerde geriye yaslanıp rahat bir nefes aldım, kuş artık kafesteydi.
~~~~
Yazarın Anlatımıyla
"Anne Dicle'nin haberi yok, bunu yapmamız ne kadar doğru?"
Azra Hanım oğlunun dediğiyle bakışlarını oğluna çevirdi. Küçük bir çocuk gibi omuz silkti.
"Dicle'nin haberi olmayacak ki sadece ileride bizimle yaşarsa o odayı kullanacak o kadar."
Dora Annesinin dediğiyle heycanlanmıştı ama bir yandan da korkmuştu kız kardeşleri gerçekten bir gün onlarla yaşar mıydı? Ya da onlara hiç bir zaman alışamayıp yabancı mı kalırdı. Dora gözleri dolmuş bir şekilde Annesine bakarak aklındakileri dile getirdi.
"Anne ya hiç bir zaman bize alışamayıp yabancı kalırsa ne olucak?"
Azra Hanım oğlunun ona dolu gözlerle dedikleriyle sıkıca sarıldı. Oğlunun kaç gündür neden böyle huzursuz olduğunu şimdi anlamıştı. Dora diğer oğulları gibi değildi duygularını dışarı vurmayan ve hep mantık çerçevesinde ilerleyen biriydi, oğlunun bu huyunu sevsede bazenleri bu huyundan korkuyordu çünkü içine atarak kendine zarar verebilirdi bunun için de her zaman bir gözü hep oğlunun üstünde olmuştu.
"Sen bunun için mi kaç gündür böyle durgun geziyorsun ortalıkta."
Doruk Annesinin dediğiyle başını salladı ilk gördüğü an çok sevmişti Dicleyi o kadar tatlı ve masum gelmişti ki gözüne. Kaybettiğini sandığı kardeşi şimdi yanlarındaydı ve onlara bir yabancı gibiydi böyle kalmasından da deli gibi korkuyordu.
"Sen bundan korkmuyor musun Anne?"
Azra Hanım kendinden emin bir şekilde başını olumsuzca salladı. Adı gibi emindi kızı onlara alışacaktı sadece aldığı yaralardan ötürü korkuyordu ve utanıyordu. Onlara güvenince o duvarları yıkıcaktı kızı bunun için sadece zaman ihtiyaçları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Oyunu
CasualeBorda bereliler için bir söz vardır: Ne geldiklerini görürsün ne de silahlarının sesini duyarsın göreceğin son şey bir çift göz olur. Üsteğmen Dicle Arslan'nın namlusunun ucundakininde gördüğü son şey bir çift bela olan deniz göz olur. Peki bu deni...